Bursa’da, kamusal ve siyasi mertebeler elde etmiş ünlü ‘muhalefet’ siması; dün gazetecilerle sanal ortamda buluştu ve ‘kentsel’ sorumluluğundan kopmadığını göstermiş oluyordu.
Gürhan Akdoğan’dan söz ediyoruz.
Vaktiyle;

Makine Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’ne başkanlık yapmış ve CHP Bursa İl Başkanı da olmuş, Bursa Kent Konseyi’nin yürütmesinde görev almıştı.
Üstelik…
DSP’de, Bursa’da kazandığı 1999 yerel seçimleri için son dakikada ‘Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı’ olmasından vazgeçilmişti.
Sonraki yerel seçimle;
CHP, aday göstermişti.
Şimdilerde…

İşletme sahibi!
Bursa ve kentsel sorumluluğundan kopmamıştı, gazetecilerle sanal ortamdaki buluşmasında, kronik soruna dönüşen Bursa Sanayi Sitesi’ni ele alan görüşme gerçekleştirdi.
Sözlerinin başında…
Bursa adına;

Aktif görevleri süresince; “Muhalif düşünceleri yazmıyorlar” ve siyaseten “CHP’ye yer vermiyorlar” gibi, gazetecilere sitemi olmadığını ve halka şikayet etmediğini vurguluyordu.
Üstelik…
Kendi döneminde;
Gazetecilerle düzenli iletişim yürüten muhalefet olduklarını ve ortak doğrularda, kamusal yönetimin yanında olduklarını da anımsatıyordu.

Bugünlere…
Gazeteci olarak baktığımızda;
Özellikle;
Ana muhalefet CHP, ‘Medya, CHP’ye yer vermiyor’ iddiasını ortaya atıyor, ayrıca İYİ Parti de, aynı eksende düşünüyor.
Ancak…

Hukuk normlarını esas alan ve hukuktan sapmayan düşünce; demokrasi normları içerisinde değerlendirilir.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne tepki amaçlı bir basın toplantısı, kentin ulaşımını aksatan, hasta olana zorluk çıkaran bir yol kapatmaya dönüşür ise, demokrasiyle bağı kalmaz.
Akdoğan, dün;
Bursa Sanayi Sitesi’nin, yer tercihinden teknik ve idari süreçlerine kadar eleştirdi ve 10 yılı aşkın süre sonra, haklı çıktıklarını ifade etti.
Akdoğan, ‘Sanayi Siteleri yapılmasına kesinlikle karşı değiliz, karşı olduğumuz nokta bilimselliğin ve mahkeme kararlarının hiçe sayılarak, bu denli büyük bir projenin kent paydaşları ile paylaşılmadan oldu bittiye getirilmesidir.” yorumunu getirdi.

O yıllarda…

Projenin amacı ve hedefi, Bursa gibi sanayi ve ticaretin merkezi durumundaki bir büyük kent için, düşüncede doğru gözüküyordu.

Bu duruma karşılık…

Kentin epey öteki ucunda, dağın ardındaki bir vadiye yapılmak istenen projenin, ancak ‘yatırımlık’ talep göreceğini kaleme almıştık.
Yatırımlık hüsranla beraber;
Gidişattaki sorunlar nedeniyle AK Parti’yi Bursa’da zor duruma düşüren bir proje ortaya çıktı.
Son durumla;
Bitmeyen proje ve ruhu gitti!

Maalesef…
Sanayi bölgeleri ve siteleri ile üniversiteler, gelişme sağlanmak istenen ilçeler için çözüm ve piyango görüldükçe, aslında süreç yönetimi ve kentsel sorun potansiyeli olanak, çözümsüzlük gündeme geliyor.

Kestel;

Bursa için iyi deneyim olmadı.
Vaktiyle…

Bursa Sanayi Sitesi’nin inşaatı, ilçenin belediye başkanı tarafından mühürlenmişti, üniversite talep edildi, kamulaştırmalar yapıldı ve bu da suya düştü.
Trajikomik olan…
“Cezaevi yapılacak” diye bir konu gelişti ve ilçenin gelişimine katkısı olacağı için sevinildiği de oldu.
Şimdilerde…
Yıldırım Belediyesi, kentsel dönüşüm, sosyal ve kültürel yaşam odaklı projelerle Bursa’nın doğusunu, Nilüfer gibi yapmak istiyor.
Doğrusu bu!

‘Paraşüt’ misali konumlandırılan projelerin her zaman tek doğru olmadığını da, dün Gürhan Akdoğan, Bursa Sanayi Sitesi’yle örnekledi.