Kıymetli okurlarım. Sadece dünyamızı kirletmekle kalmadık bilgileri de kirlettik. Özellikle sağlık konularındaki bilgi kirliliği bizleri çok sıkıntılara soktu ve sokamaya devam ediyor. Bu konuda her uzmanım diyen doğru söylüyor sanmayın ve lütfen dikkatli olun. Merak edilen bazı konuları bilimsel veriler ışığında bu yazımda sizlere aktamaya çalışacağım.

1-C VİTAMİNİNİ YETERLİ ALIYORMUYUZ: Özellikle enfeksiyonlar esnasında, sigara içenlerde, diyabeti olanlarda, kronik hastalığı olanlarda günlük C vitamini ihtiyacı daha da artmaktadır. Şeker molekülü ile C vitamininin kimyasal yapısı birbirine çok benzer. Kande şeker fazla olduğunda C vitamininin hücreye alınacağı kapılar bu vitamin yerine kan şekerini içeri alır ve hücreler C vitamini eksikliği çekerler. Günlük ortalama 1 gram C vitamini almalıyız.

2-UYKUSUZLUK NASIL OBEZİTEYE YOL AÇIYOR: Vücudumuzda iş gören hormonların salgı zamanları hormonuna göre değişiklikler gösterebilir. Bu hormonlardan bir tanesi de gece azalıp sabah saatlerinde yükselmeye başlayan kortizol hormonudur. Büyüme hormonu ve Melatonin hormonları ki bunlar geliştirici ve onarıcı hormonlardır, uyku esnasında artarlar (uyusunda büyüsün ninnisinin sırrı). Ancak yatışımızı geciktirdiğimiz durumlarda lambalar veya diğer ışık kaynakları etkisi ile kortizol de kanda geç düşüyor (Dolayısı ile kan şekeri yüksek kalıyor, yağın boyun ve karında depolanması artıyor, Büyüme Hormonu ve Melatonin de az salınıyor). Bu nedenle erken yatıp erken kalkmak ve ortalama 7-9 saat uyku çok gereklidir.

O zaman neler yapalım: Geç saatlere kadar TV ve bilgisayardan uzak durun. Akşam evdeki ışık miktarı az olsun. Uyunulan oda mümkün olduğunca karanlık olsun. Melatonin o zaman maksimal salgılanır. Yatma ile son öğün arasında en az 3 saat olsun. Yatak odası ısısı 21 dereceyi geçmesin. Çorap ile yatın. Ayaklar kan dolaşımının en zayıf olduğu alanlardır ve kolay üşüdüğü için uykunuza zarar verebilir. Uyku kalitesi ne nedenle bozulursa bozulsun gece yağ yakılmasını sağlayan Büyüme Hormonu miktarı düşecektir.

3-D VİTAMİNİNİ GÜNEŞTEN ALMA İMKÂNIM YOK. NE YAPABİLİRİM: Bugün çok daha iyi anlaşılmıştır ki D vitamini en kuvvetli antioksidanlardan birisidir. Bazı enfeksiyon salgınlarında D vitamini düzeyi iyi olanların bu salgınlara yakalanmadıkları veya çok hafif geçirdikleri bir çok çalışma ile teyid edilmiştir. Bunun dışında D vitamini düzeylerinin yeterli olması allerjilerden, romatizmal hastalıklardan, kanserlerden ciddi oranda koruma sağlar. Son yapılan çalışmalardan bir tanesi D vitamini düzeylerindeki azalmaların yaşlılarda dengesizliğe neden olduğunu, eksiğin yerine konulması ile durumun düzelebildiğini açıklamaktadır.

Tabii ki bazı gıdalardan (karaciğer, et, yürek, balık, yumurta gibi) D vitamini almaktayız . Ancak güneş ile elde ettiğimiz 4 birim D vitaminine karşılık gıdalardan elde edeceğimiz miktar 1 birimdir. Gıdalardan da alınamıyorsa o zaman bir takım güvenliği kanıtlanmış destekler ile D vitamini dışarıdan alınmalıdır. Bu konuda yine de hekim önerileri ciddiye alınmalıdır. Her ne kadar literatürde D vitamini zehirlenmesine ait fazla bilgi yoksa da bu vitamin depo edilebilir özelliği nedeni ile yüksek dozlarda bazı sıkıntılara neden olabilir.

4-HAREKET ETMEDEN ZAYIFLAMAK İSTİYORUM: Bu yolla zayıflamaya kalkarsanız yaktığınız yağlar kadar kaslarınızdan da kaybeder ve sağlığınızdan olursunuz. Kaslar hareket organlarıdır ve kan şekerini yakıt olarak kullandıktan sonra yağları yakmaya başlarlar. Bu nedenle mümkün olduğunca kontrollü ve sistemli bir egzersiz uygulaması ile birlikte kilo vermeye gayret etmelisiniz. Yapılan bilimsel çalışmalarda spor esnasında Obezite geninin (Ob geni) faaliyetlerinin durduğu ve bu sırada asla yeni yağ hücresinin yapılmadığı bulunmuştur. Bu olay egzersiz sonrası 3 saat daha devam etmektedir. Tembellik sizi uzun yaşatmaz. Güzel bir Fransız Atasözü vardır ‘’Bütün hatalarımızdan en kolay affettiğimiz tembelliğimizdir’’. Tembelliğimizi affetmeyelim, uzun ve sağlıklı yaşayalım.