Obezite artık kilo fazlalığı olarak değil, yağlanmaya bağlı kronik hastalık olarak tanımlanıyor. Yani bizim halen görüntü bozukluğu olarak kabullendiğimiz ve yalan yanlış bir çok diyet listesi ile tedavi edilebileceğini sandığımız bu durum aslında öyle değil. Elbette herkes fit ve makul derecede kaslı bir görünüme sahip olmak ister ve hakkıdır da. Ancak bir şeyi ancak çok istediğiniz zaman o şey sizindir.

Vücudumuzda bulunan yağ hücrelerimizin oranı erkeklerde vücudun % 18 ini, kadınlarda ise % 22 sini aştığı zaman obezite başlar. Bu oran arttıkça ve özellikle karın bölgesinde biriktikçe beraberinde ciddi sağlık sorunlarını da getirir. Şişmanlığın kabaca tesbitinde yıllarca Vücut kitle indeksi (Vücudun kilogram cinsinden metre olarak boyun karesine oranı, yani Kg/ m2) kullanılmaktadır. Vücut kitle indeksi (BMI veya VKİ) değeri artık terkedilmeye başlanmıştır. Çünkü yağ oranınızı değil, iri olup olmadığınızı gösterir. Hamile bir kadında, kaslı bir güreşçide veya body çalışan bir gençte VKİ yağ oranı az da olsa çok yüksek değerleri gösterebilir.

Depresyondan anksiyeteye, eklem kireçlenmelerinden gut hastalığına, safra kesesi taşlarından bir çok kanser türüne, kalp damar sistemi hastalıklarından şeker hastalığına kadar tüm vücudu tahrip eden bir durumdur obezite. Duygusal boşluktan kaçarak yemek, tiroid hormonları, kortizol, insülin, testesteron, büyüme hormonu gibi hormonların düzensizlikleri, bazı ilaçlar ( bazı doğum kontrol ilaçları, epilepsi ilaçları, psikolojik amaçla kullanılan ilaçlar, şeker hapları, grip ilaçları, tansiyon yüksekliği ve ritim bozukluğu ilaçları gibi), post menopozal dönem, stresli kişilik yapısı, sindirim sistemi hastalıkları, omega-3, B 12, D vitamini ve probiyotik eksiklikleri, kandida hakimiyeti, aşırı doğumlar, sigarayı bırakmak, oburluk hastalığı ve gece yemek yeme sendromu, kronik susuzluk, hareketsizlik, sosyal statü, bilgi kirliliği, yanlış tedaviler, yeme davranış bozuklukları ve daha satırlar dolusu bir çok neden obeziteye yol açar. Oysa bizler genellikle bu kadar nedeni olan bir hastalığa karşı elimize tutuşturulan bir diyet listesi ile işi çözmeye çalışıyoruz.

Obezite ve kilo fazlalığı şu an ülkemizde yaklaşık % 70 civarındadır. Üzülerek belirtiyorum ki bu konuda bilgili olduğunu sandığımız bir çok uzman bilerek veya bilmeyerek bizlerin daha da kilo almasına neden olmakta. Nedeni ise gayet basit. Olayın kökeninde neyin yattığını bulup çıkartamadıktan sonra kilo verdirmede başarılı olamazsınız. İlk başlardaki gayret biraz kilo verdirse de sonraları daha da fazla kilo alırsınız.

Genetik yapımız binlerce yıldır değişmemiştir. Yani mağara döneminde yonttuğu taşlar ile mızrak yapıp avını yakalayan insan ile aramızda anatomik ve fizyolojik olarak belirgin bir fark yok. Ancak biz mızrak olarak kredi kartlarını kullanıyoruz ve avımızı poşetlere koyuyoruz. Burada bütün olayın püf noktası modern dünyaya ilkel diye nitelendirdiğimiz atalarımızın özelliklerini katabilmekte. Bunu nasıl gerçekleştirebileceğimize dair bir çok örneği başka yazılarımda sizlerle paylaşacağım. Şu an sadece söyleyeceğim şey genetik yapımıza uygun beslenerek hareketli bir yaşam tarzını kabullenmemizdir. Alfabenin elifi de bu A sıda bu.