Kıymetli okurlarım. Tiroid bezimiz boynumuzda yer alan ve kaba bir benzetme ile vücudumuzun kombisi gibi çalışan bir organımızdır. Salgıladığı hormonlar ile vücudumuzda büyümeden tutun da ısı oluşumuna, gıdaların işlenmesine kadar birçok fonksiyona sahiptir. Diğer organlar gibi bu organımızın da hastalandığı durumlar bulunmaktadır. Enfeksiyonları, az veya çok çalıştığı durumları, kanserleri oluşabilir. Bir diğer grupta ise otoimmun hastalıklar, yani tiroid dokusuna karşı vücudun savaş açması hali bulunur. Otoimmun grubundan olan tiroidin iltihabı ki bunlardan en önemli ve sık görüleni Hashimoto (Japon bir bilim adamı tarafından bulunduğu için bu ismi almıştır) hastalığı veya diğer adı ile Hashimoto tiroiditidir. Hem sizler hem de meslektaşlarım için çoğu yerde duyamayacağınız en güncel bilgileri aktarmak istedim.

Hashimoto hastalığı genellikle kadınlarda bulunur. Eskiden yaş ortalaması yüksek iken şimdilerde çocukluk çağlarında bile rastlanılan bu hastalıkta özgün bulgu yoktur. Ancak bazı durumlar vardır ki hekimi tanıya bunlar götürür. Normal yaşantısına devam etmesine rağmen kilo alma, kabızlık, ciltte kalınlaşma, kolay üşüme, durgunluk ve depresyon hali, tırnak ve saç bozukluları, dilde büyüme, uyku bozuklukları, yüzde şişme, akneler, baş ağrıları, seste kalınlaşma, kramplar, unutkanlık, adet düzensizlikleri, kolesterol düzeylerinde anormal artışlar gibi belirtiler ile gelen hastalarda bu hastalık ilk akla gelmesi gerekendir. Ailevi geçiş gösterebilmektedir. Kadınlardaki kısırlık hallerinde ilk akla gelmesi gereken nedenlerden birisi de bu hastalıktır. Son yıllarda bazı diğer otoimmun hastalıklar ile beraber görülebildiği, gluten hassasiyeti ile ilişkili olabildiği de literatürde geçmektedir.

Hasta yukarıda sayılan belirtiler ile başvurup hekim şüphelendiğinde ilk yapılması gerekli olan şey tiroidin hormonlarına ve tiroid dokusunda bulunan bir maddeye karşı antikorların gelişip gelişmediğine bakmaktır. Bazı durumlarda bu antikorlar saptanmayabilir. Ancak iyi bir radyolojik değerlendirme ile tiroid dokusunun ultrasonografik olarak incelenmesi bu dokudaki harabiyetin başlamış olduğunu gösterebilir.

Yapılan bazı çalışmalar selenyumun hormon yapımı ve dönüşümü için gerekli olduğunu göstermektedir. Birçok merkez Hasimoto Hastalığı tedavisinde selenyumu kullanmaktadır. Yine çinko eksikliği de tiroid hormonlarının yapımında sıkıntılara yol açabilmektedir. Özellikle son çalışmalar etkin bir bağışıklık sistemi ve tiroid fonksiyonları için daimi olarak Kandaki D vitamini düzeylerinin 60-80 ng/ml olması gerektiğini belirtmektedir. Demir de aynı şekilde tiroid hormonlarının aktif hale gelmesi için gerekli bir mineraldir. Demir düzeyleri sıkı kontrol edilmeli ve eksik ise tamamlanmalıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken şey tiroid hormonu alıyorsanız demir ilacını bundan en az 2 saat sonra almanız gerektiğidir.

Bu hastalığın tedavisinde en çok atlanılan olay şudur; Vücutta Hashimoto nedeni ile zaten kronik bir iltihap vardır. Bir de bunun üzerine sizde alerji yapan veya vücuttaki enflamasyonu arttıracak olan şeylerden kesinlikle uzak durulmalıdır. Trans yağlar, ağartılmış unlar, şeker, katkılı maddeler, işlenmiş ve rafine edilen gıdalar bunların başında gelmektedir. Eliminasyon provokasyon diyeti (EPD) denilen ve mutlaka bir uzman tarafından kontrolü yapılarak uygulanan diyet ile vücudunuzda sıkıntıya neden olabilecek gıdaları ortadan kaldırır ve enflamasyonu engelleyerek rahat edersiniz. Burada uygulanacak süre en az 3 er hafta olmalıdır. Örneğin kullandığınız şekeri 3 hafta keser ve sonucu hekiminiz ile birlikte değerlendirirseniz sizde Hashmoto dahil genel enflamasyon belirtilerinde bir azalma olup olmadığını saptayabilirsiniz. Bu belirtiler kabızlık, genel yorgunluk hali, baş ve eklem ağrıları, dışkı durumu, cilt değişiklikleri, uyku durumu gibi durumların değişip değişmediği şeklinde kendini gösterebilir. Şu an dünyanın birçok saygın tıp merkezinde bu yöntem uygulanmaktadır.

Tedavinin en önemli basamaklarından birisi de bağırsak sağlığını düzenlemektir. Bağışıklık hücrelerimizin büyük bir kısmı bağırsaklardadır. Bunların sağlıklı olması bağışıklık sistemi hücrelerinin de kendi dokularına karşı savaşma durumunu düzene sokar. Stres ile mücadele yolları da Hashimoto Hastalığının tedavisinde uygulanan metodlardandır. Yoga ve diğer meditasyon yöntemlerinin etkinliği günümüzde kabul edilmektedir. Vücudu her tür toksinden, kimyasallardan uzak tutmalıdır. Yine saunalar ve benzer ter atmaya yarayan yöntemler vücudun toksinlerden arınmasına yardımcı olabilmektedir.

NOT: Covid enfeksiyonuna yakalanmak istemiyorsanız, yakalandığınızda hafif bir şekilde atlatmak istiyorsanız bu dönemlerde şekere veda etmelisiniz.