Toros Üniversitesi 45 Evler Kampüsünde gerçekleştirilen panele, üniversitenin Mütevelli Heyet Başkanı Yusuf Sertaç Özveren, Rektör Haluk Korkmazyürek, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) Başkanı Sabri Tekli, Mersin Tarsus Tarımsal Ürün İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TÜİOSB) Başkanı Gül Akyürek Balta, Mersin Sanayici ve İş Adamları Derneği (MESİAD) Başkanı Hasan Engin ile Türkiye ile Irak Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TISİAD) Başkanı Nevaf Kılıç ve öğrenciler katıldı.

Prof. Dr. Ahmet Özer, konferansın açılış konuşmasında, üniversite olarak eğitim-öğretim döneminde her hafta böyle etkinlikler yaptıklarını söyledi. En az ayda 4 bu tür etkinlikler düzenlediklerini kaydeden Özer, "Buradaki amacımız, öğrencilerimize bir mutluluk, memnuniyet oluşturmak. Fakat maalesef şimdiki öğrenci yapısı bizim dönemdeki öğrenci yapısı gibi değil. Şu anda burada kentin önde gelen en önemli iş insanları var. Öğrencilere ’gelin burada iş insanları var, başka yerde bu insanları bulamazsınız’ diyoruz ama çok ilgi duymuyorlar. Bizim amacımız öğrencileri bu konuda memnun etmek. İkinci amacımızda üniversite ile kenti buluşturmak. Uzun yıllardır bunlar yapılmamış. Bu ilişkileri sürdüreceğiz ve burada başarılı olacağımıza inanıyorum. Bunlara devam edeceğiz. Bugünde önemli bir konuyu konuşacağız. Konuşmacı olarak gelen 6 iş insanımıza teşekkür ediyorum" dedi.

"Bu coğrafyanın düzelmesi için burada yaşayan insanların söz sahibi olması lazım"

MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, güzel düşünülmüş bir konferans olduğunu vurgulayarak, "Çünkü Ortadoğulu olmak diye bir deyim var. Ortadoğu ülkesi olarak mı kalmak istiyorsunuz yoksa gelişmiş bir batı ülkesi mi olmak istiyorsunuz? Yani burada bu coğrafyada Ortadoğu’ya bir olumsuz bakış var. Bunun da suçu belki bizdedir. Ortadoğu’yu bir türlü çağdaş bir coğrafya haline getiremedik. Buradaki sorunlar, burada yaşayan insanlar tarafından çözülür. Eğer biz bu coğrafyaya 3. ülkeleri dahil etmeye devam edersek, sonuç ortada. 3. ve 4. ülkelerin kaç tanesinin karıştığını saymak zor. Bir kere bu coğrafyanın düzelmesi için burada yaşayan insanların söz sahibi olması lazım" ifadelerini kullandı.

"Biz Türkiye gibi olmak istiyoruz’ diyorlar"

Bölgenin düzelmesi için durmadan çalışmak gerektiğine dikkat çeken Kızıltan, "Bunun için ne gerekiyor? Eğitim. Bölge eğitim düzeyinin en düşük olduğu bölgelerden birisi. Kültür düzeyinin artırılması gerekiyor. Her şey ticaretle olmuyor. Irak ve Türkiye sınır komşusu, birbiriyle akraba iki ülke. Biz hep ticaret gözüyle baktığımızda bir sonuç alamıyoruz. İkili ilişkilerle bazılarınız ticaret yapabiliyor ama yine bu ticarette de farklı ülkelerin buraya müdahalesiyle ticaret de bazen kesintiye uğrayabiliyor. Bu coğrafyada öyle ya da böyle Türkiye çağdaş, kurumsal, devlet geleneğine sahip büyük, kültür ve deneyimi olan bir ülke. Kuzey Irak’ta biz 4-5 gün geçirdik. Buradaki halkla konuştuğumuz zaman, ’Bizim yüzümüz Türkiye’ye dönük, Türkiye’nin de yüzü Batıya dönük’ diyorlar. ’Biz Türkiye gibi olmak istiyoruz’ diyorlar. O coğrafyada da bir uyanış olduğunu gördüm. Ticareti geliştirmemiz için sadece biz malımızı satalım diye düşünürsek onlar ’gelin satmayın burada yatırım yapın’ diyorlar. Bunu karşılıklı yarar sağlayacak şekle dönüştürmeliyiz. Bunun için de iki ülke arasında bir kere güven ortamı oluşturmalıyız. 3. ülkelerin oluşturduğu yapay düşüncelerden kendimizi arındırmamız lazım. Biz iş insanları, siyaseti pek bilmeyiz, siyasetçileri bizim yönlendirmemiz lazım. Mısır’da, Irak’ta, Suriye’de siyasiler arasında sorun var ama iş dünyasında sorun yok. Bizler cesaretle kurduğumuz ikili ilişkilerle, hem fikirlerimizi karşı ülkelere empoze etmeliyiz hem de siyasetçilere yol çizmeliyiz. Ülkelerin birbiri arasındaki ilişkilerin düzeyinin artması için iş dünyasının büyük bir rolü var. Biz de o rolü kullanmalıyız" şeklinde konuştu.

Tekli: "Komşum ile iş yapamamaktan dolayı çok üzülüyorum"

MTOSB Başkan Sabri Tekli ise Irak ile yüzde 20’lik ihracat kapasitesine ulaşmak istediklerinin altını çizerek, "Şu anda 58 firma Irak’a değişik ürünlerle ihracat yapıyor. Ana madde gıda, arkasından cam, çelik konstrüksiyon, makine ve mobilya sektörü geliyor. Çok ciddi ihracat rakamlarına sahibiz. Üreten toplumlar konusuna değineceğim. Geçmiş savaş teğet geçer. Biz savaşlara karşı üretiyoruz. Savaşan milletin bizim ürettiklerimize aşırı derecede ihtiyaç duyduğunu bilmemek yanlış olur. 1990’lara kadar ihracata kasa yetiştiremiyorduk sonra ne olduysa savaşlar çıktı ve bugün güneyimizde savaşmayan ülke yok. Bizler üreten ülkelerin evlatlarıyız, üretmezsek sonumuzun ne olacağını biliyoruz. Mersin’in savaşlar ardında ezilmesini hiç hoş karşılamıyorum. Artık bu savaşlar sonlanmalı. Bunlarla bizi yok ediyorlar. Bizim değerlerimizle onların değerleri birleşse örnek bir bölge olacaktı Ortadoğu. Bizi birbirimize düşürdüler. Komşum ile iş yapamamaktan dolayı çok üzülüyorum. Biz komşu değil, bu ülkelerle kardeştik. 1990 yılından itibaren bu bölgelerde savaş bitmedi. Hepsi enerjiden, gazdan sıkıntı yaşıyorlar. Bizlerle ortaklık yapıp üretim yapmak istiyorlar. Petrolleri var ama üretimleri yok. Kendilerini bu konuda yetiştiremedikleri için en büyük desteği bizim vermemiz gerektiğini biliyorlar. Bizler komşumuza yardım etmeliyiz ki, gelecekte bölge ekonomisini birlikte paylaşalım. Belki bizde petrol yok ama onlarda olmayan da bizde var. Su var, tarım var" ifadelerini kullandı.

Başkan Gül Akyürek Balta da iş insanları olarak Mersin’de her türlü yatırım imkanını geliştirmeye çalıştıklarını söyledi.

Diğer 3 panelist de konuşmasının ardından iş insanları, öğrencilerin sorularını yanıtladı.