Okulların açılmasıyla “Bursa’da trafik sorunu var, çözüm yok” düşüncesi, bu kez dana yüksek sesli ifade ediliyor. Yönetenlerden istenen çözümde, yönetilenlere; yani topluma da sorumluluk düşüyor.

Bursa’nın tarihi ve kültürel değerleriyle övünüyoruz, ama kentsel fiziki projelere girilmek istendiğinde, bu özelliğini gözeten yasal koruyucu ve kısıtlayıcı kararlar önümüze çıkıyor.

Dönersek topluma…

Bursa’nın ovasına, yamacına kaçak konutlar yapılıyor, kentin merkezi, okulları ve diğer ihtiyaçları düşünülmeden, “Başımızı sokacak ev yapalım.” deniliyor, sonra da, yönetenlerden, siyasilerden imar afları, otobüs hatları isteniyor.

Çalışma hayatına bakarsak…

Fabrikalardan, orta ölçekli işletmelerden, evden işe ulaşım için servis hizmetleri olması gözetiliyor, isteniyor.

Sanayi kenti kimliğiyle;
Emek potansiyeline sahip kent gerçeği nedeniyle yeni fabrikalar yapılıyor, yeni organize sanayi bölgeleri ve siteleri oluşuyor.

Böyle olunca…

Evden işe servis hizmeti talebiyle beraber, yeni otobüs, minibüs hatları talep ediliyor.
Yakın geçmişte…
Kentsel dönüşüm gerekçesiyle teşvik amaçlı ek imar hakları tanınca, yetersiz bulvar ve caddelerin etrafına, bölgesel nüfusun artmasına ve dolayısıyla taşıt sayısının artmasına neden olan devasa binalar dikildi.
Kentsel yüksek nüfusla orantılı olarak, özel ve ticari taşıt yoğunluğu artıyor, mevcut yollar yetersiz kalıyor.

Kentin iki ucu arasında…

Ulaşımı kolaylaştırma ve hızlandırmayı amaçlayan ‘Bat-Çık’ yöntemine dayalı kavşaklar yapıldı, ancak kılcal damarlar; yani ara yolların yetersizliği nedeniyle dolaşım bozukluğu ortaya çıktı.

Trafik sorununa…,

Öncelikle;

‘Kafada çözüm’; yani yönetenlerle beraber, yönetilenleri de içine alan ortak sorumluluk gerektiriyor.
Demek istediğimiz…
Özellikle;
Toplumsal trafik alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz, soruna katkısı bulunan davranış alışkanlıklarını terk etmeliyiz.
Şayet…
Daha erken uyanılmayıp ve daha erken yola çıkılmayıp, “Altımda araba var!” denilir ise, yanınızdan geçen metro seferlerini de sayarsınız.
Yolda giderken…

Görüyoruz;
Susurluk’ta mola verir gibi;
Lambadan geç çıkanlar…
Miami’de dolaşır gibi;

Aheste aheste gidenler…
Direksiyon başını;

Ankesör yapanlar…
Hatta…
Bir eliyle meyve suyu ve süt içenler, böreğini yiyenler ve diğer eliyle direksiyonu yönetmeye çalışanlarla karşılaşıyoruz.
Bursa’daki trafik sorununu değerlendirmek için İstanbul’da direksiyon başında bulunmak yetecektir.
Yaşam biçimi olarak…

İstanbul’da yaşayanlarda, şafak sökerken güne hazırlanmak yaygındır ve böyle yollara çıkılır.