Kadı Yakupoğlu Nasrullah tarafından 1506’da Kastamonu’da yaptırılan Nasrullah Kadı Camii, 2014’te onarım ve restorasyon şartıyla devri yapılarak Gürsoy Grup Restorasyon Şirketi’ne kiraya verildi. İki yıl süren restorasyon 2016’da tamamlandı. Ancak eski halinde yer alan çok sayıda işlemenin restorasyonun yeni halinde bulunmadığı görüldü.

"GÖRÜNCE AĞLADIM"

Hürriyet'ten Ece Çelik'in haberine göre, Türk İslam sanatı uzmanı, yazar, hattat Mustafa Bektaşoğlu, eleştirilerini şöyle sıraladı: 

“Cami çok değerli Anadolu’nun incisi niteliğinde bir yapı. Çocukluğumdan beri ilham aldığım, tarihini araştırdığım bu camide restorasyon sonrası içeri girdiğimde gözlerime inanamadım ve gözyaşlarımı tutamadım. Camisi büyük bir hana dönmüş. Çok önemli hattatlara ait eserlerin olduğu iki dev levha artık camide bulunmuyor. Ben hattatım o levhaları ‘değersiz’ görüp kaldırmış olabilirler ancak o levhalardaki işler çok önemli hattat örnekleri. Pek çok işlemenin de üzeri kapatılmış. Nusrullah Kadı Camisi bu restorasyonu hak etmedi.”



"ELEŞTİRİLER ÇOK HAKSIZ"

Mimar Sinan Genim ise yapının eski ve yeni halini incelediğini 1750’lerde yapılmış orijinal kalem işlerinin olduğunu ve restorasyonda bu işlerin ortaya çıkarıldığını daha sonraki dönemlerde yapılmış tarihi değeri olmayan işlerin ise bu restorasyonda yer bulmadığını söyledi ve bu noktada eleştirileri haksız bulduğunu belirtti.

Restorasyon çalışmalarından sonra ünlü hattat Ahmet Şevket Efendi tarafından yapılan süslemeler ve hatların birçoğunun kaybolduğu iddia edildi. Sosyal medyada “Bu restorasyon değil badana”, “Resmen tarih cinayeti”, “Yazık böyle mi sahip çıkılıyor tarihimize, söyleyecek söz yok” gibi yorumlar yapıldı.

Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, restorasyon yerine badana yapıldığı yönündeki iddialara şöyle yanıt verdi:

“Kastamonu Nasrullah Kadı Camii Şerifi Vakfı’na kayıtlı Nasrullah Kadı Camisi’nde Genel Müdürlüğümüzce yapılan kapsamlı onarım çerçevesinde yapılan uygulama ile orijinal süslemelerin badana ile kapatıldığı hatta yok edildiği iddiasının sosyal medya üzerinde gerçeği yansıtmayan bir gündem olarak yer bulduğu görülüyor. Hattat Mustafa Bektaşoğlu’nun eleştirdiği panoların orijinal olmadığı tespit edildi ve şu anda Kastamonu’daki Şeyh Şabanı Veli Vakıf Müzesi’nin deposunda durmakta. Raspa çalışmaları sırasında, birbirinden farklı dönemlere ait kalem işi bezeme örnekleri tespit edilmiştir. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Türk ve İslam Sanatı Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mim. M. Baha Tanman’dan uzman görüşü alınarak mevcut duruma göre kalem işi bezemeye ilişkin restorasyon tadilat projesi hazırlanmış ve Ankara 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na başvurulmuş ve onaylanmıştır.”



"1. DÖNEM ÖZGÜN KALEM İŞLERİ ORTAYA ÇIKARILDI"

Güryapı Restorasyon Şirketi’nden yapılan açıklamada ise şöyle denildi:

“Cami, uzun süredir kapsamlı onarım görmediği için kubbe yüzeyinde yoğun kabarma ve bozulma olan alanlarda hasar tespiti ve dönemsel kalemişi araştırmaları yapılmıştır. Araştırma süreci sonucunda farklı dönemlere tarihlenen iki tabaka kalem işi bezeme tespit edilmiştir. Alt yüzeyde tespit edilen özgün dönemin araştırılması ve değerlendirilmesi için konunun uzmanları ile detaylı çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Anılan kurul kararı doğrultusunda 1’inci dönem özgün kalemişleri ortaya çıkartılarak ihya edilmiştir. Cami içinde bulunan hat yazılarının tümü korunarak restorasyonu yapılmıştır. Üst döneme ait kalemişleri ise mihrap önünde bulunan kubbede ve belirli alanlarda dilim şeklinde bırakılmıştır.”