Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu bugün 17:30'da bir araya gelirken, toplantının ana gündem maddeleri, aşılama süreci ve delta varyantı oldu.

Bilim Kurulu Toplantısı sona ererken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca kameraların karşısına geçti.

Bakan Koca'nın açıklamalarından öne çıkanlar: 

Koronavirüs küresel salgını beraberinde birçok zorluğu getirdi. Bu durumu 4 bölüm halinde ele alabiliriz. Salgın hastalık ülkemize ulaşmada önce ilk dönemi, yani salgına hazırlık, karantina ve önlemlerin neler olabileceğiyle ilgili dönemdi.

"HİÇ TANIMADIĞIMIZ BU YENİ DÜŞMANA BÜYÜK KAYIPLAR VERDİK"

Hiç tanımadığımız bu yeni düşmana büyük kayıplar verdik. Ülkemizde salgın boyunca alt yapı sorunu yaşamadık. Bilimin yolunu inceledik ve güncel bilimsel uygulamaları uyguladık.

Bu aşamada aldığımız tedbirler 3 ay kazandırdı bize. İkinci bölüm ise tanımadığımız bu düşmandan nasıl korunacağımızı öğrenmekle uğraşma dönemiydi.

Bu dönemde salgın yönetimi ve çalışma rehberleriyle salgın döneminde kontrollü sosyal hayatın nasıl olabileceğine odaklandık. Bu dönemde dijital altyapımız çok hızlı sonuç almamızı sağladı.

Dördüncü bölüm ise aşılama programımızın başladığı, salgının gerileyip insanlığın ve bilimin kazanmaya başladığı aşama. Şu an bu aşamadayız ve salgının kısa sürede biteceğine inancım tam.

50 BİN İNSANIMIZI KAYBETTİK

Sizlere üçüncü bölümde yaşadıklarımızın sonuçlarında bazı örnekler vereceğim. Salgın süresince salgından yaklaşık 50 bin insanımızı kaybettik. Salgın sebebiyle ertelenen sağlık hizmetleri sebebiyle yaşadığımız kayıp ise bundan çok daha büyük.

Örneğin, kalp krizi teşhisleri salgın döneminde yüzde 56 azalmasına rağmen kalp krizine bağlı ölümler yüzde 10’dan fazla artış gösterdi.

Bu durumun temel sebebi salgın döneminde sağlı hizmetine ulaşımın yavaşlaması ya da salgın dışındaki sebeplerden hastanelere gitmekten imtina edilmesidir.

"DÜNYADA MEVCUT ÖLÜMLERİN 3-4 KATI DAHA KAYIP BEKLENİYOR"

Covid-19 ölümlerini DSÖ’nün belirlediği kriterlere göre tespit edip 50 bin kaybımız var derken en az bir bu kadar vatandaşımızı daha kaybettik.

Bugün küresel ölçekte en az 3.9 milyon insan Covid-19 sebebiyle hayatını kaybetti ancak doğrulanmamış vakalar ve dolaylı nedenlerle 10 milyonun üzerinde ölüm de Covid-19 ve onun yıkıcı etkisi olduğu değerlendiriliyor.

Gelecek 3 yıl boyunca hastalığı geçirmiş kişilerde ne tür yan rahatsızlıklar çıkacağı tespit edilemese de mevcut ölümlerin 3-4 katı kadar daha kayıp beklendiği belirtilmektedir.

Hastalığı geçirdikten ve tamamen iyileştikten 45 gün sonrasında yaşanan ölüm olaylarını incelediğimizde özellikle 65 yaş üzeri grupta vefat sayılarının 2 kattan fazla arttığını tespit ettik.

ATEŞ KARA'DAN AÇIKLAMA

Bizim ülkemizde aşının istenmeyen etkileri, yan etkileri yakın takip ediliyor. Aşı sonrası istenmeyen etki izlem sistemi çerçevesinde düzenli olarak bu bilgiler toplanıyor. Her ilde yapılıyor. Bu bildirimleri hem sağlık çalışanları hem de ayrıca kişiler isterse yapabiliyor. Gördüğümüz yan etkiler ise. İki şekilde, bir tanesi aşının yapıldığı yerde şişlik, kızarıklık, kolda ağrı gibi. Bunlar iki aşı arasında bir miktar fark var. Ama her iki aşı da 24 saatten çok sürmüyor bunlar.

"TÜM VÜCUDU ETKİLEYEN KAS AĞRISI, YORGUNLUK GÖRÜLÜYOR"

"100 kişiden 8'inde belki de 2 gün kadar kolda ağrının devam ettiğini görüyoruz. Sistemik dediğimiz tüm vücudu etkileyen kas ağrısı, yorgunluk görülüyor. Bu aşı olanların yüzde 10-15 gibi görünüyor. Bunların hiçbirisinde kalıcı olmadığını görüyoruz. Bu etkiler arasında baş ağrısı çok nadiren görülüyor. 3 gün kadar sürüp, düzeliyor. Gündelik yaşamı etkileyecek kadar yan etki veya istenmeyen etki çok daha nadir olduğunu söylemek gerekir. 1000-1200 kişi arasında 1 veya 2 kişide 24 saat kadar halsiz, yorgun hissediyor. Dünyaya baktığımızda bundan daha ağır istenmeyen etkilerin olduğu aşılar var ülkemizde kullanılan aşılarda veriler böyle."

TURKOVAC AŞISI: PROF. DR SERHAT ÜNAL BİLİM KURULU ÜYESİ

Bakan Koca'nın söz verdiği bir diğer isim olan Prof Dr. Serhat Ünal da şu ifadelere yer verdi: "Önceki çalışmayla ilgili kısa bilgi vermek isterim. Eylül 2020 tarihinde bu salondan duyurduğumuz şekilde Türkiye Sinovac aşının faz 3 çalışmasına başlamıştı. Türkiye'de acil kullanım onayı sayesinde başladı. Takiben bitirilen çalışma sonuçlandırıldı. Bu çalışma memnuniyetle belirtiyorum ki, beklendiği şekilde dünyanın önemli dergilerinde yayına kabul edildi. Şu günlerde de kendi yerli aşımızın faz 3 çalışmalarıyla uğraşıyoruz. Kayseri Erciyes Üniversitesi'nde preklinik çalışmaları tamamlandıktan sonra faz 1 ve faz 2 dediğimiz erken çalışmaları başarıyla tamamlandı. 30 Nisan'da çalışmalar bittikten itibaren faz 3'ü aşı çalışması yürüten ekibe devroldu. Bununla ilgili hazırlıklarımızı bitirdik. Dün hepinizin şahit olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanımızın isimlendirmesiyle Turkovac çalışması başlatıldı. Umarım çok başarılı çalışma olacak. Hep beraber göreceğiz"

18 YAŞINI DOLDURMUŞ VATANDAŞLAR CUMA GÜNÜNDEN İTİBAREN AŞI RANDEVUSU ALABİLECEK

Bir gazetecinin sorduğu soruya yanıt veren Bakan Koca,"Bugünden söyleyebilirim, cuma günü itibariyle 18 yaşından gün almış olan bütün vatandaşlarımızı tanımlamış olacağız. Yani cuma gününden itibaren 18 yaşından gün almış olan herkes randevu alabilir olacak. Bizim hedefimiz 18 yaş üstü aşılanabilir olma durumu 55 milyona yakın vatandaşımız olduğunu. Kurban Bayramına kadar en az yüzde 70'ini en az bir doz aşılanmasını sağlamak istiyoruz. Vatandaşlarımızın erken dönemde aşılarını olmalarını özellikle rica ediyorum. Bu yazı daha rahat geçirmek, bayramı bayram gibi geçirmek için gayretlerimiz olmalıdır"

DELTA VARYANTI

Delta Plus ile ilgili ülkemizde görüldüğünü bilmiyoruz, tespit etmedik. Delta varyantıyla ilgili ülkemizde şu ana kadar adı konan 134 vakamız oldu. Toplam 16 ilimizde görüldü. İllerdeki dağıtımı artmaya başladı. Yoğunluk olarak İstanbul'da görüldü. 82 vaka İstanbul'da. Ülkede çok ciddi bir oranın olmadığını biliyoruz her geçen gün bunun artabileceğinden endişe ediyoruz. Aşıların bu varyanta da etkili olduğunu biliyoruz. Önümüzdeki süreçte 18 yaşa kadar indirdiğimiz bu dönemde muhtemel 6 haftalık süreyi daha da erkene çekebiliriz. Önümüzdeki haftalar bunu netleştirmiş oluruz. 

AŞILAMADA SON DURUM

Şu ana kadar bize Sinovac aşısının 100 milyon dozu gelmesi gerekiyordu, en geç nisan sonunda. Şu ana kadar gelen aşı miktarı 34 milyon.

BioNTech 4.5 milyon gelmişti mart sonuna kadar. Devamında, haziranda 30 milyon doz aşının gelmesi şeklinde sözleşme yapmıştık, eylül sonuyla 120 milyon. Bu 30 milyondan 20 milyon aşı şu ana kadar gelmiş oldu.

Pazartesi ve salı 5 milyon daha gelmiş olacak. Belki 30 milyona tamamlanmış olması temmuzun ilk 3-4 günü içerisinde olabilir.

Uğur Hoca da bu noktada hassasiyetle üzerinde durmaya gayret ediyor. 30 milyonun tamamlandıktan sonra ülkemize gelişinin daha iyi olabileceğini, ben başta olmak üzere sorumuzun aşı olacağını, aşı gündeminden çıkmak için 30 milyon aşıdan sonra daha çok üretim ve ar-ge olmak üzere başka konuları konuşmak üzere sağlıklı olacağını söyledim. Kendileri de sanırım bayramdan sonra gelmiş olacak. Sputnik’ten de 400 bin doz geldi, testleri yapılıyor.

Rapiel doz etik kurulundan geçti. Sinovac, Biontech ve Turkovac aşımızı yapmak üzere bir çalışma başlatıldı. Aşının etkinliğiyle ilgili çalışma yayına hazır hale getirilme noktasına geldi.

Ama ben önden şunu söyleyebilirim: Yaş arttıkça, ek hastalık arttıkça koruyuculuğun giderek azaldığını görüyoruz. Ama genç yaş grubunda ek hastalığı olmayan kişilerde bu koruyuculuk çok daha yüksek.

PCR TESTİ 

Şu an Hindistan gibi, Brezilya, Güney Afrika, Pakistan ve Afganistan gibi ülkelere 14 gün olarak karantina uyguluyoruz. 1 Temmuz itibarıyla biraz daha detaylandırmış olacağız. Belki bazı ülkelere yasak koymak gerekebilir. Yurt dışından gelen Rusya'dan gelenler dahil olmak üzere 72 saatte PCR mutlak istiyoruz. Herkesin, özellikle yurt dışından gelenlerle ilgili yaygın bir şekilde örneklem yöntemiyle PCR çalışıyoruz. Bu örneklemle birlikte, yani geldiği ülkeden bize gösterilen PCR ve antijen sonucu dışında bizim örneklem yöntemiyle yaygın yaptığımız testlerle bir artış oranı giderek kötüye doğru oranların arttığını hissettiğimizde gereken yapılmış olur. Bu konuda hassas ve titiz çalışıyoruz.

KISITLAMALAR

Kısıtlamaların devre dışı kalmasıyla veya azaltılmasıyla birlikte bu dönemde vakaların hareketlilikle birlikte temasla birlikte çok arttığını biliyoruz. Normalde bu kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte düşüşün stabil bir döneme girdiğini görüyoruz. Vakalar 5-6 bin bandında sabit kalmaya başladı. Bu hareketliliğin artışıyla birlikte genelde bu kadar sabit kalma sonrası daha önce de İngiliz varyantında gördüğümüz şekliyle, genelde yukarı doğru çıkış eğilimini görmüş oluruz. Bu endişemiz var mı, var. Ama şunu görüyoruz, bu dönemde yukarı doğru çıkıştan ziyade sabit kaldığını, daha önceki İngiliz varyantından farklı olarak, bu dönemde yoğun aşılama yaptığımızı biliyoruz. Aşının etkisiyle yukarı çıkışın baskılandığı kanaatindeyiz. Aşılamayı giderek yoğunlaştırmak kaydıyla aşağı doğru inebileceğini ümit ediyoruz.

"ZORUNLU OLMADIKÇA KISITLAMALARI KALDIRMAK İSTEMİYORUZ"

Önümüzdeki dönemde zorunlu olmadıkça kısıtlamaları yapmak istemiyoruz. Herkesin özellikle kişisel güvenlik çemberini oluşturması gerektiği kanaatindeyiz.

"AŞILAMANIN EN AZ %70 OLDUĞU DÖNEM MASKELERDEN KURTULABİLİRİZ"

Mesafe korunabiliyorsa, o durumda maskeyi takmanız gerekmez, bu kapalı alanda da olabilir. Ama mesafenin korunmadığı açık alanlarda maske gerekli oluyor. Toplumsal bağışıklığın oluşmadığı bu dönemde maskeyi güvenlik çemberi içinde kullanmamız gerektiğini hatırlatmak istiyorum. En az yüzde 70 aşılamanın olduğu dönemde maskelerden kurtulabileceğimiz dönem olur diye düşünüyorum.

Vatandaşımız Özellikle aşılama noktasında hassasiyet gösteriyor, yoğun ilgi var. Aşılama dönemini bayrama kadar 18 yaş ve üstünü en az bir kez aşılama noktasında gayret içinde olmamız gerektiği kanaatindeyim. Bayram ve sonrasını rahat geçirebileceğimizi, yazı atlatacağımızı düşünüyorum. Üniversitelerin de çok daha rahat açılabileceğini söylemek istiyorum. Hızla pandemiyi ülke gündeminden çıkarmak istiyoruz. Yoğun aşılamayı sağlayarak bu toplumsal bağışıklığı tamamlamak istiyoruz.

Normalde Ankara'daki vakaların biraz daha İstanbul'a göre yüksek olduğunu söyleyebilirim. İzmir için aynı şey değil. Aşılamanın Ankara'da oran olarak İstanbul'dan daha iyi olduğunu görüyoruz. Vatandaşımızın kişisel tedbirlere dikkat etmesi gerektiğini tekrar söylemek istiyorum. Aşılamayı arttırabilirsek bu oranların daha da düşebileceği kanaatini ifade etmek istiyorum.