CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; CHP’nin geçmişte farklı kitlelerle saflaşma, kutuplaşma ve ötekeleştirme gerekçesiyle “helalleşme’ açıklamasında bulundu ve sıcak gündeme yeni başlık açtı.

Açıkçası…

Helallik istemek ve almak, öyle demekle olabilecek, kolaya alınabilecek ve kabul görecek durum değildir.

Bursa’ya odaklanırsak…
Kılıçdaroğlu’nun, önce CHP’nin içerisinde helalleşmesi gerekiyor, emek, zaman ve istikbal kayıpları ve üzüntüleri olmuştur.
2019’daki;

Yerel seçimlerde…
O gece;

‘Büyükşehir’ adayı;

Mustafa Bozbey’den…
Sandıkların açılması ve sayım saatlerinde kaderiyle başbaşa bırakılması nedeniyle helallik istemek dahi, manevi telafiyi sağlamayacaktır.

Başı kapalı kadınların, gençlerin, öğrencilerin işyerleri ve okullarında yaşadıklarına karşılık, helallikle geçmiş unutulacak mı?

AK Parti’yi yukarılara taşıyan ve güçlendirme noktasına getiren, CHP’nin istikrarsız ve Türkiye’nin gerçeklerinden soyut politikaları olmuştur.

Bursa’ya dönersek…

Medya kenti;

Bursa’da…

CHP’nin medyayla kurumsal ve gazetecilerle bireysel istikrarlı ve güçlü bir iletişim kurmayışı, ‘kamuoyunun bilmediği’ gerçektir.
Böyle olunca,  ‘Medya, bizi yazmıyor” ve “Medya, bize yer vermiyor” denilen bir anlayış, sorumluluk savmak olacaktır.
Her fırsatta;

Medyayı, ‘iktidar destekçisi ve güzellemecesi’ olarak suçlayan, itham eden CHP, öncelikle kendisini gözden geçirmelidir.
Şu günlerde…
Ötekileştirme özeleştirisinde bulunan CHP, ötekeleştirmeden, yerel medyanın ne derece kapsamlı takipçisi olmuştur ve iletişimde bulunmuştur?