Ankara’nın gündemi uzunca bir süredir malum Kovid-19.
Hemen her bakanlık ve kurumda bir nevi olağanüstü hal ilanı söz konusu...
Bu konuya girmeden;
Geçen yazıda ‘Ankara Kuşu’nun kafesinden hangi siyasiler çıkacak?’ diye sorduk. Sesler çok ilginç yerlerden geldi. Kafeste kimlerin olduğu da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı zaten. Çok enteresan kişiler bu konuyla neden ilgilendiğimizi merak etmiş. Medyanın telefonları susmamış. Güzel bir söz var severim; ‘Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir özelliği vardır.’ Bir gün zaten ortaya çıkacağı için bu kadar panik yapılmasına da gerek yok kanımca…
Gelelim Kovid-19 gündemine. Devlet olarak tarih yazdığımız, olağanüstü başarılara imza attığımız bir süreci yaşıyoruz. Ülkemizle ne kadar gurur duysak az. Bir tek vatandaşı için dahi ambulans uçak kaldıran bir devlet haline gelmiş olmamız, devlet hastanelerinde senet karşılığı taburcu edilen dönemleri yaşayan bizler için ‘inanılmaz’ gelebiliyor. Ancak hepsinin hakikat olduğunu bir kez daha görünce; bu ülkenin bir ferdi olmanın gururu sarıyor bedenimizi… Bir ara sıklıkla denirdi, İngiliz, Amerikan pasaportu sahibi olmak büyük ayrıcalıktır. Türk vatandaşlığının manevi yönünün yanı sıra maddi olarak da ayrıcalığı tüm dünya tarafından da açıkça görülüyor.
Bir de bu sürecin siyaseten bütünlük içerisinde yapılmadığını düşündüğümüzde yapılan işin mertebesi bir nebze daha yükseliyor.
Başka bir ülkede hastanenin yolunu yapmam diyen bir belediye göremezsiniz. Hele ki pandemi döneminde.
Sağlık sistemini pandemi sürecinde rahatlatan şehir hastanelerinin kötülendiği ve bizim belediye başkanımız 2 günde sahra hastanesi yapıyor denen bir başka ülke de göremezsiniz. Fuar alanındaki stantlara perde takılıp hastane diyeni de görmeniz epey zor.
Bunları zenginleştirmek mümkün.
Bu nedenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca olmak üzere başta olmak üzere bu sürece büyük katkı veren tüm devlet yöneticilerimize, ‘her şeye rağmen’ bize bu gururu yaşattıkları için teşekkür ediyorum.
Hayırlı Ramazanlar…
