Altaş açıklamasında; "İslam neyi haram kıldıysa onda kötülük ve insana zarar, helal kıldığı şeylerde de temizlik ve insana fayda vardır’ diyen, salgın hastalık sürecinde sağlık çalışanları ve hastalar için dua çağrısı yapan, ’Ey insanlar sağlığımıza zarar veren şeylerden uzak duralım, çünkü bundan sadece bu kötülüğü işleyen ya da zararlı maddeyi kullanan kimse değil, sadece çevresindeki insanlar değil, binlerce kilometre uzakta olanlarda zarar görüyor. İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor, lutiliği ve eşcinselliği de lanetliyor. Nedir bunun hikmeti; hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir’. diye belirten Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş Anayasal sınırlar içerisinde kendisine verilen görevi yerine getirmektedir. 24.04.2020 tarihli Cuma hutbesinde kötülüklere karşı topyekün mücadele mesajı vermiş olup Diyanet İşleri Başkanı olması hasebiyle de İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları hakkında toplumu aydınlatma görevini yerine getirmiştir" dedi.

Altaş, "Bir kimsenin bu ifadeleri kullanabilmesi için dogmatik bilgi ayrımını dahi yapamayacak, Kur’an hükümlerini Diyanet İşleri Başkanının kendi kendini ifade etmesi sanacak bilgi düzeyinde olması gerekir ki asıl kınanması gereken budur. 633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 1. Maddesi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevlerini bildirmiş olup, bu kanun uyarınca din konusunda toplumu aydınlatmak görevi diyanet işleri başkanlığına tevdii edilmiştir. Diyanet İşleri Başkanı kimseyi kimseye hedef göstermemekte, İslam dininin gereğini ortaya koymaktadır. Dinin gereği ifade ettiği şekilde olduğu gibi, kendisinin görevi de dinin gereğini ifade etmektir. Diyanet İşleri Başkanının açıklamaları nedeni ile hele de o ifadelerle hedef gösterilmesi ise bir hukuk kurumu olan Barolara asla yakışmayan bir tutumdur. Diyanet İşleri Başkanının ifadelerinde halkın bir kısmını hedef göstermekten değil ancak görevinin gereğini yerine getirmekten söz edilebilir. Bu açıklamaya karşın baronun açıklaması ve içeriği ise dini değerleri aşağılamaya yeltenen ve hem suç olan hem de kınanmayı hak eden bir tutumdur. İçerisinde bulunduğumuz salgın hastalık sürecinde bünyesinde bulunan avukatların sorunlarına eğilmek yerine kanuni olarak kendisine verilen görevi yerine getiren bir devlet adamına saldırılmasının takdirini de kamu oyuna bırakmaktayız" ifadelerini kullandı.