Çeviköz denen terbiyesizle hayatımda hiçbir zaman karşılaşmak istemem. Ya hu bir kerede verdiğin beyanat gönüllere su serpse ne olur? Türk Yargısına talimat veren elçiler için "10 Elçi dostça yükümlülüğümüzü hatırlatmışlardır." Dedi. Hasst- tamısın nesin? Sen elçilik yaparken hangi ülkeye dostça hatırlatma yapabildin?

gaddarı ikinci dünya savaşı sonrası Türkiye’den toprak talep etmeseydi; biz ABD’nin, batı bloğunun kuyruğuna takılmazdık. Uçak fabrikalarını kapatmaz, milli savunma sanayimizi yok etmezdik. Bu gün hayal edilemeyecek bir seviyede olurduk. İşin kötü yanı NATO’nun uçbeyi gibi görev üstlendik, bütçemizin aslan payını asker sayısı çok ama modernizasyonu olmayan ordu giderlerine harcadık. Güvenliğimizi, istihbaratımızı, eğitimimizi kısaca her şeyimizi ABD politikalarına bağladık. Deyim yerindeyse; ABD, NATO narkozu ile uyutulduk. Ne zaman ayılmaya, gözümüzü açmaya kalktıysak askeri darbelere muhatap olduk.

Haydut başı Amerika, yanında, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, Kanada, Norveç, Yeni Zelanda ve İsveç büyükelçileri ile Türkiye’nin iç hukukuna, talimat vererek “Osman Kavala derhal serbest bırakılsın” dediler. Danimarka, Finlandiya, Norveç ve Yeni Zelanda’nın nüfuslarına bakın; bizim Ankara nüfusu kadar ülkeler. Gidip orada yaşayan halka, Türkiye nerede? Diye sorsanız büyük çoğunluk haritada yerini bilmez. Bu arada listede İngiltere neden yok diyebilirsiniz. Kanada ve Yeni Zelanda Genel Valileri Kraliçe tarafından atandığı için iki temsilci ile dolaylı olarak katılmıştır. Bu haddini bilmez davranışlara karşı bu güne kadar argo tonlama ile “sen kimsin ulan höt..!” diyebilen olmamıştı ki bunlarda alışkanlık oluşmuş.

Osman Kavala kimdir, ne yapmıştır gibi soruları işin başında bir tarafa bırakalım ve şu soruyu soralım: Benzer bir talimat bu ülkelerin birine verilse batı ne yapar, ayağa kalkmaz mı? El-cevap kalkar. Bu densizliğe Türkiye’nin sert cevap vereceğini bilmiyorlar mı domuz gibi biliyorlar. Ama test edip deniyorlar ki kaos oluşsun.

Gelelim Kavala kimdir sorusuna; CB Erdoğan "Dünyada Soros neyse Türkiye'de Kavala odur." Diyor, kısaca ülkeleri karıştıran, darbelere finans sağlayan lanetli bir adama benzetiyor.

.

Bu çıkışı neden yaptılar söyleyelim: Aslında Osman Kavala serbest kalsın diye bir dertleri yoktur. Ne kadar içeride durursa o derece batının işine yarar. Her seferinde kurtulmak istedikleri Erdoğan’ın önüne dış ilişkileri zedeleyen bir sorun olarak çıkarırlar. Türkiye iyi yönetilmiyor havası oluşturup muhalefete destek vermiş olurlar.

Kılıçdaroğlu " Demirtaş, Kavala, askeri öğrenciler neden tutuklu?” dedi Daha üzerinden bir hafta geçmeden yukarıdaki ülkelerin elçileri devreye girip bize tamtam çalıp istikamet vermeye kalktılar.

Erdoğan gereken cevabı verdi. Hatta bu elçileri istenmeyen adam ilan edin diye bakanlığa talimat da verdi.

Kılıçdaroğlu ne dedi? "10 büyükelçinin 'istenmeyen adam' ilan edilmesi emrini” vermiş. Açıkça söylüyorum; bu hareketlerinin sebebi milli çıkarları korumak değil, mahvettiği ekonomiye suni gerekçeler yaratma çabasıdır.” Yuh artık!

Bu ülkelerin derdi, hukuk demokrasi insan hakları mı yoksa bizi hizaya getirip eskisi gibi batının emir komutası altında rap rap ömür tükettirmek mi? Şayet demokrasi, insan hakları gibi bir dertleri olsa; Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da yaşanan dramlar yaşanır mıydı? İsrail’in Filistin’de yaptıklarına neden sesiniz çıkmıyor? Batı Trakya’da Yunanistan’ı hiç eleştirdiniz mi?

Siz daha Mısır’da yapılan darbeye darbe diyemediniz.

Ülke içinde iktidar ve muhalefet yarışır amma, Türkiye düşmanları ile mücadelede iktidarın yanında milli duruş sahibi muhalefet gerekir. Bu sayede dışa karşı sağlam bir kale kapısı inşa edilir. “Batıya işmar eden beyanatlar oldukça kapı kilit tutmaz”. Damat Ferit İstanbul işgalinde hükümete gelmişti. Milli mücadele kahramanlarını İngilizlerin baskısı altında hain ilan ediyor, idam cezaları çıkartıyordu. Bugün “CB Erdoğan batı bloğuna karşı milli mücadele verip rest çekerken; Damat Ferit rolünü CHP öcülüğünde muhalefetin yaptığını” görüyoruz.

Muhalefetin şunu iyi bilmesi gerekir “batıya boyun eğdiğin an; boynuna tasmayı takar” Yarın senin güneyinde terör devletini kurar ve ilk tanıyan ülke olmanı bile senden isterler. “Allah göstermesin iktidar olsanız bu kafayla siz, Apo’yu da Selo’yu da salarsınız” Zaten Türkiye’nin 25 eyalete bölünmesini isteyen HDP ile kucak kucağa olunca bu isteklere şimdiden teşnesiniz demektir.

.

Ne proje ama! “Türk milliyetçisi İyi Parti ile bölücü Kürt partisi HDP işbirliğiyle, iktidara gelme rüyaları gören CHP” Dikkat edin pencere açık uyumayın, yorgan üstünüzden düşmesin.

Milletimiz bilmelidir ki; bu yapılanlar eskisi gibi batı ne derse “eyvallah” demediğimiz, Türkiye’nin bölünmesine karşı çıktığımız içindir. Cumhur ittifakının yaptığı bağımsızlık mücadelesidir. Bu mücadeleyi hangi parti yaparsa; (ister cumhur ittifakı, isterse millet ittifakı olsun) ABD, AB, kısaca batı bloğunun gözünde “yok edilmesi gereken bir düşmandır.” Maalesef bizdeki muhalefet işbirlikçi algılanacak hareketler sergiliyor.

Karşımızdaki yapının genlerinde Türkiye düşmanlığı vardır. Tarihçi Halil İnalcık hoca “batı İstanbul’un fethini ve Ayasofya’yı hiçbir zaman unutmadı” demiştir. Hatta işbirlikçisi soysuzlar gezi olaylarında “zulüm 1453’te başladı” diye yazdılar.

Açık konuşmak gerekirse; Yunanistan Rusya’dan S-300 alır ses yok. Biz alınca NATO genel sekreteri bile haddini aşıp eleştirmektedir. (NATO konseptinde alamazsın diye bir yasak yoktur)

İşin adını koymak gerekirse; Türkiye ABD öncülüğünde batılı yamyamlarla savaş halindedir. Özellikle CHP ve İyi Partiye sesleniyoruz “sözde müttefik, özde puşttefik” Türkiye düşmanı ”Sorospu çocuklarının yanında durmayın,” ülkenizi savunun.