Aşısızlara PCR test zorunluluğu kaldırıldı. 81 il valiliğine gönderilen yazıda, aşısız ve aşı sürecini tamamlamayan kişilerle ilgili seyahat ve sosyal etkinlik alanlarındaki genelgenin yürürlükten kaldırıldığı bildirildi.

PROF. DR. MEHMET CEYHAN: KARAR KESİNLİKLE BİLİMSEL DEĞİL

Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Mehmet Ceyhan kararın açıklanmasının ardından Habertürk TV'de yaptığı açıklamada, "Demek ki elimizde PCR testi kalmadı. Aylardır söylediğimiz hızlı tanı kitleri de alınamadı. Bu karar kesinlikler bilimsel değil. Omicron yayılsın binlerce kişi ölsün demek" dedi.

 "Şu an test yapsak kesinlikle vaka sayısı 200 binin üstüne çıkar ama biz belli ki bu şekilde 60-70 binde tutacağız" diyen Ceyhan, PCR testi konusunda her ülkenin belli kapasitesi olduğunu ve belli koşullarda yapılabildiğini, bunun da bir sınırı olduğunu belirterek, "O yüzden gelişmiş ülkeler hızlı tanı testlerini yaygınlaştırdı" dedi.

Ceyhan'ın açıklamaları şöyle: 

PCR testi her ülkenin belli bir kapasitesi var. Test belli laboratuvarlarda çalışır, yeteri kadar uzman lazım. Bunun için gelişmiş ülkelerde hızlı tanı testleri devreye konuldu. Okullarda PCR'ı kaldırdık ama bütün Batı Avrupa ülkelerinde, ABD'de daha önce haftada 1 öğrencilere tarama yapılırken şu anda haftada iki defa yapılıyor. Biz eğer bu kararlarla devam edersek vaka sayısını artmadığını görürüz ama bu gerçek durumu yansıtmayacak.

"AŞILILAR DA BU İŞTEN ZARAR GÖRECEK"

Vatandaşta algı şu oluyor, maske takın deniyor ama bu iş demek ki o kadar da önemli değil algısı oluyor. Vatandaşa bu şekilde aşının önemli olduğunu anlatmak mümkün değil. Bütün aşılıların hayatını tehlikeye atıyorsunuz demektir. İnaktif aşının zaten koruyuculuğu düşük. Aşısızlarla temas edin diyorsunuz. Aşılılar da bu işten zarar görecek. 

Omicron evet daha belirtisiz seyrediyor, hafif geçiriyor ama bu hala, insanlar aşı nedeniyle, toplum belli oranda bağışıklık kazandı, bunun için mi hafif yoksa virüsten mi ondan mı bu bile tartışılıyor. Türkiye'nin atladığı çok önemli bir nokta var. Bilim Kurulu'nun yaptığı şey şu, hayatı, iş dünyasını rahatlatıcı tedbirleri, AB şöyle diyor diye alıyoruz ama onların kısıtlayıcı tedbirleri artırma kararlarını almıyoruz. Türkiye, İngiltere ve Rusya'da vaka sayıları 20 binlerin altına indirilmeden Omicron'a yakalanıldı. Biz Omicron'a güvenip serbest bırakırsak Delta da yayılır. Omicron'un ölüm oranları düşük ama ölüm sayıları fazla şu an. Vaka sayıları belli noktayı geçtikten itibaren ABD'de de, Batı Avrupa'da da ölüm sayıları artmaya başlıyor. Öldürmeyen, ağır hastalık yapmayan bir varyant değil bu. Yanlış anlaşılıyor. 

Prof. Dr. Ceyhan, sosyal medya hesabı üzerinden de bir açıklama yaptı:

"Bu kararı bilimsel olarak yorumlamak ne yazık ki mümkün değil. Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri ile alınması da üzücü. Sonuçta hızlı tanı testleri olmadan PCR ile sistemin yürümesi zaten zor. PCR sayılarının bir sınırı var.

Ancak son kararlarla test sayımız fazla artmadan, günlük vaka sayımız 300 bini geçse bile biz 60-70 bin vaka bulacağız. Zaten Omicron yayılımının başladığı ülkelerde günlük vaka sayısının bir haftadır 60 binlerde kalması mümkün değil.

En etkili aşı bile hastalığı yüzde 90, ağır hastalığı yüzde 95 önlüyor. Bu kararla aşılıların da riski artırılmaktadır.

Bütün ülkelerde önlemler artırılırken, aşılama hızı artsın diye çalışılırken, bizim bu kararları almamız bilimsel bir nedene bağlı olamaz.

Omicron varyantı bir nezle etkeni değildir ve oranı düşük de olsa, artan vaka sayılarıyla ağır hastalar ve ölümler artacaktır.

Üstelik ülkemizde artan sadece Omicron değildir, Delta varyantı da dolaşımdadır ve ölüm oranları hala yüksektir.

Sonuçta sağlık sistemi sadece yoğun bakımlardan ibaret değildir, gevşetilen önlemler özellikle 1. basamakta ve polikliniklerde büyük yük oluşturacaktır.

Bu kararlardan sonra topluma pandemi önlemlerini anlatmak ve aşının önemine inandırmak oldukça güç olacaktır."