Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 7. Olağan Büyük Kongresi'ne katıldı. Erdoğan, konuşmasında ekonomideki gelişmelerle ilgili mesajlarda bulundu. Erdoğan, "Son birkaç gündür piyasalarda yaşanan dalgalanmalar Türkiye ekonomisinin potansiyeli ve yarınını kesinlikle yansıtmıyor. Sadece kendilerini güvende hissetmek için evlerinde döviz ve altın tutan vatandaşlarıma çağrıda bulunuyorum. Döviz ve altını çeşitli finans araçlarına yatırarak ekonomiye kazandırmalarını istiyorum. Katılım finans şirketleri, müşterilerini memnun edecek getiri sağlayabilecek alternatifler sunuyor. Uluslararası yatırımcılara çağrıda bulunuyorum, Türkiye'nin potansiyeline güvenin" dedi.

İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına göndermede bulunan Erdoğan, "Gündemimizde kadınlarımızın haklarını korumayı, vicdanlarda değil, kağıtlarda arayanlara söyleyeceklerimiz var" diye konuştu.

Erdoğan, yeni anayasa çalışmaları hakkında ise, "Cumhurbaşkanlığı'nda, AK Parti'de, akademi dünyasında yürüyen çalışmalar var. Diğer partilerin de benzer hazırlıkları olduğunu biliyoruz. Bunlar önce ilkeler, sonra somut metinler düzeyinde olgunluğa geldiğinde bir araya getirilecek ve milletimizin önünde tartışmaya açılacaktır. Açık ve şeffaf bir sürecin ürünü olarak hazırlanacaktır. Önümüzdeki yılın ilk diliminde bu safhaya ulaşmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı. 

Erdoğan'ın açıklamaları:

Bugün burada sizler 81 vilayeti ile, 84 milyon vatandaşı ile tüm Türkiye'yi, yüzlerce milyon kardeşimizle tüm coğrafyamızı, milyarlarca dostumuzla tüm dünyayı teslim ediyorsunuz. Sizlerin şahsında kalbi millet ve memleket sevdası ile çarpan tüm vatandaşlarımı selamlıyorum. Bu ülkenin kalkınması için gecesini gündüzüne katan herkesi selamlıyorum. Kendisi ve ülkesi için çalışan, üreten, her karışı alın teri ile sulayan işçimizi, çiftçimizi, her meslekten kardeşimi selamlıyorum. Hangi inanç, mezhepten olursa olsun 84 milyon insanın hepsini selamlıyorum. 

CUMHUR İTTİFAKI MESAJI

Biz fanilerin elbette hatası ve eksiği olmuştur, olacaktır. Önemli olan istikameti doğru, kalbi ferah, yüreği sağlam, azmi güçlü tutmaktır. Gerisi Allah'ın takdiridir. Bu anlayış ile sizlerle birlikte bir kez daha yaptıklarımızın ve yapacaklarımızın muhasebesini milletimize arz etmek istiyoruz. Bu vesile ile MHP'ye ve Sayın Devlet Bahçeli'ye bizimle birlikte yürüdükleri için şahsım ve tüm partililerim adına kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı'nı MHP ile birlikte seçimlerde ve Meclis'te devam ettirerek mücadelemizin saflarını tahkim ettik ve genişlettik. Türkiye’yi önce 2023 hedeflerine, ardından da 2053 vizyonuna Cumhur İttifakı'yla kavuşturacağız.

Her büyük kongremizde vizyonumuzu daha ileriye taşıdık. Eser ve hizmet siyasetimizi daha güçlendirdik. Biz siyasetin sadece geçmişte değil, aynı zamanda bugünle, güncelle de sınırlı kalmaması, yarını, geleceği kucaklaması gerektiğine inanan bir mefkureye sahibiz. Büyük rüyalar görmek, bu rüyaların ardından gitmek, bize medeniyetimizin emridir. Tek parti faşizminden darbe ve vesaye cenderesine, sosyal ve ekonomik krizilerden bölgesel ve küresel tehdide kadar nice zorlu mücadeleyi aynı anlayış ile yürüttük.

"DAYATMALAR YOLUMUZDAN DÖNDÜREMEYECEK" 

Bu defa farklı bir Türkiye var. Bu defa kökenine, inancına bakmaksızın 84 milyon vatandaşı ile tek millet diyen bir Türkiye var. Tek bayrak diyerek haykıran bir Türkiye var. Bu defa, vatanının tek bir karışına dahi göz dikenlere dünyayı dar edeceğini, tek vatan diyerek ortaya koyan bir Türkiye var. Bu defa, binlerce yıllık devlet silsilesinin son temsilcisi, cumhuriyetini ilelebet payidar kılmak için tek devlet diyerek canını dişine takan bir Türkiye var. Ellerinden gelse, yağmurlu havada ülkemize bir bardak su vermeyecek olanların her gün karşımıza yeni dayatmalarla çıkmaları bizi yolumuzdan döndüremedi, yine döndüremeyecektir. 

Unutmayın, iman varsa imkan vardır. Bu inançla 21. yüzyılın kapılarını hem milletimiz hem tüm insanlık için açmak için yola çıkıyoruz. Buna hazır mıyız? Uzunca bir süredir takip ettiğimiz rotamızın adı olan 2023 hedeflerini yeni bir başlangıç haline dönüştürecek büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ediyoruz. 

İktidara geldiğimde karşımızda tel tel dökülen bir Türkiye vardı. İnancımız ve umudumuz dipdiriydi. AK Parti, milli iradenin üstünlüğünü tam manasıyla tesis ederek, Türkiye'de demokrasiyi güçlendirdi. AK Parti, polemik ve kavga siyasetinin yerine eser ve hizmet siyaseti getirerek, asırlık kayıpların sebebi zihniyeti değiştirdi. Bu tarihi dönüşümü en güzel rakamlar anlatıyor. Önce eğitim dedik. Bütçede önceliği her zaman bu alana verdik. Okul kitaplarını her seviyede ücretsiz olarak çocuklarımızın sıralarının üzerine koyduk. 693 bin öğretmen ataması gerçekleştirdik. Üniversite harçlarını biz kaldırdık. Bay Kemal siz kaldırmadınız, biz kaldırdık. 

"TERÖR ÖRGÜTLERİNİ HEZİMETE UĞRATTIK"

Milli iradenin üstünlüğünü tam anlamıyla tesis ettik. Yeni ve sivil anayasa için çalışmaya başladık. Güvenlik önceliklerimizin daima en başında yer aldı. Bu arada, PKK başta olmak üzere tüm terör örgütlerini hezimete uğratarak sınırlarımız içinde eylem yapamaz hale getirdik. 

EKONOMİ MESAJI

Milli gelirde Türkiye'yi dünyada 17. sıradan 13. sıraya yükselttik. Geçen yıl yüzde 1.8 büyüme ile G20 arasında ikinci sırada yer aldık. Faiz ödemelerini geçen yıl yüzde 16'ya gerilettik. Her ay yeni ihracat rekorları kırararı yürümeyi sürdürüyoruz. Son birkaç gündür piyasalarda yaşanan dalgalanmalar Türkiye ekonomisinin potansiyeli ve yarınını kesinlikle yansıtmıyor. Sadece kendilerini güvende hissetmek için evlerinde döviz ve altın tutan vatandaşlarıma çağrıda bulunuyorum. Döviz ve altını çeşitli finans araçlarına yatırarak ekonomiye kazandırmalarını istiyorum. Katılım finans şirketleri, müşterilerini memnun edecek getiri sağlayabilecek alternatifler sunuyor. Uluslararası yatırımcılara çağrıda bulunuyorum, Türkiye'nin potansiyeline güvenin. 

Siz içeride birilerinin battık, bittik diye kötülemelerine bakmayın. Bunlar iktidar devşirme hedefinde olan kifayetsiz muhterislerdir. Önümüzdeki dönem Türk ekonomisini, yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyüterek çok daha iyi yerlere geleceğiz. 

Akdeniz'deki tezgahları bozduk. Libya'nın meşru hükümetine verdiğimiz destekle kötü niyetli çevrelerin heveslerini kursaklarında bıraktık. Hiçbir ülkeyle çözülemeyecek sorunumuz yok. Dostlarımızı artıracağız. 

"KARABAĞ'DA KİRLİ İŞGAL DESTANSI MÜCADELE İLE SONA ERDİ"

30 yıl önce Dağlık Karabağ ve Azerbaycan topraklarının 5'te birinin işgali ile yaşanan katliamlar bizim de yüreğimizi dağlamıştı. Minsk Üçlüsü ile krizi çözmek isteyenler 30 yılda meseleyi daha karmaşık hale getirdi. Azerbaycanlı kardeşlerimiz hep diyalog için çaba harcadı, Ermenistan tarafı saldırılara devam etmiş, diyaloğu tıkayan taraf olmuştur. Ermenistan ordusu yeniden saldırıya geçince, Türkiye olarak tüm imkanlarımızla Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında yer aldık. Destansı mücadele ile kirli işgal sona erdi. 

2022'nin sonuna inşallah yerli otomobil hizmete sunulacak. Savunma sanayiinde 2002'de sadece 62 proje yürütülürken bugün bu sayı 750 oldu. Projelerin bütçesi de 5.5 milyar dolardan, 75 milyar dolarlık bir hacme ulaştı. İhracatımız da 3 milyar doların üzerine çıktı. Akkuyu'nun inşası Rusya ile devam ediyor. İnşallah ilk reaktör ile üretim 2023'te başlıyor. 

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ MESAJI: KADININ HAKKINI KAĞITLARDA ARAYANLARA SÖYLEYECEKLERİMİZ VAR

Gündemimizde hukuk ve ekonomi reformlarımızın uygulama programları var. Gündemimizde, aile, eğitim, kültür merkezli yeni milli uyanış ve yükseliş ahdimiz var. Dünyaya ve ülkemizin konumuna dair değerlendirmelerimiz var. Gündemimizde kadınlarımızın haklarını korumayı, vicdanlarda değil, kağıtlarda arayanlara söyleyeceklerimiz var. Gündemimizde kızlarımızı dağa göndermek suretiyle arkasından da sahip çıktığını söyleyen namertler var. 

YENİ ANAYASA

Türkiye'nin yeni ve sivil bir Anayasa'yı tartışması, hem kendi tarihimizin hem de gelişen ve değişen dünya şartlarının kaçınılmaz gereğidir. Darbenin üzerinden silindir gibi geçtiği, terörden bezmiş, ekonomik sıkıntıların altında ezilmiş bir halka silahların gölgesinde onaylatılan bu Anayasa, lafzı ve ruhuyla, arkasındaki vesayetçi güçlerin eseridir. (Mevcut Anayasa) Tarihi periyodu içinde artık geçerliliğini kaybetmiştir. Biz nasıl bir Anayasa istiyoruz; milletimiz nasıl bir Anayasa ile yönetilmek istiyorsa biz de öyle bir Anayasa istiyoruz. Bu yeni Anayasa'nın ruhunda millet, yani insan olmalıdır. Merkezinde insanın huzuru, refahı, mutluluğu yer almalıdır. 84 milyon vatandaşımızın tamamını içermeli. Yeni Anayasa şu veya bu dengenin değil, doğrudan milletin Anayasa'sı olmalıdır. Elbette kolay değil, çeşitli girişimlerimiz oldu. Siyasi iklim yeteri kadar uygun olmadığı için çalışmalarımız hep yarım kaldı. Bugün yeni bir Anayasa için Türkiye'nin olmadığı kadar hazır olduğuna inanıyoruz. Cumhurbaşkanlığı'nda, AK Parti'de, akademi dünyasında yürüyen çalışmalar var. Diğer partilerin de benzer hazırlıkları olduğunu biliyoruz. Bunlar önce ilkeler, sonra somut metinler düzeyinde olgunluğa geldiğinde bir araya getirilecek ve milletimizin önünde tartışmaya açılacaktır. Açık ve şeffaf bir sürecin ürünü olarak hazırlanacaktır. Önümüzdeki yılın ilk diliminde bu safhaya ulaşmayı hedefliyoruz. Herkese çağrıda bulunuyorum. Gelin, kişisel tüm duvarlarımızı bir kenara bırakarak Türkiye'yi en az bir asır taşıyacak yeni bir Anayasa'ya kavuşturalım. Biz buna varız, hazırız. 

'AİLE' VURGUSU

İkinci husus, politikaların lokomotifi olacak, aile, eğitim ve kültür başlığıdır. İnsanı insan yapan, her ikisi de gelişmeye açık olan kalbi ve aklımızdır. Aile değerleri zayıflamış veya ortadan kalkmış toplumların sadece medeniyetin maddi unsurları ile varlığını idame ettirmesi mümkün değildir. Milletimizin asırlardır maruz kaldığı onca saldırıya rağmen ayakta kalışının en önemli sırrı aile yapımızın dayanıklığıdır. Televizyon ve internet ile insanımızı çekirdek aileden bireye doğru yönlendiren bir kültür iklimi etrafımızı kuşatmaya başladı. Evlilik yaşları zaten 30'lara dayanan gençlerimiz arasında hiç evlenmeyenlerin sayısı da artıyor. Ebeveynlerin her ikisi çalışan ailelerde çocuklar bakıcılar tarafından yetiştiriliyor. Okullarda hem eğitim hem öğretim kısmında ciddi eksikler, boşluklar olduğunu görüyoruz. Medeniyet nöbetini devralacaksak işe ilk önce buradan başlamamız gerekiyor. Bizim söylediğimiz, insanı nesne değil, kalbi ve aklı ile özne olarak ele alan kadim medeniyet değerlerimizi, ilhamını geçmişimizden alan, yenilikçi bir anlayış ile yükseltmemiz gerektiğidir. 

Türkiye olarak salgın sonrasına yönelik bir ufukla mücadelemizi yürütüyoruz. Tercihler, bize çocuklarımız için nasıl bir dünya hazırlamamız gerektiğini de ortaya koyuyor. Dünya 5'ten büyüktür tespit ve talebimizi her fırsatta tekrarlıyoruz. Güçlü devletlerin, vatandaşına ihtiyaç duyduğunda en iyi hizmeti verenler olduğu gerçeği salgın döneminde açıkça ortaya çıkmıştır. Türkiye salgında her konuda liderlikle gerçek anlamda güçlü bir devlet olduğunu göstermiştir. Salgın sonrasına vargücümüzle hazırlanıyoruz.