GÜLİN ÖZDEMİR / SOSYAL TV
Bursa’da CHP'nin Nilüfer ve Büyükşehir Meclis Üyesi Ata Erk Şanlı'nın, 18 Mayıs 2023 tarihinde CHP Nilüfer Gençlik Kolları Başkanı olarak görev yaparken alkollü olarak direksiyon başına geçip kaza yaptığı ortaya çıkmıştı. Olay, Nilüfer ilçesi Beşevler Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ata Erk Şanlı, ara sokakta ters yönde ilerlerken park halinde duran bir araca şiddetli bir şekilde çarptı.
Yapılan kontrollerde Şanlı’nın 1,02 promil alkollü olduğu kayıtlara geçerken çarptığı araç ise perte çıktı. Kazanın ardından perte çıkan aracın sahibi Berna A. ile arabuluculukta uzlaşma olmayınca konu yargıya taşındı.
Pert olan aracın sahibi Berna A. geçtiğimiz günlerde mağdur bırakıldığını dile getirirken konuyla ilgili detayları da Sosyal TV ile paylaşmıştı. Berna A. kazadan sonra Şanlı’nın kendini aracın içine kilitlediğini ve polis ekipleri geldiğinde sinkaf kelimelerde bulunarak ortalığı karıştırdığını ve kendisinin zararının karşılanmadığını ifade etmişti. Berna A. aynı zamanda anlaşma için gün verilen görüşmeye gelinmediğini ve ‘biz Tunceliliyiz ne yapmaya çalışıyorlar’ şeklinde de kendisinin tehdit edildiğini iddia etmişti.
Şimdi ise Ata Erk Şanlı, Berna A.’nın iddialarını yalanlayarak Sosyal TV’ye açıklamalarda bulundu.
“BANA SOPAYLA SALDIRMAYA ÇALIŞTILAR”
Kaza anında arabasının frenlerinin patladığını söyleyen Şanlı, “O bölgede bulunan marketin karşısındaki kaldırıma çıkarak durabildim. Asla kendimi arabaya kilitlemedim. Onlar kapılara vurmaya başladılar. Ben o sırada şoktaydım. Şoku atlattıktan sonra arabadan indim. Zaten kamera görüntülerinde de mevcut. Bana ellerinde sopayla saldırmaya çalıştılar. Oradan şans eseri geçen birisi araya girerek vurmalarını önledi. Sağ kolumdaki bağlar trafik kazasında kopmuştu. Ben orada onlara da gereken her şeyi yapacağımı, hatalı olduğumu söyledim. Polisi çağırıp gerekli hukuki işlemleri başlatabileceğimizi söyledim. Ambulans da geldi fakat ben ifademi verdikten sonra doktora kendimin gidebileceğimi söyledim ve ambulansı bile geri gönderdim. Sonra babam geldi. Ardından polis geldi. Beni karakola götürdüler. O sırada çarptığım araç ve arkasında bulunan araçlar zarar gördüğünden çekiciyle çekildi. İfadeyi verdikten sonra avukat arkadaşlarım da geldi. Ondan sonra hastaneye gittik. Bağları kopan kolumu sardılar. Daha sonra babam çarptığım aracın arkasındaki araçta zarar görünce onu da yaptırmak istedik. Bu süre zarfında pert olan aracın sahibi olan Berna Hanımla, ne babam ne ben hiçbir görüşme sağlamadık. Bizimle muhatap olan hep iki tane erkek vardı” şeklinde konuştu.
“YÜZDE 25 KARŞI TARAFIN KUSURLU OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI”
Perte çıkan aracın arkasında bulunan aracı da yaptırdıklarını ifade eden Şanlı, konuşmasını söyle sürdürdü: "Babam onlara, ‘Benim oğlum hatalı, biz zarar gören bu aracı götürelim. Ben sizin arabanızı da yaptırırım’ dedi. İstanbul’da olduklarını söylediler. Babam, ‘sigorta bu araca ne kadar veriyorsa ben senin arabanı satın alayım’ dedi. Daha sonra aniden iletişimimiz kesildi. Biz bir sigortacının temsilcisiyle bir araya geldik. Sigortanın bize dava açtığını öğrendik. Arabulucu ile bir araya geldik. Arabulucuda anlaşamadık. Çünkü aracı yaptırıp satın alacakken birden davaya gittikleri için ‘bu işi mahkeme çözsün’ o zaman dedik. Daha sonra mahkemeye gittik. Bilirkişi raporu çıktı. Bilirkişi raporu yüzde 100 beni suçlu görmedi. Yüzde 25 karşı tarafın kusurlu olduğu da ortaya çıktı. Daha sonra sigorta ile birlikte mahkemeye gidildi. Bu arada bizim hala karşı tarafla hiçbir görüşmemiz yok. Yani biz sigorta şirketi ile davalıyız. Benim avukatım Mehmet Mustafa Güneş ile sigorta şirketi davayı götürdüler. Daha sonrasında biz mahkemeyi kazandık. Sonucuna itiraz ettiler ama itiraz talepleri de reddedildi. Kazanın tek başına alkolden dolayı olmadığına, kendilerinin de arabanın ters şeritte kaldırıma park edilmiş olduğuna dair dava kararı çıktı.”
“İLETİŞİM TAMAMEN KOPMUŞTU”
İletişimin tamamen koptuğunu söyleyen Şanlı, “Berna hanımla zaten iletişime geçmemiştik. Diğer erkekle de iletişim kesildi. Aradan belli bir süre geçti. Hala daha görüşmemiz sağlanmamıştı. Sonra ben avukatımı aradım ‘sen iletişime geçtin mi’ diye sordum. Çünkü karşı taraf iki hafta önce aradığını söylemiş ama haberimiz yok. Avukatım bana aramadıklarını ve bunun palavra olduğunu söyledi. Hatta benim avukatıma bile sigorta şirketinin ödemesi gereken para çıkmış” dedi.
“AİLEME DE PARTİME DE MAHCUBUM”
“Benim ne olursa olsun alkollü bir şekilde o arabanın koltuğuna oturmamam gerekiyordu” diyerek pişman olduğunu ifade eden Şanlı, “Ben 26 yaşındayım. Şu an hem Bursa’nın hem Nilüfer’in en genç meclis üyesiyim. Benim yaşımdaki birçok insan bu durumu yaşayabiliyor. Acı bir şekilde hata yaptım. Aileme karşı, çevreme karşı mahcup oldum. Ben belediye meclis üyesi olduktan sonra bunun böyle gündeme gelmesi çok üzücü. En çok da kendi partime mahcup oldum. Bursa için bir şeyler üretmek istiyorum. 4,5 yıldır gençlik kolları başkanlığını yaptım. Siyasetin içerisinde büyüdüm. Ben onlara da bu arabayı yaptırabileceğimizi söyledim. Aslında aramızda anlaşabiliyorduk. Sigorta şirketinin çıkardığı ücreti verip zaten aracı alacaktık. Anlaşma sürecinde de bir erkekle muhatap olduk. Hanımefendiyi tanımıyorum bile. Eğer uzlaşmak istiyorsa, neden kendisi bizimle iletişime geçmedi” ifadesini kullandı.
“BİZ KİMSEDEN KAÇMADIK, KONUM BİLE GÖNDERDİK”
Şanlı konuşmasına şöyle devam etti: “’Bizi oyalamaya çalıştılar’ demiş kendisi. Ben olaydan kaçmış olsam arabulucuya niye gideyim ki. Babam onlara müsait olduğunuzda ‘ofiste görüşebiliriz’ demişti. Onlar da İstanbul’da olduklarını söylediler. Babam da döndüklerinde ‘ararsınız’ diyor. Sonra babam ‘arabaya bir fiyat söyle döndüğünüzde biz alalım’ diyor. Biz arabaya baktık aracın daha önceden de kazası varmış. Babam, ‘son verilen fiyat nedir’ diye sordu. Onlardan bize gelen mesaj ise ‘fiyat silinmiş telefonumdan yanlış hatırlamıyorsam 568-586 civarı bir rakam’ diyor. Babam, “O kazadan benim oğlum sağ çıktı. Ona şükrediyorum. Bu konuda masraftan kaçınmam’ dedi. Biz sürekli sigortayla muhatap olduk. Bizim yerimiz belli yurdumuz belli. Kimseden kaçmadık. Babam onlara konum bile gönderdi. Biz zaten anlaşma taraftarıydık ama onlar hukuki yola gittiler. Belediye meclis üyesi olduktan sonra neden bu konu böyle gündeme geliyor anlamıyorum.”
“BANA RESMEN İTİBAR SUİKASTI YAPILIYOR”
Yıllarca siyasete emek verdiğini dile getiren Şanlı, “Siyaseten bir hata yapmışsam onlarla ilgili eleştirsinler beni. Bu şekilde her gencin yapabileceği hatalarla vurmasınlar. Bir trafik kazası yapıyorum ve çirkin bir şekilde basına yansıyor. Bana itibar suikastı yapılıyor resmen. Gerçekten çok üzüldüm. Kazandık, itiraz ettiler, itirazları da reddedildi. Meclis üyesi olmuşum kaç ay geçmiş üzerinden neden şimdi bu konu gündeme geliyor. Asıl mağdur ben oldum” dedi.
“’BİZ TUNCELİLİYİZ NE YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR’ ŞEKLİNDE TEHDİT ETMEDİK”
Şanlı, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “’Biz Tunceliliyiz, ne yapmaya çalışıyorlar’ şeklinde insanları tehdit etmeyiz. Zaten babam Elazığlı, annem Tuncelili. Tunceli zaten mafyalarla ünlü bir yer değil. Orası Türkiye’nin okuma yazma oranı en yüksek kenti. Genel kültürü yüksek bir şehirle tehdit etmemiz saçma değil mi? Bunu da asla kabul etmiyoruz” dedi.
