Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Hanım’la 2000’li yılların başlarında röportajımda günümüzü sormuştum ve “1938’den önceki Türkiye ve 1938’den sonraki Türkiye” demişti.

Bu sözler;

Atatürk’ü anlayabilmek ve hedefinden gidebilme gidişatında, anlamlı bir mesaj oluyordu.

Atatürk’ün, neler yaptığını ve hedeflerini anlatabilmenin ötesinde, O’nun gibi neler yapılabildiğini konuşmak gerekiyor.

…Ve!
Milli ve manevi değerleri için hayli hassas olunan bir Türkiye’de, milli ve manevi değerleri, yarıştırmaya, kutuplaştırmaya çekmemeliyiz.

Siyah/Beyaz filmlerle tarihe kaydedilen milli mücadale yılları ve kurulan yeni bir devletin öyküsünü, yeni başarılarıyla renkli filmlere taşımalıyız.
Bu düşüncemizi;

2000’li yılların başlarında kaleme aldığımızda, Atatürk ve değerlerine odaklanan ünlü meslektaş büyüğümüzden telefon gelmişti.
Yılmaz Akkılıç, söz konusu makalem nedeniyle “Seni tebrik ediyorum ve alnından öpüyorum.” demişti.
Son yıllarda…

Milli ve dini bayramlar denilince, tatile çıkabilmenin akıllara geldiği bir günümüz anlayışı içerisindeyiz.
Bu ülke;

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde ve milletçe kurtarıldı; Çanakkale Ruhu’yla vatan korundu.

Fethedilen İstanbul’da;

Atatürk’ten hemen sonraki yıllarda, elden çıkarma ve kentleşmenin adına tarihi pekçok yerin dümdüz edilmesi, kültürel dramdı.

Günümüze dönersek…

Atatürk gibi;

Nelerin yapılıp yapılamadığına bakmak, Milli Önder’i siyasetten yarıştırmamak, milli ve manevi değerleri çarpıştırmamak, önem taşıyor.

Bu arada…

Atatürk, askeri zaferlerin ekonomik zaferlerle taçlandırılmadığı sürece, anlam taşımayacağını söylemişti.

…Ve!
“Muassır Medeniyetler” seviyesini hedef gösterdiğinde, örnek alınan ülkeler de vardı.
Atatürk’ün hemen ardından, Türkiye’de çok şey değişti; savaştan çıkan ülkeler dahi, fersah fersah yol almışlardı.

O yıl, bu dönem yoktu, merhume Ülkü Hanım’ın dediği gibi, Atatürk’ten hemen sonrası, Atatürk’ten farklı olmuştu.
Türkiye’nin, büyük ve güçlü ülke olup olmadığını değerlendirirken, ‘Atatürk gibi nelerin yapılıp yapılmadığı’ meselesine odaklanmalıyız.

Milli acılar ve başarılarda nasıl milletçe birleşiyorsak, günlük hayatta da böyle olabilirsek, bizi kimse tutamaz.