Almanya’da doğup büyüyen Ayfer Sarıca ve eski eşi Şenol Gümüş’ün 8 yaşındaki çocukları Kaan Gümüş, Almanya’da geçirdiği epilepsi krizi sonrası gittiği hastanede tedavi altına alındı. Hastanede çeşitli sebeplerle gitmesine izin verilmeyen Kaan bir ay burada kaldı. Verilen ilaçların yan etkileri nedeniyle agresiflik göstermeye başladı.

Bunu bir koz olarak kullanan doktor çocuğu yoğun bakıma alma bahanesiyle yatağa bağlamak için izin istedi. Aile bunu yalnızca bir günlük kabul etti ve bir kağıda imza attı. Doktor aileye bunun mahkeme yoluyla olması gerektiğini söyledi. Ertesi gün gelen mahkeme heyetinin ardından bunun bir oyun olduğunu fark eden aile çocuklarını başka bir hastaneye götürmek istedi. Ancak çocukları Alman polisinin zoruyla ellerinden alındı. Kaan, Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının devreye girmesiyle Türkiye’ye getirildi. VM Medical Park Samsun Hastanesinde tedavi altına alındı.

Kaan’ın annesi Ayfer Sarıca, “Bana ‘Kaan’ın nöbetleri çok arttı. İlacını veremiyoruz. Biz bunu yoğun bakıma indireceğiz’ dediler. Yatağa bağlanacağını söylediler. İstemedim ama bir günlük kabul ettik. Bize kağıt imzalattılar. Bunun mahkeme kararı üzerinden olması gerektiğini söylediler. Öbür gün gittiğimde hakimler oradaydı ve ben hakimlerle konuşmak istediğimde doktor benden çıkmamı isteyerek başka bir hasta hakkında konuştuklarını ve birazdan yanımıza geleceklerini söyledi. Ben onları beklerken yanıma sadece doktor geldi. Bana, ‘Ayfer Hanım bütün yetkiler artık bende. Karar verildi. Kaan’ı yatağa bağlayabiliriz. Bütün kararlar bende’ dedi. Ben de, ‘Siz beni kandırdınız. Hakimler benle konuşmadan böyle bir karar veremez‘ dedim. Kabul etmedi. Bu kararın sadece çocuğun yatağa bağlanması için olduğunu söyleyerek çocuğumu başka bir hastaneye götüreceğimi söyledim. Kulağıma yaklaşarak, ’Ben istersem 20 dakika içinde o çocuğun bütün yetkilerini sizden aldırırım’ dedi. Aynı anda konsolosluğu aradım. Ben telefonla konuşurken yanıma geldi ve bütün yetkileri aldığını söyledi. Orada bir oyun döndüğünü fark ettiğim an durumu sosyal medyada paylaştım. Sosyal medyada paylaşım yaptığım için herkes doluştu. Benim bilgim olmadan çocuğumu sinir hastanesine götürmek istediler. 6- 7 araba polis doluştu. Yakın çevremle birlikte çocuğu vermemek için uğraştık. Bu çocuk agresif ve sinirli değil neşeli bir çocuktu bunu ilaçlarla böyle yaptıklarını söyleyerek karşı çıktım. Sonuç olarak bizi ambulansla öbür hastaneye götürdüler. Ayırmayın bizi diyerek o gece yanında kalmak istedim. Mecbur diyerek zorla çocuğumu çekerken ben bayılmışım. Kafamı arkaya çevirdiğimde elini gördüm. Gitmek istemiyordu. Zorla adlılar beni de hastaneye kaldırdılar. Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının çabalarıyla yarın öğlen 15.00’te ettikleri telefon sonrası çocuğumu geri alabildim. Öbür gün çocuğumu teslim almaya gittiğimde sesi kısılmıştı. İlaçları basılmış çocuğum uyuşturulmuştu. Ne bana sarılabiliyordu ne tepki verebiliyordu. Çocuğuma canları istedi diye işkence edebilmeleri bile korkutucu. Gerekirse çocuğumun tedavisi bitene kadar dönmeyeceğim. Yatağa bağlamalarını bu yaşananları biri bana anlatsaydı ben inanmazdım gülerdim. Ama oyunla oluyormuş. Benden almaya çalıştılar çocuğumu. Almanya’da şöyle bir şey var. Benim oğlumun geliri var. Oğlum özel okula gidiyor. Bunların hepsi devletten daha fazla para getiren şeyler. Bunu dışarı o aile yemesin dışarıya harcamayalım biz kendi içimize dönelim diye böyle hasta çocukları almaya çalışıyorlarmış. Onlara olan güvenim kalmadı. Doktorlarına da inanmıyorum bundan sonra” dedi.

"Epilepsi hastasını bağlayarak tedavi etmiyoruz"

VM Medical Park Samsun Hastanesi Çocuk Nörolojisi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Hülya İnce, “En son Almanya’daki yatışta daha önce kullanıp cevap alınamayan ilaçların yeniden yeniden hastaya uygulanmasıyla orada bir güven problemi yaşıyorlar. Hastane, hekim ve hastanın birbirine karşı güveni sarsılıyor. Bu süreçte hastanın nöbetlerinin de devam ediyor olması hem bir stres kaynağı hem de olumsuzlukları peş peşe getiriyor. Ama benim görebildiğim kadarıyla hastamızın annesi ve ailesi oldukça ilgili. Hastamızı tekrar buraya davet ettik. Olumsuzluklar yaşanmıştı o yüzden birkaç gün buraya gelmesi gecikti. Ama şimdi yine tedavisine başladık. Bir aksilik olmazsa 6 ay boyunca da devam ettireceğiz. Ben bunun tamamen güven problemiyle ilişkili olduğunu düşünüyorum. Hiçbir epilepsi hastasını bağlayarak tedavi etmiyoruz biz. Ancak şöyle olabilir. Kişinin yataktan düşme, kendine zarar verme gibi nöbeti çok hareketli konbineyse düşünülebilir ama burada da kesinlikle esas olan hastayı bağlamak değil nöbeti kontrol etmektir” diye konuştu.

Alman polisinin zoruyla Kaan’ın hastaneden alınması nedeniyle Samsun Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü ekipleri de Kaan’ı ziyaret etti. Yaşadıkları sebebiyle ona moral verdi.