Türkiye'nin koronavirüsle mücadelesinde en kritik dönemeçlerden biri olarak nitelendirilebilecek 6 Eylül'e dört gün kalırken, Koronavirüs Bilim Kurulu Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında toplandı. Bu tarihte okulların yüz yüze eğitime başlayacak ve üniversitelerin açılacak olması nedeniyle toplantıya Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile YÖK Başkanı Erol Özvar da katıldı. Toplantı sonrası Bakan Koca'nın ardından, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve YÖK Başkanı Erol Özvar önemli açıklamalarda bulundu. Okullarda yüz yüze eğitim için gerekli tüm tedbirler alındı. Yetkili ağızlardan çıkan ortak vurgu ise "Yüz yüze eğitimden dönüş yok" oldu. Öte yandan AVM, restoran ve kafeler için PCR testi zorunluluğu düşünülmüyor.

Kritik Bilim Kurulu toplantısı sonrası Bakan Koca'nın açıklamaları şu şekilde;

Kurumlarımız arasındaki tam 2021-2022 yılına başlamadan son toplantımızda, eğitime başlanılması ve tedbirlerin son bir değerlendirmesini yapmaktı. 2020 yılı başlarından itibaren sağlık yönünden en çok büyüklerimizi, eğitim öğretim açısından gençlerimizi etkiledi.

2021 yılı ile birlikte gerek hastalığın tıbben daha anlaşılması, gerekse aşının devreye girmesiyle önümüzü görebileceğimiz günlere geçtik.

Sizlere aşı programımız başlarken "tünelin ucundaki ışık göründü" demiştim. "Bugün tünelin çıkışı görünüyor" diyebilirim. Son 4 haftada vaka sayılarındaki artışın özellikle aşı olmamış kişilerden kaynaklandığını ifade etmiştim. 


Bugün itibariyle aktif vakalarımızın %81'i tam aşılı olmayan kişilerdir. Yani 500 bine yakın olan vakamızın %81'i tam aşılı olmayan kişilerdir. Hastanede yatan hastaların %90'ını da aşı olmayanlardır. Vefat eden vatandaşlarımızın %90'ı ya hiç aşı olmamış ya da aşıları eksik kişilerdir.

Önümüzdeki hafta başından çocuklarımız gençlerimiz okullarına kavuşacak. Tüm gayretimiz onlara yüz yüze eğitim vermek ve bunun sürekliliğini sağlamaktır. Gençlerin eğitimin eksik kalması bugün ve geleceğimiz için çok üzücüdür.

Okullar da kalabalık ortam oluşmaması için tedbirleri ve rehberleri uygulayacağız. Bunun için endişelenen velilerimiz olabilir. Önce veliler olarak tedbirlere uymalıyız. Bu dönemde öğretmenleri, öğrencileri örnek alacağız. Kendi çocuklarımızı korumak ve onlar için tedbirli olmak çocuklarımızın sınıf arkadaşlarını da korumak anlamına geliyor.

Hep birlikte çaba gösterirsek zil sesinden sonra alarm sesi gelenleri haksız çıkarırız. Öğretmenlerimizin motivasyonu hepimizden büyük olacak. Kendi sağlıkları kadar öğrencilere sevgileri söz konusu.

12-YAŞ VE ÜZERİ AŞILANACAK MI?

Biz 18 yaş ve üstü öğrencileri için tanımladık. 15 yaş için ise tercihe bırakmıştık. 12 yaş üstü kronik hastalığı olan çocuklarımız için de ayrıca tanımlama yaptık. 12 yaş üzeri zorunlu değil. 15 yaş üzeri yapıldığı gibi tercihe bırakılarak yapılması kanaatindeyiz.

YENİ TEDBİRLER ALINACAK MI?

Vaka sayılarındaki artış giderek devam ettiğini bir yerde şimdi takıldı. Bu rakamlarında oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz. Vefat sayıları da artıyor. Varyantların bulaşmayı daha çok arttırdığını biliyoruz. Kısıtlamaları bu dönemde gündemimize almadık. Temasın olduğu, maske kullanımının azaldığı bir dönemi görüyoruz ve bulaşın artarak vaka sayılarını arttırdığını görüyoruz.

15-45 yaş arasında vakanın en yoğun olduğu yaş grubu. Vaka sayısı bu sebeple giderek yükseldi. Bizim yapmamız gereken aşının kimisi bulaşmayı önlemediği söylüyor. Biz aşının bulaşmayı da %50 %60 önlediğini biliyoruz. Vaka oranımız %10, aşılanma oranı 65 yaş üzeri %82.5. %90'a yakın aşısını yaptırmamış kişilerden oluşuyor. Biz bu salgını gündemimizden çıkarmak istiyoruz. 84 milyonun birlikte hareket etmesiyle bu durum mümkün. %10 aşısı olanlar da kaybedilebiliyor. Ağırlıkla 65 yaş üstü ve ek hastalığı olanlar vefat ediyor. %90 oranında aşının koruduğunu görüyoruz. Bu aşıların etkili olduğunu, vatandaşlarımızın erken dönemde aşılarını yaptırmalarının etkili olduğunun altını çizmek istiyorum.
 

MEB BAKANI MAHMUT ÖZER

Öncelikle okullarımızı 5 gün yüz yüze eğitime açmada sürekli bize rehberlik eden Sağlık Bakanlığımıza ve Bilim Kurulu üyelerine en içten teşekkürlerimi sunuyorum.

Korona salgını dünyanı etkisi altına aldığından bu yana tüm alanları olumsuz etkiledi. Bizler de öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin salgından en az düzeyde etkilenmeleri için Sağlık Bakanlığımız ile birlikte çalıştık.

DSÖ ve UNİCEF gibi kuruluşlar eğitimin kesintisiz olarak yüz yüze devam etmesinin hayatı önem taşıdığını ifade ediyorlar
Yüz yüze eğitime geçilmesi artık bir tercih olmaktan çıkmış, artık zorunluluk haline gelmiştir.

Yüz yüze eğitim için gerekli adımları Sağlık Bakanlığı ile attık. Koronavirüs salgınında alınması gereken önlemleri 81 ile gönderdik. Okullarımızda ihtiyaç duyulan dezenfektan temizlik malzemelerini tüm okullarımıza gönderdik.

2021-2022 öğretim yılında hazırlık döneminde okullarımızın bu sürece hazırlanması için 650 milyon TL'yi okullarımıza gönderdik. Maskeden dezenfektana kadar her türlü hazırlığı yapmış bulunuyoruz. 58 bin okulumuz için 113 bin temizlik personelini görevlendirilmesini tamamlamış bulunuyoruz.

Eğitim öğretim 6 Eylül'de başlıyor ama uyum haftası dün 1 Eylül'de başladı. Minik öğrencilerimiz okula başladı. Okul öğrencisi ve 1. sınıflar 2 gündür okula gidiyorlar. 2 günlük süreç sorunsuz bir şekilde başladı. Yavrularımızın gözlerindeki mutluluk, öğretmenlerin öğrencileriyle buluşma hazzı her fedakarlığa değerdi.

6 Eylül itibariyle de nihayet haftada 5 gün okullarımızı evlatlarımıza açıyoruz. Bir daha hiç kapanmaması için sadece bizlere sorumluluk düşmüyor aynı zamanda tüm velilerimize, servis şoföründen kantin çalışanlarına öğretmenlerimize kadar tüm paydaşlara düşüyor.

Bu nedenle okullarımızın bir daha kapanmaması için tüm velilerimiz öğretmenlerimiz ve personelimize çağrı yapmak isterim. Lütfen belirlediğimiz kurallar harfiyen uyalım. Bu kurallara uyalım ki okullarımız bir daha kapanmasın. Süreç tüm paydaşları ilgilendiren bir süreçtir. Yine bu süreçte İçişleri Bakanlığımızdan çok destek gördük. Bir kez daha vurgulamak istiyorum. Okullarımız ilk açılan ve son kapatılan yerler olmalıdır.