Kıymetli okurlarım. Yıllarını obezite, şeker hastalığı ve beslenme bozuklukları konularına ayırmış bir hekimim. En güncel bilgiler ile bana en çok sorulan soruların cevaplarını sizler için hazırladım. İlginiz arttıkça bu merak edilenleri yazmaya devam edeceğim. Yararlı olacağını umarak sağlıklı günler diliyorum.

1-OMEGA-3 NEDİR VE HANGİ GIDALARDAN ALIRIZ: Omega-3 bir yağ asididir. Esansiyeldir yani vücudumuzda yapılamadığı için mutlaka dışarıdan besinlerle alınması gerekir. Yağ asitleri yağların moleküler yapısında bulunan asitlerdir. Hücrelerimiz için çok gerekli olan omega-3 yağ asidinin önemini anlatmak için şu cümle yeterlidir sanıyorum. Beynimizin % 60 lık bölümü yağdır ve bu yağlarında % 70 kadarı omega-3 yağ asitlerinden oluşur. Hücrelerin duvarlarında bu yağ asitleri yerine başka yağ asitleri geçerse (trans yağlar, kalitesiz yağlar gibi) romatizmal hastalıklardan adet düzensizliklerine, depresyondan büyüme gelişme geriliklerine, hiperaktiviteden Alzheimer Hastalığına kadar pek çok durum ile karşılaşabiliriz.

Omega-3 genellikle hayvansal besinler ile, daha nadir olarak da bazı bitkisel kaynaklar ile alınır. Ancak hayvansal besinlerden gelen omega-3 daha etkin ve birim ağırlığa göre daha fazla orandadır. En iyi kaynaklar soğuk deniz balıklarıdır. Sardalye, somon, hamsi, istavrit, orkinos, ton, uskumru ve tatlı su balıklarından da yayın omega-3 den zengindir. Doğal yumurta, et ve sakatatlar da omega-3 kaynaklarındandır. Günlük ihtiyacımız 1 gram kadardır. Ceviz, keten tohumu, yulaf, semizotu, kabak çekirdeği de omega-3 yağ asitleri içerirler.

Günde 1 gram omega-3 almak için (asla kızartmadan buğulama, fırın, ızgara şeklinde alınmalı) şu balıklardan yazılan miktarlarda alabilirsiniz. 100 gram uskumru veya 75 gram somon veya 75 gram hamsi veya 75 gram istavrit veya 75 gram sardalye veya 500 gram yayın veya 250 gram ton balığı.

2-OMEGA-3 DÜZEYİM EKSİK Mİ, NASIL ANLARIM: Laboratuvar ölçümü her yerde mümkün olmayan ve pahalı olması nedeni ile rutin ölçüme girmemiş olan omega-3 testi yapılamadığı zaman bilgi birikimi olan bir hekim aşağı yukarı 30 kadar soru ile hastanın durumunu büyük bir olasılıkla tahmin edebilir. Listelerin cirit attığı kilo verme savaşlarında eğer yeterli düzeyde omega-3 yağ asitleriniz yoksa ve bunları alacak beslenme düzeniniz de oluşturulmamışsa vücut kilo verirken kas ve sudan kaybeder. Bu nedenle obezite tedavisine başlarken omaga-3 sorgulaması mutlaka yapılmalıdır.

Kaba, kuru, pul pul dökülen bir cilt omega-3 eksikliğinin en kuvvetli belirtilerindendir. Bunu dışında kepeklenme, artmış kulak kiri, kırılgan ve cansız tırnaklar, cansız saçlar, aşırı susama, sık idrara çıkma, kas ve eklem ağrıları, değişken ruh hali (sık ağlama, kaygı dalıp gitmeler), kolay kilo alma durumları da omega-3 eksikliğinde sık görülür.

3-OMEGA-3 KİLO VERDİRİR Mİ: Yırt dışındaki pek çok tıbbi merkez obezite tedavisinde yüksek dozlara ulaşabilen omega-3 yağ asitleri kullanmaktadırlar. Obezite bilindiği gibi bir kronik enflamasyon hastalığıdır. Omega-3 yağ asitleri de güçlü antienflamatuar maddelerdir. Temel etkileri şekerin yağa dönüşüm hızını azaltmak ve insülin hormonunun duyarlılığını arttırmaktır.

4-ELMA SİRKESİ NEDİR VE ŞEKER HASTALARINA YARARLIMIDIR: İlaç yüzü görmemiş doğal elmalardan klasik sirke tarzında yapılır. Ne kadar çok bekletilirse etkinliği o derece artar. Atalardan gelen klasik yol ile yapılıp karanlıkta saklanılanı en makbul olanıdır. Midenin boşalmasını geciktirdiği için kontrollü olarak obezite tedavisinde yardımcı olarak kullanılabilir.

Karbonhidratlı gıdaların glisemik indekslerini (kan şekeri arttırma hızını) düşürdükleri için şeker hastalarında da çok yararlıdır. Daha açık yazarsak pilav, makarna ve benzeri yiyeceklerin kan şekerini arttırma hızın azaltır. İçinde bulunan probiyotik mikroorganizmalar genel sağlığın düzeltilmesi ve bağışıklığın arttırılması için çok önemlidir. Bağırsaklarda mantar oluşumunu azaltırlar. Mantarların iştahı arttıran kimyasalları da bu nedenle azalacağı için elma sirkesi dolaylı olarak iştahı azaltır.