İşte o yazı...

Bursa'nın 'En Şey' gazetecileri!.. (1)

Gazetecilik zor meslek azizim!.. Dünyanın sonuna kadar var olacak mesleklerdendir, lakin deformasyonu tümden sisteme göre görünse de gazeteci kişinin karakteriyle, ahlakıyla, zaaflarıyla doğru orantılıdır.

Son zamanlarda sokaktaki çocuk bile gazeteciliği sorgular oldu, daha ötesi aşağılar oldu. Bunun müsebbibi elbette bizleriz.

Bugün sizlere bir kısmı uzun zamandır Bursa’da bu mesleği icra eden, bir kısmı ise sonradan olma bazı gazetecilerden bahsedeyim istiyorum.

Biri / birileri hakkında yazarken isim kullanmamayı tercih eden biri asla olmadım. Dayanaksız, belgesiz, bodoslama, gıybet yazılarından da nefret ederim. Bunu yapanların da amacını anlamıyorum, kimi yazıyorsan adını da ver kardeşim, kuyuya taş atan deliden ne farkın var yoksa..! Ve dahi adını hangi kaide korkusundan yazamıyorsan, bari biraz ilkeli, ahlaklı ol, hiç yazma..! Çamur at izi kalsın, oh ne ala!

O sebep buradaki isimler gerçek kişiler olup haklarında yazdığım her cümlenin de bir gerçek dayanağı vardır, bu gözle okuyun..!

Cennet Yüzer Cankılıç’la başlayalım mı?

AK Parti’den donanımına, birikimine bakmadan, narsist miyim, hümanist miyim sorgulamasına dahi girmeden gerek belediye olsun, gerek milletvekilliği olsun her platformun müzmin aday adayıydı yakın zamana kadar kendisi…

Hem gazeteci olup hem bir partinin aktif mensubu olmak ne kadar etik bilmiyorum. Gazeteciliğini sadece gönlünü verdiğin parti için kullanıyorsan ne ala… Ama bir partiye rant için girdiysen o bir gazeteciye yakışmaz. Yakışmayan diğer konu da patron öyle istiyor diye o mensubu olduğun partinin Büyükşehir Belediye Başkanına, İl Başkanına fütursuzca saldırmaktır. Patronu kim Cennet Hanımın? İnşaatçı Emin Adanur mu? Sordu mu hiç acaba patronuna neden durmadan yalan yanlış haberlerle çakıyoruz biz bu iki makama diye? Her konuda aklına hinlik gelen Cennet, bunun altında bir şey olduğunu hiç mi düşünmüyor?

Cennet parayı sever mi?

Cennet için önemli olan önce ve sadece para demeyi hiç istemiyorum. Mudanya AK Parti Belediye Başkan adayı Murat Ünal’a danışmanlık yaparken Hayri Türkyılmaz’la çalışmasına hiçbir mana veremedim mesela… Mustafa Bozbey’e seçim ekleri yapmasını falan… Ötesi Ünal’a Hayri Efendi ile ilgili tek kelam ettirmezken, yine mensubu olduğun aynı ilçenin parti başkanı Av. İnci Söğütlü’ye saldırmaktan ve saldırtmaktan geri durmamasını da anlayamadım…

Hala yazdığı yayının sahibi uludagmedya.com aracılığı ile AK Parti’nin tek Büyükşehir başkanına kumpas çekip adeta söverken neden sustu sizce Cennet? Kumpasa göz yummak kendisinde hiçbir olumsuz duygu (utanç mesela) uyandırmadı mı ki Cennet hanımın?

Aralıksız, görev adamı misali, kul – köle kıvamında övgüler yağdırdığı Faruk Bakan AK Partili de Alinur Aktaş ve Ayhan Salman değil mi mesela?

İşte sonuç şu ki eleştirdiğinde işine gelince gazeteci, işine gelince Akepe’li oluyor Cennet Hanım… Sebep ne ola ki?

17-25 Aralık sürecinden sonraki ilk günlerde “Hepimiz kandırılmışız, Tayyip Erdoğan bu ülkeyi soymuş” diye ortalıkta dolaşan aynı Cennet mi? İnanasım gelmiyor, FETÖ seviciliğine girer bu yahu..!

Ben sıkıldım bunları sizlere anlatmaya, kendisi sıkılmadı taklacı güvercin olmaya..!

Yeter..!

Gelelim mi Yüksel Baysal’a…? Hadi gelelim bakalım..!

Enbursa’nın medar-ı iftarı, Emin Adanur’un Yüksel abisi…

Yüksel Baysal bazı belediye başkanlarıyla ilgili olumlu veya olumsuz yazılar yazanlar hakkında aşağıdaki söylemlerle atıp tutmuştu.

“Bazı arkadaşlar nemalandıkları için olsa gerek, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın Ulu Cami’de program yapmasını eleştirenleri eleştirdiler. Anlıyorum ekmek kapılarıdır ama bu kadar ortaya atılmalarına gerek var mı? Demezler mi adama, Davula vurdum, zurnadan ses geldi!”

“Hayri Türkyılmaz’a muhalefet eden yandaş tetikçi kalemleri harekete geçirdiler.”

“Kendine reklam şeysi diyenler üç kuruşluk reklam alamadığı için mi Hayri Türkyılmaz gitsin diye tutturuyor”

Üzerine ben de kendisine aylar önce şu soruları sormuştum:

Ömer Aydoğdu ile Halk TV’de yaptığın tek bölümlük programın Mudanya Belediyesine kestirilen faturasının hesabını verebilir misin?

Uzun zaman gizli ortağın olduğu iddia edilen Ömer Aydoğdu’nun geçen yıl Mudanya Belediyesine kestiği faturalar ve içeriklerini açıklayabilir misin?

Aynı gizli ortağın Mudanya Belediyesine 100 bin TL fatura kesip denetim kurulu fark edince “pardon!” deyip o fatura nasıl 50 bine düştü onu açıklasınlar..!

Kamu kaynak ve imkanlarını istismar ederek ticaret yapmaya kalkıp, eşinle birlikte katılacağınız gezi için nasıl Valilikten gri pasaport aldığınızı anlatır mısın? Vali bey gri pasaportları iptal edip bu tezgahı bozunca, Vali beyi bile bilmeden iş yapmakla itham eden, geziyi iptal edenleri vatan hainliği ile suçlayan Yüksel Baysal, bu rezalet unutuldu mu sandın?

Büyükşehir belediyesinde çalışan kız kardeşinin pazar yerlerinde birçok pazar alanına sahip olduğu söyleniyor, Alinur Başkan yerini değiştirmeye kalktığında Başkanı aramaları, kardeşinin konumunun değiştirilmemesi için ricacı olurken sen rant peşinde miydin Yüksel Baysal? (Neyse ki Alinur Başkan doğru olanı yaptı ve kardeşinin konumu değiştirildi)

Hangimiz daha ilkeliyiz Yüksel Baysal? CHP’den vekil adayı olduğunda araç yakıt sponsorun bir AK Partili değil miydi? Neyin karşılığında sponsor oldu, ezkaza vekil olsaydın bu sponsorluğu nasıl ödeyecektin, senin kaşına gözüne sponsor olmadılar herhalde dimi Yüksel Baysal?

Gazetecilik etiği, ahlakı, nemalanma, rant, tetikçilik, yandaşlık üzerine büyük laflar etmek kolay, ama asıl meziyet ve doğruluk – dürüstlük aynaya bakabilmekte…

Yüksel Baysal en çok da kendisini gibi düşünmeyenlerle ilgili ağır hakaretlerini gözünün önünden geçirerek bir muhasebe yapmalı. Anlıyorum ekmek parası diyerek sözüm ona birilerini aşağılıyor ve itham altında bırakıyor. Yüksel bey bunları pasta parası için mi yazıyor diye de düşünmeden edemiyor insan…

Baysal “enkumpasçı” medyada yazmamalı…!

Yüksel Baysal gazeteciliğin onurlu bir meslek olduğuna inanlardandır, bilirim, gurur duyar gazeteciliği ile… Ama Sayın Baysal’ın medya adı altında her türlü illegal yöntemle kişiler ve kurumlar hakkında karalama yapan, feyk hesaplarla yapılan paylaşımlarla belden aşağı çalışan, “enkumpasçı” medyada yazması ve halen devam etmesi beni gerçekten üzüyor…

Yüksel Baysal bana, ona şuna buna ne dersen desin, gazetecidir..! Mahallesi bellidir, zaman zaman sağ cenahtan birilerine, kişi veya kurumlara övgüler yağdırsa da sol görüşlüdür… Tekrar eski saygınlığını kazanmasını ve oradan kurtulmasını yürekten diliyorum. Yakışmıyor, vallahi billahi yakışmıyor..!

Başlığı Bursa’nın “EN ŞEY” gazetecileri diye atmıştık, ŞEY kelimesinin yerini doldurmayı size bırakıyorum, EN NEY siz karar verin…

Uzun yazıları sevmem, bu bile bana göre uzun…

O sebep; yazacağım diğer dört gazeteci (olanlar, asla olamayacaklar olanlar) ile ilgili devam yazısını yarına saklayalım…

DİP NOT…

Bursadabirgun.com haber sitesinde sizlerle buluşuyor olmaktan çok mutluyum. Görüşleriniz, fikirleriniz benim için çok kıymetli… Zira, Bursa çok kıymetli…

Ve bugünün son sözü:

Gerçeği arayan ve yazan gazeteci, tetikçi gazeteciyi yener…