İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:

Bu eserlerin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen kurumlarımızı tebrik ediyorum. 

Enerjisi olmayan bir ülkenin medeni olmaktan, kalkınmaktan bahsetmesi mümkün değildir. Bunlar bizler için medeni olmanın adeta sıçrama tahtalarıdır. 

Tüm dünyanın kendi içine kapandığı bir dönemde yatırımı, üretimi ve istihdamı destekleyerek sergilediğimiz olumlu yöndeki ayrışma ile salgına teslim olmadığımızı gösterdik.

Salgın döneminde sağlık hizmetleri yanında hemen her alandaki yatırımlarını devam ettiren Türkiye, 2023 hedeflerine ulaşmaktaki kararlılığını ortaya koymuştur.

Türkiye'nin her zaman, şu içinden geçtiğimiz kritik dönemde en büyük ihtiyacının bu eser siyaseti olduğuna inanıyorum.

Tüm kuruluşlardan gündemlerindeki yatırım ve üretim programlarını hızlandırmalarını istedik. Çağrımız karşılıksız kalmadı. 

İhracatçılarımızın dünyanın dört bir yanıyla yoğun bir program yaptığını görüyorum.

Avrupa Birliği'nin şeffaflık sorunu olan ülkeleri Türkiye'nin önüne koyarak uyguladığı çifte standardın gerisindeki niyet açıkça ortadadır.

Bu süreçte de hakkımız olan hususları mücadele ederek söke söke alacağız.

Sağlıktan ekonomiye, diplomasiden güvenliğe kadar her konuda kendimize güveniyoruz. Bu konuda kimlerin zaafiyeti olduğunu mülteci krizinde ve salgın döneminde hep beraber gördük. 

Sanayide KOBİ'leri ve OSB'leri destekleyerek kendi ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde ihracatımızın gücünü arttırdık. 

Özel sektörümüz sadece OSB'lerde son 6 ayda 10 milyar liralık yatırımla 583 yeni fabrikayı tamamlayarak üretime geçirdi.

Bu yıl 120 bin TOKİ konutunu hızla hayata geçirmenin gayreti içerisindeyiz. Yoğun otomobil satışı var. 

Büyük mücadeleler ve çabalar sonucunda sağladığımız güven ortamı, enerji yatırımlarına olumlu yönde yansımıştır.

Ülkemize karşı Doğu Akdeniz'de kurulmaya çalışılan oyunları ve tuzakları yerle bir ettik.

Akkuyu'nun ilk reaktörünü inşallah 2023 yılında devreye alıyoruz. 

Kömür üretiminde cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık.

Daha önce teknoloji yetersizliği nedeniyle yurtdışına hammadde olarak sattığımız madenleri artık burada işleyerek ihraç ediyoruz. 

Çevrecilik ve benzeri kisveler altında koparılan yaygaraların amacı, bu yatırımları sekteye uğratarak Türkiye'yi enerjide dışa bağımlılığa mahkum etmektir. Yerli ve yenilebilir enerjideki her bir puanlık artış cari açığımızın kapanmasına yardım sağlıyor. 

Türkiye büyür ve gelişirken enerji ihtiyacı daha da artacaktır. Son 18 yılda devreye aldığımız 68 bin megavat kapasitenin yüzde 55.4'ünü yerli kaynaklar oluşturdu. 52 hidroelektik santralinden bahsediyorum bunların açılışını gerçekleştirirken bu alandaki sağlam yatırımlarımıza yenisini ekliyoruz. Bu kirli enerji değil temiz enerji. Suyun gücünü enerjiye dönüştüreceğiz. 

Türkiye'nin ilk yerli entegre güneş paneli fabrikasının açılışını ağustos ayında gerçekleştireceğiz.