Kem söz (kalp akçe) sahibinindir

Kötü sözü, sahte parayı kimse kabul etmez bunların ikisi de sahiplerine iade edilir. Fakat kötü söz aleni olunca; virüs gibi bulaşıp toplumu hasta eder. Çünkü söyleyenin taraftar kitlesi kem sözü hemen satın alır. CHP genel başkanı seçildiği günden bu yana kullandığı siyaset dili, kaba ve hakaretamiz bir dildir.

Kendi partisinin ilkelerine bile uzak duran, siyasi birikimi de bulunduğu koltuğun hakkını vermekten çok uzak bir kişilikABD’de yeni seçilen Joe Biden’den “Türkiye'deki demokrasi hareketlerini desteklemesini isteriz” dedi. Partide daha önce yöneticilik yapanlar ne dedi bakalım

Yılmaz AteşÖnce ittifaklara sarıldı, şimdi o da yetmeyince mandacı zihniyetle ABD’den umut bekliyor. Halka değil ABD’ye güvenen bir CHP Genel Başkanını düşünmek dahi istemiyorum” Kemal Anadol Türkiye’de demokratik güçlerin başarısı ülke dışındaki güçlerden gelecek yardıma değil, kendi göbeğini kendinin kesmesine bağlıdır." Şahin Mengü Atatürkçü bir CHP’li olarak kaldıramıyorum. Erdoğan’ı iktidardan uzaklaştıracaksak bunu halkımızla birlikte yaparız. Dışarıdan yardım istemeyiz. Dışarıdan yardım alırsan sonrasında önüne faturası da gelir. Tarihte örneği çoktur ifadelerini kullandı.

CHP karşısında 12 seçim 3 referandum olmak üzere girdiği 15 sandığın hepsinde galip gelen Recep Tayyip Erdoğan’ı bir kez bile tebrik etmeyen Kılıçdaroğlu, 3 Kasım tarihinde yapılan ABD seçimlerinde henüz tartışmalar, hatta sayımlar devam ederken 7 Kasım’da Joe Biden’i aceleyle tebrik etmesi kendi partililerinden bile tepki almıştır. Zaten CHP de önemli üst düzey görevlerde bulunan Onur Öymen yazılı görsel medyada “Kılıçdaroğlu bir ABD projesidir” demekte ve kanıtlar sunmaktadır.

Kılıçdaroğlu birkaç gün önce Boş fıçı çok langırdar” sözünü haklı çıkarırcasına Cumhurbaşkanı için abuk subuk suçlamalar yaptı, Yok şunu demişti de şöyle oldu gibisinden yer yer siyasi nezaketi aşan, hakarete varan ifadeler kullandı. Belli ki gündemi değiştirme gayreti vardı. 2019 Haziranda Belediye seçimleri yapıldı. Seçimin daha dumanı tüterken, yolsuzlukla sallanan, görevden uzaklaştırılan partisinden belediye başkanları çıktı ortaya. Tartışmaları örtmek amacıyla böyle bir sahte gündemle asıl gündemi gölgelemek istediğini çocuklar bile anlar.

Madem böyle bir sayfa açtın bizde senin Genel Başkanlıktaki amel defterine bir bakalım o zaman. Biz burada ne kadar sayarsak sayalım, bu hakaretamiz ölçüsüz konuşmalar toplumda fay hatları oluşturuyor. Bir kesim eyvallah  deyip tasdik etmek edasında, bir kesimi de Akif’in dediği gibi Şarka bakmaz, garbı bilmez, edepten yok payesi bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi.” Vurdumduymazlığında maalesef.

Amel defteri deyince; aklıma TBMM de aynı dönemde görev yaptığımız Felsefe profesörü Necip Taylan hocamız vardı ki, fıkra hazinesi çok genişti. Fıkra bu ya, güya Arasat Meydanında herkesin amel defteri eline verilmiş, Bektaşi’nin ciltler dolusu günahı varmış, çift dingilli bir kamyona yüklemiş, geçme ümidini muhafaza ederek sırat köprüsüne doğru giderken, sakallı sarıklı, şalvarlı bir sofinin ağladığını görmüş. Camı açıp hayrola neden ağlıyorsun? Sofi amel defterini vermiş. Sağ taraf sevap dolu. Sol tarafta üç satırlık eleştiri varmış. Birincisi İsraf etmeyin dediği halde, pilav üzerine fasulye istemiş, İkincisi kibirlenmeyin dediği halde; yeni bir cübbe giymiş aynaya bakınca yakışmış be demiş. Üçüncüsü çarşaflı peçeli bir kadına (her ne kadar yüzünü ve hiçbir uzvunu görmese de) bakmış. Bektaşi :“sen bunlar için mi ağlıyorsun? Kopar o sayfayı at kasaya benimkilere karışsın. Sen de atla arabaya” demiş.

Saymaya kalkınca bu hazrete çift dingil yetmez, marşandiz (yük katarı) gerek ama biz yinede birkaç tane sayalım.

           

PKK'ya karşı mücadele eden şehitlerin çocukları ve kardeşleri askerlikten muaftır.

Buna rağmen dedi ki; “15 Temmuz şehitlerinin kardeşleri ve çocukları arzu ederlerse askerlik yapmayacaklar. Ama PKK’ya karşı mücadele edenlerinki yapacaklar. Bu, şehitler arasında ayrımcılıktır” Güler misin, ağlar mısın? Bunu bilmeden söylediyse cehalet, bilerek söylediyse ben felaket diyeyim siz ne dersiniz?

Alman Yeşiller Partisi milletvekili sözde Ermeni soykırım tasarısı destekçisi Cem Özdemir’le tokalaşmasını inkar ederken "Kendisiyle hiç muhatap olmadım" dedi. Kapı gibi fotoğraflar yayınlandı tek kelime düzeltme yapmadı.

Berat Albayrak’a “Erdoğan’ın talimatıyla Netenyahu ile pazarlık için İsrail’e gitti” iftirası attı. Berat Albayrak’ın hayatında bir kez olsun İsrail’e gitmediği belgelenince yüzü kızardı mı bilmiyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Tüm dünya arkasını dönse bile, Türkiye olarak biz mazlum Filistinlilerin yanında yer almaya, ilk kıblemiz Kudüs’ün tarihi ve hukuki statüsüne sahip çıkmaya devam edeceğiz" demesine rağmen, Erdoğan için, "BM'de Filistin'le ilgili tek kelime etmedi" dedi. Gidip görüntülerini önüne koysan; ben sözümün arkasındayım, tek kelime etmedi derken çok kelime etti demek istemiştim diye kıvırtabilir.Böyle biri !::

28 Nisan 2016’da bir TV kanalında Deniz Baykal kaseti hakkında "Erdoğan'ın kaseti izlediğini gördüm. Kendisine o kaseti izletenler Erdoğan'ı kayıt altına alıyor" dedi. 27 Mayıs'ta avukatı aracılığıyla savcılığa gönderdiği dilekçede; videonun kim tarafından ve ne zaman izlettirildiğini hatırlamadığını söyledi. Alzheimer mi acaba?

25 Kasım 2016'da Marmara Üniversitesinde konferansta, 15 Temmuz gecesiyle ilgili 'O akşam oteller kapalı olduğu ve bizi otele almadıkları için Bakırköy Belediye Başkanımızın evine gittik' demişti. Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu'nun evinin yakınlarında bulunan otellerin hepsinin açık olduğu ortaya çıktı.

Kılıçdaroğlu 7 Haziran' 2018 genel seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde "Altın klozetlerin olduğunu" iddia etti. CB Erdoğan, Gel bütün tuvaletleri gez, bir tane altın kaplama klozet bulabilecek misin? Eğer bulursan ben cumhurbaşkanlığı makamından çekileceğim ama bulamazsan şu CHP'nin başına bela olmaktan çekilecek misin? Eğer zerre kadar kişilik varsa, zerre kadar haysiyet varsa bu yazılı davetime uyar, gelir orayı gezer görür" demişti.

Ama nerde? Tam bir at yalanı yalan bulur inanı siyaseti.                                                           

Haftaya devam edelim...