MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Türkiye'ye yönelik terör eylemlerine değinen MHP lideri, "ABD, sözde müttefik bir ülkedir ancak Türkiye'ye karşı yapmadığı kötülük, oynamadığı oyun, tezgahlamadığı saldırı, saçmadığı nifak neredeyse kalmamıştır" dedi.

"İsrail saldırılarına eş zamanlı Türkiye'ye yönelik terör kartı devreye sokulmuştur" diyen Bahçeli, "ABD'nin PKK/YPG ile ilişkisinin saklanacak yönü de kalmamıştır. Türkiye bu alçak ilişkileri görmezden gelmeyecek ve sözde müttefikler tarafından altının oyulmasına seyirci kalmayacaktır" ifadelerini kullandı.

Terörle mücadeleye ilişkin bir öneride bulunan Bahçeli, "Türkiye sınır içi güvenlik gibi sınır ötesi güvenliği temine de muktedirdir. Irak'ın kuzeyindeki dağlık bölgeyi içine alacak şekilde, bu ülkeyle koordineli, derinliği 60 kilometreye kadar inen, Hatay'a kadar uzanan huzur hattı kurulmalı, bu hattın içine sinek bile sokulmamalı" dedi.

Devlet Bahçeli'nin açıklamaları:

Bizim yönümüz, yolumuz, sözümüz, özümüz doğrudur. Duruşumuz dosdoğrudur. İçine girdiğimiz hiçbir mücadelede yüzümüz hiç kara çıkmamıştır. İlk dönüm noktası 17 Mart 2024'te demokratik şölen havasında yapmayı planladığımız 14. Olağan Büyük Kurultayımızdır. MHP, Türk siyasetinde 55 yıllık köklü geçmişe dayanan millet ve tarih eseridir. 3 hilal, şehit ve gazilerimizin temiz kanlarının, gösterilen sabırların hikmetiyle varolagelmiştir. Büyük kurultayımız yeni yüzyılın şuurunu taşıyacak, yenilenmiş kadroların tayininde stratejik rol oynayacaktır. "Ben" değil "biz" diyen, kibri elinin tersiyle iten, hasbi bakan, çıkarlarını omuzlamak yerine davayı omuzlayan, orada burada saklanmayı tercih eden değil, her türlü iftira ve saldırılara göğüs geren kim varsa başımın gözümün üstündedir. Elbette onlarla yolumuz bir ve aynıdır. 14. Olağan Büyük Kurultayımız lider ülke Türkiye'nin adımıdır.

"CHP'DE İŞLER İYİCE SARPA SARMIŞ, ADAY TESPİTİ KRİZİ GÜN YÜZÜNE ÇIKMIŞTIR"

2024'te bizi bekleyen ikinci siyasi dönüm noktası da 31 Mart seçimleridir. Partimizin 55. yılı münasebetiyle 55'er isimden müteşekkil belediye başkan aday listelerimizin ilkini 10 Ocak, ikincisini 11 Ocak, üçüncüsünü de 15 Ocak'ta paylaştık. Bugüne kadar 165 adayımızı ilan ettik. Diğer adaylarımızı da kamuoyunun bilgisine sunmayı planlıyoruz. Diğer partiler de adaylarını açıklamaktadır. CHP'de işler iyice sarpa sarmış, aday tespitinde kriz ve karışıklık gün yüzüne çıkmıştır. İçeriden demlenen, dışarıdan yemlenen CHP yönetimi akli melekelerini kaybetmekle kalmamış istikametini hepten şaşırmıştır.

Asker, polis, korucu şehit ve gazilerimizin ailelerinin sandık gücü, bugünkü CHP'nin alacağı oy miktarının çok üstünde olmalıdır. Doğal ve doğru olanı da budur. Eğer bu fark oluşmuyorsa, son 40 yıla damga vuran terör zulmü nereye koyulacak. Bölücü iradenin, milli iradenin önüne geçmesi nasıl hazmedilecektir? 31 Mart 2024'te Türk siyasetinin kilit seçimlerinin yapılacak olması bizim dikkat, tedbir ve heyecanımızı doğal olarak yoğunlaştırmamızı gerektirmektedir. Cumhur İttifakı olarak kutlu hizmete talibiz. Bizde laf cambazlığı, emperyalizmin candanlığı, milli değerler cahilliği değil, Türkiye sevdası ile yoğrulmuş kocaman ve inanmış bir yürek vardır.

ZÜLFÜ LİVANELİ'YE TEPKİ

Bir televizyon kanalında yayınlanan, bir derginin düzenlediği ödül töreninde konuşan, Türkiye'ye yabancılar gözüyle bakan Livaneli soyisimli bir zat, neymiş, 31 Mart seçimlerinde ya gerici ordular, avcı taburları ya da hareket ordusu kazanacakmış. Türkiye'de gerici ordu değil, kahraman TSK vardır ve düşman çatlatmaktadır. Alın birisini vurun ötekine. Bunlar Türkiye karşıtlığında buluşan, millete en ağır hakaretleri reva gören, sandığı küçümseyen yeni yetme yobaz zihniyetlerdir. Millete gerici demek küfürdür. Millete gerici demek, Türkiye'ye geriden bakmaktır. Millete gerici demek, su katılmamış soysuzluktur. Bu sözlerin cevabını İstanbullu kardeşlerim 31 Mart'ta sandıkta vereceklerdir. 31 Mart'ta İstanbul, Allah'ın izniyle muradına kavuşacak. Mevsimlik belediye başkanlığı yapan, politikada ayak oyunları ile meşgul şahsa İstanbullu kardeşlerimin son yapacağı, tezkeresini ellerine tutuşturup Saraçhane'den yollamaktır. Sonrasında nereye gidiyorsa gitmeli.

Bir günah adasında serveti olan insanlık defolarının kız çocuklarına iğrenç muameleleri bir skandal ve barbarlıktır. İsrail masum halkın kanını dökerken ABD'de sinagog altındaki yasa dışı tünellerden insan ticaretine, pedofiliye ve organ mafyasına dair bulgular elde edilmiştir. Batı'nın çürüyen toplum bünyesinin saçtığı habis virüsler aynı anda dünyanın diğer coğrafyalarına da bulaşmaktadır. Bize göre hakim uluslararası sistem çöküş aşamasına geçmiştir. 21. yüzyılda soykırım suçu işleyen İsrail'in Lahey'deki yargılanması yeni gelişmeleri tetikleme ihtimali taşıyor. ABD'nin de itibar kaybettiği açıktır. İnancım odur ki İsrail ve ABD günü geldiğinde damla damla akıttıkları kanların hesabını mutlaka vereceklerdir. Bilhassa Amerikalılar, ABD'ye sahip çıkmalı. Tarihin hiçbir döneminde zulüm ayakta kalmış, kan dökerek, sömürerek, yağmalayarak varlığını sürdürebilmiş bir devlete tesadüf edilememiştir.

"TÜRKİYE'YE YÖNELİK TERÖR KARTI DEVREDE"

İYİ Parti'de üst düzey istifa İYİ Parti'de üst düzey istifa

ABD, sözde müttefik bir ülkedir ancak Türkiye'ye karşı yapmadığı kötülük, oynamadığı oyun, tezgahlamadığı saldırı, saçmadığı nifak neredeyse kalmamıştır. Ekonomik krizlerin altına bakınız, terör saldırılarının , bölgesel gerilimlerin arkasına bakınız, yine aynı mihrak çıkacaktır. FETÖ'nün, DEAŞ'ın, PKK'nın, YPG'nin, kimliksiz STK'ların sahipleri açık açık söylüyorum, Brüksel-Washington hattındadır. Artık yeter diyoruz. Sırtımıza hançer yemeye sabrımız yok. Türk Milleti ve Türkiye diriliş ve yükselişe geçtikçe ya bir terör saldırısı ya da bir yaptırım tehdidi ortaya çıkmaktadır. İsrail saldırılarına eş zamanlı Türkiye'ye yönelik terör kartı devreye sokulmuştur. 40 yıldır kanlı eylemleri ile ülkemizin ilk gündemi haline gelen PKK terörünün bir sonuç değil bir vasıta, bir amaç değil bir araç olduğu bellidir. PKK terörü ile mücadele ve teröristlerin imhası yıllardır büyük bir fedakarlıkla sürdürülmüştür. PKK, Türk Milleti'nin can düşmanıdır. Yıllardır PKK terörü ile haklı mücadelemize köstek olan, terörizmin çok sayıda can kaybına göz yuman uluslararası camia, İsrail saldırılarında sessiz kalarak ikiyüzlü siyasetini bir kez daha sergilemiştir. Bütün şehitlerimizin acıları anılarımızda sıcaklığını korumaktadır.

"ABD'NİN PKK/YPG İLE İLİŞKİSİNİN SAKLANACAK YÖNÜ YOK"

Devletin terörle mücadeleden sorumlu resmi makamlarının zaman zaman bunları dile getirdiği hatırımızdadır. Türkiye, PKK'nın arkasındaki küresel aktörleri bilmesi ile son yıllarda tepkisinin en üst düzeyde göstermiştir. Türkiye, bölücü örgüte verilen desteği muhatap ülkelerin yüzüne çarpmaktan da çekinmemiştir. ABD'nin komşumuz Irak'a yönelik iki savaşının siyasi sonuçlarını sebepleriyle analiz ettiğimizde karşımıza Türkiye'yi bir kıvama getirmek için kullanılan bölücü terör saldırılarına gelecektir. ABD'nin PKK/YPG ile ilişkisinin saklanacak yönü de kalmamıştır. Türkiye bu alçak ilişkileri görmezden gelmeyecek ve sözde müttefikler tarafından altının oyulmasına seyirci kalmayacaktır. MHP, PKK terör örgütü ile her zaman etkili mücadeleyi savunmuştur. Her desteği vermeye hazırız. MHP, terör ve terörle mücadelede ne gerekiyorsa, siyasi, sosyal, ekonomik bütün tedbirlerin alınmasının gereğinden ısrarla bahsetmiştir. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'ne ve kahraman TSK'ya inancımız ve güvenimiz tamdır.

"IRAK VE SURİYE'DE TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİ İÇİN SINIRDA 60 KİLOMETRE DERİNLİKTE HUZUR HATTI KURULMALI"

DEM'cilerin TBMM'de bulunmaları adalet ve hukuk garabetidir. Eli silah tutan bölücüye zararlı, silahsız bölücüyü zararsız kabul etmek terörle mücadeleyi sekteye uğratır. Devlet ihanete göz yummaz. Devlet, hukuk içinde meşru mücadelesinden asla taviz vermez. Türkiye sınır içi güvenlik gibi sınır ötesi güvenliği temine de muktedirdir. Irak'ın kuzeyindeki dağlık bölgeyi içine alacak şekilde, bu ülkeyle koordineli, derinliği 60 kilometreye kadar inen, Hatay'a kadar uzanan huzur hattı kurulmalı, bu hattın içine sinek bile sokulmamalı.