Tarihin seyrini değiştiren savaşlar, hala aydınlatılamayan olaylar, küresel güç mücadeleleri tarih boyunca var olmuştur. Her dönem gizli bir gücün düğmeye bastığı söylenir. Çok kez o güç bilinse de, piyonları öne sürdüğü için sizin şah mat hamleniz çok gecikir. Çünkü sizi piyonlarla meşgul ederler. Eski MİT görevlisi Mahir Kaynak analiz yaparken "bir olay olduğunda, olayın failini bulmak istiyorsanız olayın sonucunun kime yaradığına bakın. Bu olay kimin işine yarar? Bunu bilirseniz, bu işi kimin yaptığını da bilirsiniz.'' Derdi.

Dünya tarihinde olsun bizim tarihimizde olsun çok sayıda örnek olay vardır. Bu yazıda sadece çok partili siyasi sisteme geçtikten sonra yaşadığımız olayların içinden bazı konu başlıklarını seçtim.

                                                                                                                                                      Biz 1980 öncesinde çok sayıda bu türden olayları yaşamış bir ülkeyiz. Sabah sağ görüşlü birinin vurulduğu silahla aynı gün akşama sol görüşlü bir gencin vurulduğu iddialarını duymayan yoktur.

1980 darbesine giderken Türkiye’de kirli bir senaryo uygulamak için “Yumuşak karın” bulmak çok kolaydır. Çünkü biz Selçuklu-Osmanlı devamıyız ve 1000 yıldır bu toprakları vatan tutmuşuz. İmparatorluk bakiyesi olduğumuz için Müslim-Gayrimüslim, gibi farklı dini kimlikler, Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz, Arnavut gibi farlı etnik kimlikler, Sünni-Alevi gibi farklı mezhep zenginliğimiz var. Bu zenginliklerimizi taassup sonucu çatışmaya götürmek ise karanlık yapılar için çok kolaydır.

Malatya Olayları: Malatya’nın sağ görüşlü belediye başkanı Hamit Fendoğlu’na                   17 Nisan 1978’de bombalı bir paket gelir. Evinde paketi açan başkan, bombanın patlaması sonucu gelini ve iki torunu ile birlikte hayatını kaybeder. Bu tertibin sahipleri amaca ulaşmıştır. Gerginlik ateşi Alevi mahallelerine yönlendirilir ve üç gün süren Olaylarda 8 kişi öldü, 20'si ağır 100 kişi yaralandı, işyerleri ve konutlar tahrip edildi. Olaylar sonrasında birçok Alevi Malatya’dan göç etmiştir.

Ali Baba Mahallesi Olayları: 3 Eylül 1978 sabahı Sivas’ın merkezindeki Ali Baba Mahallesi pazar yerinde iki çocuğun kavgasına ailelerin karışmasıyla başlayan olaylar Alevi Sünni çatışmasına dönüştü ve resmi rakamlara göre 11 kişi hayatını kaybetti.

Maraş Katliamı: 19 Aralık 1979 günü bir sinemanın bombalanması ve biri ağır yedi kişinin yaralanması ile başlayan olaylar “Alevi komünistler sinemayı bombaladı” söylentisi ve iki sol görüşlü öğretmenin öldürülmesiyle tırmandı.. 26 Aralık’a kadar süren saldırılarda resmi rakamlara göre 105 kişi öldürüldü, yüzlerce kişi yaralandı

Bu olayda çok başarılı bir gizli el operasyonudur.

Çorum Olayları MHP’nin etkin isimlerinden Gün Sazak 27 Mayıs 1980 ‘de Ankara’da Devrimci Sol tarafından öldürülünce; olayların failleri, ne hikmetse Çorum’da aranırcasına bu ilimizde kaos fitili ateşlenir.  Amerika Ajanı Alexader Pech Maraş’tan sonra gözünü Çorum’a dikmişti. Bu ajan çoğu devlet adamı tarafından bilindiği halde bir el tarafından korunmuş olmalı ki engellemek mümkün olmadı. Bu mikser ajan, Vali, Belediye başkanı ve bazı siyasilerle de görüşen biridir. Çorum sonrası Amasya ve Tokat’a da gitmiştir. (dikkat edin Alevi ve Sünni çatışması olabilecek illerde bölgelerde dolaşmıştır.) Çorum olaylarında resmi rakamlara göre tam 57 insanımızı kaybettik.

Türkiye’de bu çatışmalar olurken güvenlik güçlerinin müdahalede yavaş hareket ettiği hep söylenmiştir. Süleyman Demirel “her türlü yetkiyi vermemize rağmen 11 Eylül günü var olan anarşi ertesi sabah 12 Eylül’de bıçak gibi nasıl kesildi?” Sorusunu sorarken haksız değildi.

Onun cevabını da dönemin 2.Ordu komutanı Bedrettin Demirel veriyor. "12 Eylül'ün geç yapıldığına inanıyorum. Arkadaşlarımın çoğu 'Tam olgunlaşsın, millet tarafından tasvip edilsin' dediler. Bana kalsaydı en az bir yıl önceden yapardım. Bir yıl çok kan aktı" (Haftaya devam edelim)