Şarka bakmaz, garbı bilmez, edepten yok payesi 

Bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz, bütün sermayesi.                                                                      

Mehmet Akif Ersoy

İnsanlık kendi eliyle tahrip ettiği doğal hayatın adeta karşı hamlesiyle karşı karşıya Daha önce görmediğimiz boyutta felaketlerle boğuşuyoruz. Bütün dünyada olduğu gibi bizde de doğal afetler var, İki hafta önce Karadeniz bölgesinde sel felaketi yaşandı. Şimdi de son 6 günde 35 ilimizde meydana gelen 138 adet orman yangını ile mücadele ediyoruz. 129 yangın kontrol altına alındı. 16 Uçak, 9 İHA, 52 Helikopter 13 TIR 128 İtfaiye aracı, 11 Eskavatör, 850 Arazöz ve su tankeri, 150 iş makinası ve 4800 personel yangınla savaşıyor.

Bizde sel felaketi olduğunda, eş zamanlı olarak Almanya’da sel felaketi yaşandı. Bizde Cumhurbaşkanımız ve bakanlar hemen sel bölgesine gittiler. Devlet yeni evler yeni köyleri inşa edeceğini ve zaraları karşılayacağını taahhüt etti. Almanya’da ise selde ölü sayısı 200’e yaklaşmış ama halk devletini arıyordu. Almanya ki dünyanın ekonomi devi ülkelerindendir.

Orman yangınlarına müdahalede dünyanın en iyilerindeniz. Düşünün ve karşılaştırın Avustralya’da sekiz ay (tam 240 gün)  süren yangın yaklaşık 8 milyon hektar alanı kapsamış, 2500'den fazla bina kullanılmaz hale gelmiş, 28 kişi hayatını kaybetmiş ve 1,1 milyardan fazla hayvan yangında ölmüştür.

California eyaletinde yangınlar bir türlü bitmiyor. 2018'de "Camp yangını" olarak isimlendirilen orman yangını, 16,5 milyar dolar zarara yol açarak 2018 yılının en yüksek maliyetli doğal afeti olmuştu. Eyaletin kuzeyindeki Paradise kasabasında başlayan orman yangını yaklaşık 14 bin ev, 500'den fazla iş yeri ve yaklaşık 4 bin 300 binayı yok etmiş, yangında 80'den fazla kişi yaşamını yitirmişti. Bu ülke dünyanın süper gücü Amerika!

Bizim ormanlarımız küresel ısınma sonucu mu çıkan yangınlarda yanıyor, yoksa aynı anda birkaç yerde çıkartılan sabotajlar sonucumu yanıyor?  Bu konu hakkında gerek bakanlar ve gerekse Cumhurbaşkanımız en kapsamlı şekilde araştırıldığını söylediler Sosyal medya üzerinde kendilerine ateşin çocukları diyen (yine sosyal medyada onlara “o çocukları” denen) bir terör görüntülü yapılanma yangınları üstlenmiştir. Bu bir hedef saptırmak mı değil mi? bunlar devletin çalışmasını bitirince öğrenilir. Devlet sosyal medya gibi hareket etmez. Bulur yakalar yargıya teslim eder. Bazen yurt dışı bir güç olduğunu anlarsınız, onun hesabı da zamanı zemini hesap edilerek görülür.

Orman yangını başladığı andan itibaren bakanlarımız bölgededir. Cumhurbaşkanımız bölgede incelemeler yapmıştır. Bir yandan yangın söndürme devam ederken, diğer yandan da evleri yananların inşası için çalışmalara başlanmıştır.  Geçici barınmalar için 3 Kredi Yurtlar Kurumu yurdu, 19 Milli Eğitim Bakanlığı pansiyonu tahsis edilmiş, yeme içme ihtiyaçları karşılanırken 42 Milyon 120 bin TL acil yardım ödemesi yapılmıştır ve bölge afet bölgesi ilan edilmiştir. (afet bölgesinde vergiler, SSK ve esnafın kredi ödemeleri ertelenir) Gerek ABD ve gerekse Avrupa’da sigortanız yoksa yandınız demektir.

Türkiye böyle bir felaketle boğuşurken birileri de bu olayları nasıl siyaseten kullanırım kafasıyla Selden kütük kapmaya çalışmıyor mu? Buna da yuh artık denir..!

Kılıçdaroğlu bir Tweet atmış                                                                                                             

Erdoğan bir imzayla ormanlarda yapılaşma yetkisini Turizm Bakanına verdi. Her yer yandı kül oldu, derdi dağı taşı betonlaştırmak. Çok açık söylüyorum; tek bir tuğla dahi koymaya kalkarsanız, önce ekskavatörle beni çiğnemeniz gerekecek. Ormanlarımıza dokunamayacaksınız. Hadsizler!

Bilerek ve tasarlayarak (Teammüden) yalan buna denir. İşin doğrusunu bilmiyor olamaz. Benim doğduğum yörede, söylenen sözleri vurgulamak için “bilmez mi domuz gibi biliyor” derler. Bu da o hesap. Eskiden tankın üzerine çıkarım diyordu, 15 Temmuzda nasıl sıvıştığını gördük. Şimdi de eskavatörün altına yatacakmış.

Kendisine Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy cevap verdi.                                                                

Sn. Kılıçdaroğlu Bu düzenleme bugün değil, 1982 yılında çıkarılan kanun ile 3 Bakanlığın uhdesinde 39 YILDIR var olan yetkinin, uzmanlığı gereği Bakanlığımızla SINIRLANDIRILMASINDAN ibarettir. Birlik ve beraberlik gerektiren bu günlerde konuyu çarpıtmanızı doğru bulmuyorum.  

Soru şudur: Kılıçdaroğlu’nun yüzü kızarmış mıdır? El cevap: onda o yüz ne gezer! kızarsa idi çıkar özür dilerdi. Hatırlatmaya kalk inatla dediğinde ısrar eder.

Anayasamızın 169. Maddesinde                                                                                                         

Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.

Bu anayasa hükmü varken bu konuda tezvirat (yalan dolan) yapanların otopsi raporunda yalandan öldü sonucuna varılsa şaşmam.

Ozan Ahmet Poyrazoğlu’nun dua formunda dizeleriyle bitirelim.

Her yanında fitne fesat dönüyor, Yarabbi sen koru Anadolu'yu
Dört yanında ateş alev yanıyor, Yarabbi sen koru Anadolu'yu.