Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

Buradaki her bir kardeşimizin tecrübesinin eleştirilerinin şahsım başta olmak üzere Türkiye’deki tüm dostlarınız için son derece önemli olduğunu söylemek istiyorum

Müslümanlar olarak terörden açlığa iç kavgalardan tefrikalara pek çok çetin zorluklarla yüzleşiyoruz.

Bir çok bölgemizde maalesef kan ve göz yaşı kol geziyor. Asırlar boyunca insanlığa ışık tutan, ilim, hikmet ve barışla anılan kadim İslam beldelerinden, bugün, ne yazık ki feryatlar yükseliyor.

Ölenin de öldürenin de ‘Allah-u Ekber’ dediği bir tabloyu bizim kabul etmemiz asla mümkün değildir. Bu dinin mensupları asla katliam yapmaz, yapamaz.

Bugün Müslümanlar Irak’tan Yemen’e etnik ve mezhep kökenli kavgalarla karşı karşıya kalıyorsa bunun sebebi Kuran’dan ve hadislerden uzaklaşmamızdır.

Biz üstünlüğün mal da mülkte olduğuna değil takvada olduğuna inanıyoruz.  

Birbirimizi etnik kimliğinden ırkından dolayı değil sadece Allah için Allah’ın rızası için seveceğiz. Unutmayalım ki kainat boşluk kabul etmez hak ve hakikatin geri çekildiği yeri hemen batıl işgal eder.  DEAŞ gibi terör örgütlerinin pençesine düşeceklerdir.

Dinimizin hakiki mesajların duyurulması büyük önem arz ediyor. Bu konuda hepimizin gayret sarf etmesi gerekiyor. Müslümanların içinde bulunduğu üzücü manzara emperyalistlere ve İslam düşmanlarına cesaret vermektedir. İslam'ın yükselişinden rahatsız olanlar, bizzat kendilerinin sebep olduğu krizleri öne sürerek, dinimize saldırmaktadır.

Yakın zamanda gündeme getirilen 'Fransız İslam'ı, 'Avrupa İslam'ı, 'Avusturya İslam’ı gibi kavramlar bunun en önemli örnekleridir. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un başını çektiği bu tür girişimlerin esas gayesi İslam’la ve Müslümanlarla hesaplaşmaktır. Aşırılıkla mücadele kisvesi altında terörle mücadeleden ziyade zulme tepki vermeyen zalime ses çıkarmayan pasif, pısırık korkak iddiasız bir Müslüman vatandaş profili hedefleniyor.