Ne kadar yükselirse, o kadar kök verir. Bu kökler aşağılara, karanlığa, derinliğe ve kötülüğe doğrudur. Bu söz ünlü Alman Filozof Friedrich Nietzsche’ye aittir. Yaşadığımız son 100 yılda bizler için binlerce yıldır alışık olduğumuz hava, su ve besin kaynaklarımız eski değerlerini yitirdi. Cep telefonlarını bulduk, gezegenlere kadar gittik, havada, denizde ve karada hareket edebilen inanılmaz taşıtlar icat ettik yani teknolojide bir çok inanması güç olayı gerçekleştirdik ama köklerimiz karanlıklara, hastalıklara yol aldı. Kanserler, kronik hastalıklar, demanslar, salgınlar, obezite ve şeker hastalıkları gibi bir çok sorun kökleşmeye başladı. Bilim bir taraftan bu kronik hastalıklar ile mücadele ediyor ancak kirlettiğimiz dünyamızda bu mücadelede acaba ne kadar başarılı olabileceğiz? Evinizi havalandırmadan ve temizlemeden nasıl rahat nefes alamıyorsanız dünyamızda aynıdır.

Kıymetli okurlarım. Her ne kadar hastalıklar arttıysa da biz hekimlerin görevi bunları tanıyıp tedavi etmeye devam etmektir. Son aylarda ünlü dış kaynaklı bazı tıp dergilerinde çıkan makalelerden sizlere bahsedeceğim. Bu bilgilerin yararlı olmasını umuyorum.

DAMAR TIKANIKLIĞINI ÖNLEYEN VE HATTA GERİLEMESİNE YARDIMCI OLAN YİYECEKLER: Batılı ülkelerde ölümlerin nerede ise yarısından ateroskleroz sorumludur. Ateroskleroz temiz kan taşıyan damarlarımızın sertleşmesi ve sonuçta tıkanmaya kadar gitmesi demektir. Damar boyunca damarın iç yüzeyinden boşluğa doğru tıkanma başlar ki (soba borusunda kurum birikmesi gibi) bazı maddelerin birikimi bu olaya neden olur. Böylelikle kanın gittiği bölgedeki hücrelerde canlılık kaybolmaya başlar, bir zaman sonra da o bölgenin ölümü gerçekleşir. Bunun kalpte ve beyinde olması hepimizin bildiği gibi kalp krizi ve felçleri, sonrasında da ölümü doğurur. Beslenme bozuklukları, şeker hastalığı, obezite, sigara, yüksek tansiyon, hareketsiz yaşam tarzı, ailevi yatkınlık damarların sertleşmesini hızlandırır. Yapılan bir çok araştırma şu besinlerin bu konuda yararlı olduğunu kesinlikle kanıtlıyor

1-Berry grubu meyveler: Yaban mersini, çilek, ahududu, böğürtlen, kızılcık gibi meyveler içerdikleri flavonoid maddeler ile kalp ve damar sağlığını olumlu etkilerler. Çilek ile ilgili yapılan çalışmalar bu meyvenin kan şekerini, kanda tehlikeli etkileri olan yağ bileşimlerini ve kan basıncını düşürdüğünü bulmuştur.

2-Fasülye: Bir çok araştırma içerdiği kimyasal maddeler ve lifler yolu ile kan şekerini düzenleyerek damar tahribatını azalttığını kanıtlamıştır. Kan basıncını düşürücü etlkiye de sahiptir.

3-Balık: Bazı balık türleri içerdikleri omega-3 yağ asidi ve diğer farklı kimyasallar ile damarda birikimleri engelleyebilir. 961 kişi üzerinde yapılan bir çalışma boyun damarlarındaki daralma ve balık yeme sıklığını araştırmıştır. Haftada 2 kez balık yiyenlerde haftada 1 den az yiyenlere göre daralma yarıdan daha az olmuştur.

4-Domates ve domates ürünleri: İçerdiği likopen başta olmak üzere bazı damar koruyucu antioksidanlar yolu ile damar sertliğini önler. Burada en etkili form pişmiş domatesin zeytinyağı ile birlikte tüketilmesi şeklinde olmaktadır.

5-Soğan: Allium grubu adı verilen ve 1250 türden oluşan (pırasa, sarımsak, bir çok yabani soğan türü gibi) bir grubun üyesidir ve bu grup bir çok antioksidan içerir. Özellikle içerdiği kükürtlü bileşikler ile çok güçlü bir damar koruyucudur. 70 yaş üstünde 1266 kadının dahil edildiği bir çalışmada soğan ailesinden besinler ile beslenenlerde damar sertliğinin çok az görüldüğü tesbit edilmiştir. Etkiyi kanın pıhtılaşma hücrelerinin bir araya gelmesini engelleyerek ve damar genişletici bazı maddelerin oluşumunu sağlayarak göstermektedirler.

6-Bunların dışında turunçgiller, baharatlar, keten tohumu, yulaf, turpgiller ve yeşil yapraklı sebzeler (marul, roka, pazı, ıspanak, maydanoz, kuzu kulağı, lahana gibi) besinler de bir çok araştırma sonucu damar sertliğinin önlenmesinde bir hayli etkin bulunmuşlardır.

KARAYOLLARI 14. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ’NE TEŞEKKÜR

Bizler uykumuzda iken o görünmez kahraman insanlar karla kaplı yolları açmak için mücadele veriyorlar. O yoğun kar yağışında dağ ilçe yolları hep açık kaldı. Sağ olun, var olun…