Kadına yönelik ve şiddet ve aile içi şiddetin önlenebilmesi kadar, kadına pozitif ayrımcılığı da öngören İstanbul Sözleşmesi iptal oldu, şimdi ne olacak?

2011’de imza atılan sözleşme;

Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşmişti ve idari yapı ve ismi itibariyle ‘Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ özelliğini taşıyor.

Parlamento kararıyla yürürlüğe giren sözleşmenin, geçen gün tek imzayla iptale götürülmesinin yankıları sürüyor.

Tepkiler var!
‘Milli ve toplumsal değerler’ gerekçesiyle geri adım atan bir ülke olarak, vaktiyle neden başı çektiği de sorgulanıyor.
O yıllarda…
Avrupa Birliği’yle müzakareler açısından, bir restorasyon olarak gündeme gelmiş de olabilir.

Son durumla…

Türkiye olarak;

Uluslararası sözleşmenin öncesinde ve üzerinde güvence ve mekanizmayı, milli hukuk mevzuatında tesis etmek gerekiyor.

Çünkü…

İstanbul Sözleşmesi, Türk Toplumu’nda kadının karşılaştığı ve bir fıtrat oluşturan durumlara, güçlü mekanizma ve yaptırım öngörülüyordu.

Oyuncak bebekler yerine, kendi çocuklarını kucaklarını alan çocuk gelinler ve kız çocuklarının temel eğitimi, sorun olmaya devam ediyor.

Adalet Reformu’yla…

Kadına şiddette bulunanların ve can alanların ceza adaletinde, öncelikle toplum vicdanının onayını sağlayacak beklenti oluştu.
Sıkıntı burada!

Sosyal medya;

Eşinden şiddet görenlerin çağrıları ve mektuplarına yer verilen sanal mahkeme durumuna geldi.

TV’ler;

Adaleti; kanun ve yargılama mekanizmasından önce ve tez vakitle arayanların ekran mahkemesine dönüştü.
Asıl ve ortak doğrular
için…
Türkiye’de, objektif siyasetüstü düşünce ve objektif toplum refleksine ihtiyaç bulunuyor.

TV’lerde;

Eşlerin birbirlerini aldatmalarnı, gayrimeşru ilişkileri konu alan dizilerin sonu gelmiyor.

Trajik olan;

Dünya Kadınlar Günü’nde dahi, evinde boğulmaya çalışılan bir kadının böyle sahnesi, dizinin fragmanı olarak oynatıldı.

…Ve!
Video platformları ve sosyal medyada, kadınların ailesi ve toplumundaki yeri hakkında, fetvalar dolaşıyor.
Dini bir topluluğun cemaat liderinden, “Kadından şiddet gören erkek, cennete gider.” dediğini de aktarmış olalım.

İstanbul Sözleşmesi’nin iptalini savunan bir gazeteci, yeri geldiğinde kafa tutulan ABD’yi örnek gösteriyor ve “ABD bile imzalamadı!” diyebiliyor.

Kadınların sorunu çok!

Çalıştıkları işyerlerinde;
‘Mobbing’ denilen yıpratmayla erkekler kadar karşılaşıyorlar ve ayrıca sendikal haklardan yoksunlukları da çok.
Şimdi…
Hükümet adına;

En yetkili ağızlarla kadınlara yönelik güvence ortaya konuluyor ve özellikle de yerel mevzuat sistemi vurgulanıyor.
Bu mesele;

İktidarın ajandasında, stratejik önem taşıyor.