Politikada hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır." Demişti. AB ve ABD tarafından boyunduruk altına alamadıkları Erdoğan’dan kurtulmak için, Roosevelt’in sözünü doğrulayan proje ittifak tecrübesi yaşıyoruz. İttifakların çimentosu siyaset yapmada ilke ve program yakınlığıdır.

Türkiye’de 1991 seçimleri yapılırken hem ülke barajı hem de il barajları vardı. İttifak yapabilmenin de yasal zemini yoktu. Erbakan, Türkeş, Edibali önderliğinde Refah Partisi, MHP ve IDP ittifakı yaptı. MHP ve IDP adayları RP listelerinden gösterildi. Barajlar geçildi ve üç siyasi parti meclise girdi. Bu üç partiye Baktığınızda; Milliyetçi, muhafazakâr, mütedeyyin özellikler, özetle birbirine çok yakın renkler görürsünüz.

O dönem CHP’nin yerinde Erdal İnönü liderliğindeki SHP vardı. Yine o dönem bu günkü HDP’nin “dedesi” HEP vardı. Fehmi Işıklar liderliğindeki HEP ile Erdal İnönü liderliğinde SHP ittifak yaptılar. Hakkâri, Bitlis, Van, Mardin, Muş Batman, Diyarbakır, Adıyaman, Şanlıurfa ve Mardin gibi illerde SHP adayları HEP tarafından belirlendi. Buna ek olarak, İstanbul ve İzmir’de de HEP adaylarına yer ayrılacağını. Vural savaş “ Atatürk’ün Kemiklerini Sızlatan Parti CHP” adlı kitabında anlatır. Bu da sol kanat ittifakı göz boyamasıyla sahnelenmiş, o seçimde 18 HEP milletvekili SHP listelerinden meclise girmişti. Göz boyama dememin sebebi PKK gölgesidir. Zaten TBMM’de yemin töreninde Leyla Zana ve hatip Dicle gibi isimler olay çıkardılar.

SHP-HEP ittifakı için, PKK terör örgütünün Kandildeki bir numaralı ismi Murat Karayılan “Bir Savaşın Anatomisi” adlı kitabında “SHP ile HEP arasındaki ittifak görüşmelerinin kendisi tarafından yapıldığını ileri sürdü” O dönem Öcalan henüz Türkiye’ye teslim edilmemişti. (teslim dedim çünkü Ecevit: ABD Öcalan’ı bize neden verdi hala anlamış değilim demiştir) İşte o Apo, bir yardımcısına görev verip asırlar boyu dünyaya nizam veren Türkiye’de seçim ittifakını yönetiyordu. CHP bunu hep yapıyor zaten. Hani bir söz var “Kurt tüyünü değiştirir huyunu değiştirmez” diye. Erdal İnönü gitti Deniz Baykal geldi. Sırrı Sakık Mecliste CHP’lilere bakarak “1999 yılında genel seçimlere gidiyoruz, CHP barajın altında. Sayın Genel Başkanınız bize elçi gönderdi; “sizinle ittifak yapmaya hazırız” diye. Oturduk konuştuk. “Sayın Türk'ü, Sayın Sakık'ı, Sayın Yurttaş'ı kaldıramam, ama bana 20 tane militan verin onları aday edeyim” dedi. Baykal gönderildi KK, geldi aynı birliktelik baki. Çok kez “kimse görmesin” karanlığında aşna fişne olsa da; bizzat HDP ’den itiraflar var.

Necip Fazıl: "CHP bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir." Demiştir. Nitekim Grup başkan vekilleri Özgür Özel marifetiyle CHP zehir kusmaya devam ediyor. “Diyanetin okul öncesi çalışmasına Ortaçağ zihniyeti” dedi. Yılbaşı için ise “iki kadeh içkiye (uydurduğu) Anadolu Müslümanlığı ile fetva verdi” Bilmediği konuda konuşanlara hem cahil hem geveze derler. Ya hu CHP budur değişmez! Üstat çok doğru demiş.

Meral Akşener’in sarmaş dolaş olduğu CHP için;

Saraylarda süremem, dağlarda sürdüğümü;

Bin Cihana değişmem, şu öksüz Türklüğümü.

Dizelerini Tweete alıntılayıp saygı ve rahmetle anıyorum dediği Nihal Atsız “Dünyada bir sabun buhranı yaratmadan Cumhuriyet Halk Partisi'ni temizlemek mümkün değildir.” demiştir.

Atilla ilhan "Recep Peker’in hazırladığı tüzük değişikliği ile CHP, 1935’ten itibaren faşizan bir partidir" der.

Dumduma ittifakı derken siyasi benzerliği olmayanların birlikte yol yürümesini kast ettiğimiz açıktır. Bunun bir örneği de 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanmış. Ekmeleddin İhsanoğlu aday yapılmıştı. HDP kendi adayı ile seçime girmiş, diğer siyasi partiler Erdoğan karşısında birlik olmuştu. Samsundan sarı saçlı mavi gözlü aday beklentileri boşa çıkan küskün ve kızgın CHP seçmeni bu sefer HDP adayına oy vermişti. Erdoğan seçimi birinci turda aldı amma HDP bu seçimle CHP sayesinde yüzde on barajı korkusunu üzerinden atarak seçimin kazançlı partisi olmuştur. Artık HDP seçime kendi amblemi ile girmekte ve bu günkü pazarlık gücünü kullanmaktadır.

Dumduma derken haksız değiliz Ecevit ve Erdal İnönü için Ozan Arif aşağıdaki dizeleri yazmıştır. Kılıçdaroğlu ise Ozan Arif’e aşık Veysel, Erzurumlu Emrah ve Neşet Ertaş’tan bir farkı yok diye överek rahmet dilemiştir. Bu övgüyü bilerek yapsa; başüstüne der, tebrik ederdim ama kesinlikle bilmiyor ve ittifak şirinliği için yapıyor.

Ecevit için

Rahşan Hanım neşe katsa, kahvelerde göbek atsa

Ecevit ’de tepsi tutsa, yakışmaz mı yakışmaz mı

Erdal İnönü için

Boyu uzun nasıl olsa, bir de yağlı bir bez alsa

Erdal deve kıçı silse, yakışmaz mı yakışmaz mı

Başkanlık sistemi ile seçim ittifakları için de yasal düzenleme yapıldı. Bahçeli’nin deyimiyle Zillet ittifakında CHP, İyi Parti, Saadet Partisi ve DP birleştiler. HDP bu ittifaka alınamadı ama CHP “her evden bir oy HDP ’ye kampanyası” ile sevgilisine işmar ediyordu. Hatta genel başkan yardımcısı “ailece HDP ye oy verdik” demişti.

Asıl kim kime dumduma diyeceğimiz fiili ittifak 2019 mahalli seçimlerinde yaşandı Seçimde İyi Parti ve HDP sırf Ak parti kazanmasın diye CHP örgütünden daha fazla çalıştılar dense yeridir. (İyi partili bir arkadaşımız çok iddialı bir şekilde; CHP bizim kadar kendi adayları için çalışmış olsaydı Bursa’yı da alırdık demiştir) Bu mahalli seçimler de İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediyeleri el değiştirdi. Necip Fazıl’ın “Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta! Baba katiliyle baban bir safta” dediği gibi İyi Parti ile HDP aynı safta durdular. (Bebek katili diye suçlananlarla, İyi Parti aynı safta Sorduğunuzda İyi Partililer şiddetle karşı çıkarlar ama vatandaş “sen onu benim külahıma anlat diyor” her gittiği yerde de Meral Hanım protesto ediliyor.

HDP ile birliktelik suçlamalarına karşı yalancı pehlivan edasıyla attıkları peşrevler Churchill’in “Politika gerçekleri gizleyip yalan söylemek değil, gerçeklerin istediğiniz yanını göstermektir.” Gayretini hatırlatıyor ama kral çıplak, istediğiniz kadar deve kuşu gibi kafanızı kuma sokun.

Meral hanım “siz Cumhur İttifakı ile bizimkini karıştırıyorsunuz. Cumhur ittifakı et tırnak, mezara kadar, kader birliği, bizimki öyle değil ki, bizimki proje bazlı” diyor. Bu açıklamalar “kem küm açıklamalardır”. Sorsanız ne projesi diye. Hikaye anlatıp, hayal satacaklar. Proje batının Erdoğan’sız Türkiye projesidir. Öyle olmasaydı bir ayda dört kez ABD elçiliğinde ne toplantısı yaptınız.

Bu nedenle; HDP ile ortaklığını gizleyemeyen CHP ile ittifak yapan bütün partilerin yaptığına “merdiven altı siyaset” denir.

Winston Churchill’in şu ünlü sözü ile bitirelim “bazı insanlar prensipleri için partilerini değiştirir, bazıları partileri için prensiplerini değiştirir” isterseniz Parti geçen yerlere ittifak kelimesini koyun daha net göreceksiniz.