Can ve mal kaybına neden olan tabiat olaylarından ders almıyoruz ve böylesini Karadeniz’de tekrar yaşadık. Toplumla beraber, devletin de çıkarması gereken dersler var.

Toplumun, bilim ve mevzuatı önemsemeyen kendi doğruları, kendi can ve mal kaybına götürüyor.

Rize; Güneysu’de…

Selin, dereyi hükmü altına almasıyla yaşanan doğa olayı, çevresindeki ‘domina taşları’ gibi dizilen binaları tümden tehdit ediyor, tahribat yaratıyordu.

Silbaştan;

Aksiyon filmi gibi, anlar yaşandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu ilçedeki konuşmasında “Plansızlığın, programsızlığın, öngörüsüzlüğün faturasını da çok ağır ödemiş bir ülkeyiz” diye konuştu.
Sözlerinin devamıyla;

Erdoğan, uyarıda bulunuyordu ve “Ne olur, şurada şu yamaçlarda 5 kat, 10 kat binalar yapmayın.” diye sesleniyordu.
Vatandaşın kendi doğruları vardı, istek ve beklentilerinin gerçekleşmesi için de, siyasetten, siyasi iradeden beklentisi olur.

Siyasi baskı da yapar!

Mühim olan;

Kamusal iradenin ve bu yürütmeyi sağlayan siyasi iradenin; asıl ve tek doğruyu kabul eden olabilmesidir.

Bu doğrultuda…

Yamaçlarda vatandaşlar tarafından 5 kat, 10 kat bina yapılıyor ise, öncelikle yerel yönetiminin buna yasal veya illegal zemin yaratmamasıdır.

İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi, büyük kentlere saha hakimiyeti ve yönetimi zordur.
Türkiye’nin gündemine tekrar giren Güneysu ise, adeta bir avuç yerdir ve 16 bin dolayında nüfusa sahiptir.

O yüksek katlar;

Bir gecede yapılmadı!
Sadece;

Vatandaşın, üzerine gidiliyor.
Merkezi yönetim ve yürütmeyi sağlayan siyasi irade de, yaşanan ve tekrar eden tabiat olaylarından, bir sonuç çıkarmalıdır.
Böyle olayların yaşandığı belediyeler, idari ve teknik değerlendirmeye alınmalı, imar kararları ve planları incelenmelidir.

Maalesef…
Eleştirilen;

Plansız, kaçak yapılaşma; tetiklediği kentsel sorunlar ve tabiat olayları nedeniyle yaşanana can ve kayıplarına rağmen, kabul gören duruma gelmiştir.
Zira;

‘İmar Barışı’ adı altındaki dolaylı imar affı, yıllardır eleştirdiğimiz yerleşik düzeni bir kez daha yasal zemine oturtturmuştur.

Bakınız…
Marmara Depremi’nden sonra:

Sakarya’daki yeni binalar, geneli itibariyle 4 katla sınırlanırken, Bursa’da daha da göğe yükselebilmenin toplumsal talebi, baskısı ve gidişatı var.