Nereden bakarsan bak proje partisi ithamlarını doğrulayan refleksleri özenle gösteriyorlar. Devlet Bahçeli’nin "İP’in Başkanı projedir, figürandır, kripto damarın ta kendisidir, MHP’nin içindeyken gizli amaçlarını özenle saklayarak uygun zaman ve zemin kollamış, bu esnada da şahsıma ve arkadaşlarıma abartılı da olsa nice övgüler yağdırmıştır. Bugün ise terbiyesizce sövmektedir" dediği Meral Akşener ve partisinden söz ediyorum.

Proje kişilikler provokasyon için uygun kişilerdir. Biz ısrarla “bulunduğu konum yanlış bir konum, er geç döner” ümidiyle aleyhinde yazmaktan kaçınsak ta; her gün yakışık almayan hal ve hareketler sergilemesi, çirkin bir dil kullanması bizi de çileden çıkarıyor. Hatırlanacağı gibi Mayıs ayında İsrail başbakanı Netanyahu için "Erdoğan'ın İsrail versiyonu" demiş akabinde de Rize’ye gitmişti. Bu hareket tam bir provokasyondur. Sıcağı sıcağına Rize’ye gidince; olacakları önceden tahmin edememek, geri zekâlı olmayı gerektirir. Bilerek tasarlayarak (taammüden) yapılmış olduğuna zerre şüphe yoktur. Amaç kaos çıkarmaktır ki bunlar 5. kol faaliyetine girer.

Yeni bir inci döktüler. Zafer Bayramı törenlerinde İstanbul’da (aklınca kıvırtma payı bırakarak) CHP’li İBB başkanı İmamoğlu’nu Fatih’e benzetti "1453, Fatih Sultan Mehmet aynı senin gibi dedi ki; 'Ya İstanbul beni alır, ya ben İstanbul'u alırım. Bizans'a, Avrupa'ya rağmen, Haçlılara rağmen ya İstanbul'u alırım ya İstanbul beni alır. İki kararlı lider ve İstanbul alındı. İkinci istikbal fethi" dedi. Bazı insanlar vardır beyinleri ile dili arasındaki fren mekanizması pek çalışmaz, laflar geldiği gibi çıkar. Sözlerini birkaç kez okudum baktım ki; hiç öyle dil sürçmesi değil yine taammüden yapılan bir konuşma. Bu arada "Mefhum-u muhalifinden” zıt anlamından bakınca Ak Parti ve seçmenini de Bizans’a çevirdi gitti hanımefendi. Bu sözlerin bu şekilde algılanacağını tahmin edememek geri zekâlı olmayı gerektirir ki; hiç öyle gözükmüyor. O halde bu hareket hiçte yakıştıramadığımız bir terbiyesizliktir.

Tabi ki Meral hanımın “Fatih Sultan Mehmet hazretlerine” bakmadan olmaz. Bu öyle bir Fatih’ ki “yaralı PKK teröristinin tedavisini yapıp güvenlik güçlerine teslim etmeyen” Diyarbakır BŞB belediye başkanını görevden alınınca desteğe giden çağ açıp çağ kapayan bir haşmetli (!) Sorsan milliyetçiyim diyecektir. Yazıklar olsun!!!

İttifak ortağı Kılıçdaroğlu da " biz hapiste hasta yatan PKK’lıya da gittik,

DHKP-C’liye de gittik hiç ayırım yapmadık” demedi mi?

Ama ikisi de Diyarbakır annelerinin yanına gitmedi.

Giden bir Kılıçdaroğlu var ama o: KK’nın kardeşi Celal Kılıçdaroğlu idi. Elinde, "Bende ağabeyimi HDP'den istiyorum" yazılı fotoğrafı ile destek vermişti.

Hadi CHP’ yi anladık, ülkücü geçmişi olan çokça kişinin omuz verdiği bir parti, Diyarbakır annelerine sahip çıkmaz mı? Destek olmaz mı?

Bırakın destek olmayı söylediği söze bakın

“Çözüm adresi: bir partinin kapısı değil, devletin kapısıdır.”

Sen bu milletin aklı ile dalga geçmek için mi görevlendirildin?

Bu ipe sapa gelmez, saçma sapan zırvaları sana kim söyletiyor? Devletimiz görevini en iyi şekilde yapıyor merak etme!!!.

Kuzey Irakta her gün tepelerindeyiz.

Suriye’de, ABD ve Rusya’nın deyim yerindeyse tapulu arazilerinde YPG –PKK kovalıyoruz. Belki unutmuşsun hatırlatalım: Fırat kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı folklor gösterisi değil, ordumuzun başarıyla icra ettiği birer askeri operasyondur. Devlet PYD-YPG itlerini kovalarken; senin ortağın CHP sözcüleri “PYD terör örgütü değildir”, “Sınırımızda başkası olacağına YPG olsun” ve “YPG, halkını savunan bir örgüt” diyor, sizinde sesiniz çıkmıyor, çıkamıyor. Çıkamaz çünkü CHP ile resmi, HDP gayri resmi olarak aynı yöne yürüyorsunuz. Öyle olmasaydı Fatih ilan ettiğiniz çapsız; İstanbul’da seçilemezdi. Neden çapsız diyorum? Çünkü senin Fatih’inin rezil ettiği İBB ’de 53 otobüs yolda kaldı, 12 otobüs yandı, 8 otobüsün kapısı kırıldı, 38 otobüs vatandaşlar tarafından ittirilip kaktırılarak çalıştırıldı.

Sizin Fatih ilan ettiğiniz kişi, elleri kıçının üstünde Fatih Sultan Mehmet hanın kabrine gidebilen, saygı sınırlarını sıfırlayan bir müptezeldir. Bu nasıl bir Fatih ki; "Ayasofya ile ilgili ne düşünüyorsunuz?" sorusuna "Ayasofya’nın ibadete açılması gibi bir ihtiyaç yok" diyebiliyor. Kimin, kimlerin gönlünü yapıyor

Ben de, sizin milliyetçiliğinize, Ekrem’in Fatih’liğine acı acı gülerek diyorum ki; “Size yazıklar olsun! Ayasofya Fatih’in vakfiyesi, Fethin sembolüdür”

İBB ’de Recep Tayyip Erdoğan ve Kadir Topbaş sonrasını düşünüp yazık oldu İstanbul’a, yazık oldu İstanbullulara diye düşünürken; sokaktan geçen bir araçta yüksek sesle Ozan Hilmi Şahballı’nın “Vıttırı Vızzık adamlar” türküsü çalıyordu.

Yazıda melodisini veremeyiz amma sözlerinden aklımda kalanları yazayım.

Boynunda kravatı, Yalan dolan sanatı,

Yerindedir bakımı, Çakal çukal takımı

vıttırı vızzık adamlar.