Dünyada gelişen teknoloji ve hastalıklara uygulanan tedaviler başarılı sonuçlar vermeye başladıktan sonra insanların yaş ömrü de aynı oranda arttı. Bu sayede artan yaşlı nüfusu ile hala daha tam anlamıyla tedavisi olmayan hastalıklar da artış gösterdi. Bu hastalıkların en başında da yaşlılık hastalığı olarak bilinen demans geliyor. Şu ana kadar demansı ortadan tamamen kaldıran bir tedavi olmamasının yanı sıra yaşlı insanlar da bu hastalıkla yaşamaya çalışıyorlar. Bu nedenle özellikle günlük hayatta basit aktiviteleri bile yapmakta zorlanabilen demans hastaları için ’18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası’ öncesi Bahçeşehir Üniversitesi ve Hayat Boyu Hayat Dolu Derneği tarafından üniversite öğrencilerine yönelik demans farkındalık etkinliği düzenlendi. Demanslı bireylerin iç dünyalarında neler hissettiklerini deneyimlemek ve empati yolu ile farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen etkinlikte, öğrenciler interaktif olarak demansın oluşturduğu etkileri deneyimledi.

Demans hastalığı hakkında bilgilendirilmelerin de yapıldığı etkinlikte deneyimciler 8 simülasyon vasıtasıyla demans hastalarının günlük hayatta yaptıkları kahvaltı hazırlamak, çatal-kaşık kullanmak, düğme iliklemek ve yol tarifi gibi deneyimler yaşadılar. Deneyimciler simülasyonlar sayesinde demans hastalarının karşılaştıkları zorlukları anlama fırsatı buldu.

“Demanslı hastaların iç dünyalarına yolculuk ediliyor”

Hayat Boyu Hayat Dolu Derneği Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Çağla Aktaş Aytöre yaptıkları çalışmayla birlikte demans hastalığını anlatmaktan öte geçtiklerini dile getirerek, “Yaşlılarımızın toplum içerisinde hayatlarına kaliteli bir şekilde devam etmelerine yardım edecek bir takım aktiviteler yapıyoruz. Yaşlılık malum artık günümüzde önemli konuların başında geliyor. Bütün dünya gibi yaşlanan bir ülkeyiz ve yaşlılık gerçekten önem vermemiz gereken bir konu. Yaşlılıktan kaynaklanan sağlık sorunları aynı şekilde önemli bir konu ve daha çok karşılaşacağız. Kendi çevremizde ve toplumumuzda demans olan bireylerle etkileşimimiz artacak. Biz de bundan yola çıkarak Almanya’da bir uzman ekiple demans üzerine bir çalışma yaptık ve bunu Türkiye’ye uyarladık. Biz demansı anlatmıyoruz bizim amacımız tamamen demanslı bireylerin iç dünyasına bir yolculuğa çıkarmak insanları. Aslında bir empati oluşturma amacımız var. Bizim en büyük sıkıntımız empati. Başkasının hayatına ve iç dünyasına girersek onları anlarsak ne hissettiklerini hissedersek nasıl davranacağımızı da daha iyi anlayabiliriz. Bizim de burada istediğimiz şey bu empatiyi ve farkındalığı oluşturmak” şeklinde konuştu.

Egzersiz ve sağlıklı beslenme

Ayrıca demans hastalığına iyi gelebilecek ve engelleyebilecek uygulamalar hakkında da önerilerde bulunan Çağla Aktaş Aytöre, en iyi yöntemin hareketten ve sağlıklı beslenmeden geçtiğini söyledi. Aytöre son olarak da, “Sonuçta hepimiz gibi ben de yaşlılığıma hazırlık aşamasında en çok dikkat ettiğim konu egzersiz ve hareket. Doğru beslenme çok önemli ne yiyorsak o oluyoruz gerçekten. Düzenli uyku, sosyalleşme gibi önlemler alırsak eğer hayatımızı çok daha aktif anlamlı ve kaliteli şekilde geçireceğimize inanıyorum" dedi.

“İnsan çaresiz hissediyor”

Simülasyon deneyimini yaşayanlardan BAU İşletme Bölümü öğrencilerinden Emirhan Sarıbay, kahvaltı hazırlarken bile ne kadar zorlanılabileceğini fark ettiğini ve çaresizlik hissettiğini dile getirerek, “Yapmış olduğumuz deneyimlerle demans hastalarımızın ve yaşlı insanlarımızın günlük hayatta ne gibi zorluklar yaşadığını deneyimleme şansına sahip olduk. Ben de kahvaltı hazırlama örneğini gerçekleştirdim. Biz normalde kendimiz kahvaltıyı hazırlarken her şeyi sırasıyla yapabiliyoruz fakat onların günlük hayattaki basit aktiviteleri bile yaparken ne kadar zorlanabildiğini anladım. Bu yüzden de en çok çaresizlik hissettim. Gerçekten çok zor. Onları suçlamamak lazım yaşlılarımıza daha empati ile yaklaşmak, onları daha fazla tolere etmek, daha fazla zaman geçirerek anlamaya odaklanmalıyız” dedi.