Trabzonlu olup 1953 yılında Adapazarı Hendek İlçesinde dünyaya gelen ve 1966 yılında İznik’e yerleşen Ali Topkara 13 yaşında çırak olarak bu mesleğe başladığını ve tam 55 yıldır yorgan ustalığı yaptığını belirtti. Yünlerin içinde büyüdüğünü ve yünleri yorganlara ilmek ilmek işleyerek modellediklerini dile getiren Topkara, ’’Yıllardır süre gelen Ekim ayının ilk günleri yapılan İznik Panayırı bizim vazgeçilmezimizdir. Yüzlerce yorgan dikerek İznik Panayırı diğer panayırlarda satışlarımızı yaptık. Çocuklarımızı bu meslekle okutup baş göz edip evlendirdik. Ailemizin geçimini bu meslekle kazandık ve kazanmaya devam ediyoruz” dedi.

Yorgancılık zanaatını bir süre ekonomik koşullar nedeni ile bırakıp kapattığını belirten Yorgan Ustası Ali Topkara, "Cumhurbaşkanımız 20 tane meslek dalını vergiden muaf tuttuktan sonra yeniden bu mesleğe başladım. Allah ondan razı olsun. Memleketimizin başından eksik etmesin" dedi.

“Biz bu yünleri döverek büyüdük"

Yorgan Ustalığının inceliklerini ve yapımını paylaşan Ali Topkara, “Hendek doğumluyum.1966 yılında ve 13 yaşında İznik’e yerleştik. İznik’e gelmemizin sebebi ise İznik Tarihi bir yer. Doğal güzelliklerinin yanı sıra Ulemalar şehri olduğu için İznik’i tercih ettik. Yorgan Ustası Osman Bahçekapılı’nın yanında çıraklığa başladım. Çıraklık döneminde diğer çıraklarla kim daha çok ve güzel yapacak diye yarış ederdik. Sabır, Azim, Dikkat isteyen bir meslek yorgancılık. Bu zanaat için Yün, İğne, İplik, Makas, Yüzük, Makine, Sopa, Astar bezi ve benzeri birçok malzeme olmazsa olmazımızdır. Yünleri sopa ile döver ilmek ilmek, desen desen yorganlara işlerdik. Soğuk bölgelerde yaşayanlar yün yorgan, Sıcak bölgelerde yaşayanlar pamuk ve elyaf yorganlar dikiyoruz. Şükürler olsun Rızkımı geçimimi buradan sağlıyorum. Bu zanaatı devam ettirmek için hala mücadele ediyorum. Yanımda Üç çırak yetişti ama onlar bu zanaatı sürdürmedi. Bu zanaatı ne zahmetler içinde yaz, kış demeden İznik Panayırı başta olmak üzere Göynük, Nallahan, Geyve panayırlarına yüzlerce yorgan hazırlayıp satıyorduk. Bu meslek Fabrikalardan sonra artık bitme noktasına geldi. Bizler bu zanaatın son kuşaklarıyız. Şükürler olsun yıllardır güneşi üzerime doğdurmam ve işimize besmele ile başlar, nasibimizde, rızkımızda ne varsa ona razı oluyoruz. Sabır ve dikkat çok önemlidir. Gerek dikiş makinesi gerekse yün açma makinesi hata kabul etmez. Eskiden Düğün çeyizlerine, sünnet ve lohusalıklara model model ürünler üretiyorduk. İznik’te eskiden dört yorgancı vardı şimdi iki kişi kaldık. Gençlerimize şunu tavsiye ederim. Bizler son kuşaklarınız bu mesleği öğrensinler. Kendilerini geliştirerek bu mesleği yapsınlar" dedi.