Bildiğiniz gibi artık dijital çağdayız. Habercilik de hemen hemen dijitale döndü diyebiliriz. Tüm dünyada yaşanan gelişmeler anlık olarak haber sitelerinde ve sosyal medya aracılığıyla insanlara ulaşıyor. En doğru, tarafsız ve hızlı bunu başaran haberciler, vatandaşların da tercihi oluyor. Yani insanlar, hızlı ve doğru habercilik yapanları, hem haber sitesinden direkt, hem de sosyal medya mecralarından takibe alıyor.

Bu durum zaten habercilerin en büyük hedefi. Ancak bir tarafta, hızlı, tarafsız ve dürüst habercilik yapmaya çalışanlar varken, maalesef diğer tarafta, dedikoduyu haber sanan, iftirayı marifet gibi algılayan ve kendini sosyal medya uzmanı olarak gören sözde gazeteciler var.

Mesela Bursa’da sosyal medya hesaplarından önüne gelene hakaretler yağdıran ilginç tipler var. Kendilerini gazeteci olarak tanıtıyorlar. İnanmayın dostlar bunlar gazeteci değil. Bizim mesleğimize büyük darbe vuruyorlar.

Bize yaptığımız doğru haber nedeniyle hemen dava açılırken, bu zatlara neden bir şey olmuyor onu da çok aşırı merak ediyorum.
Bursa’da AK Parti’den haksız beklentilerine karşılık bulamayanlar var mesela. Eski yıllarda bedavadan para almaya alışanlar, özellikle son yıllarda bunu bulamamaya başladılar. Sonra da sosyal medya üzerinden iftiralara, karalamalara başladılar. Bazıları kendini aştı sosyal medya platformlarından canlı yayınlar bile yapmaya başladılar.

Ben inanıyorum ki, yakın zamanda bununla ilgili gereken adımlar atılacaktır. Çünkü ben 25 seneyi bulan mesleğim boyunca, sağlam bir kaynağım olmadan haber yazmadım. Daha doğrusu yazmak istediğim zamanlar oldu ama yazamadım. Ya gerçek değilse düşüncesi beni hep engelledi.

Bunun yasal bir karşılığı olacağını aklımdan çıkarmadım. Ama asıl kul hakkına gireceğimi hiç aklımdan çıkarmadım. Gerçekten bu hayatta en iğrenç işlerden biri iftiradır. Allah o duruma kimseyi düşürmesin. Pardon düşürsün. Ama iftira atmaktan geçimini sağlayanları düşürsün. Maalesef bunlardan Bursa’da da var. Ama artık klasikleşen bir söz vardır. Hepiniz bilirsiniz. Fransız şair Victor Hugo’nun “Namuslular da namussuzlar kadar cesur olmalıdır" diye. Biz de artık cesaretle hareket edeceğiz.

Kalın sağlıcakla…