Sosyal medyadan iftira ve hakaret serbest mi?

Sosyal medya ilk çıktığında eğlenceliydi.

Epey faydalı işlere vesile de oldu.

Lakin artık, kontrolsüz zırvalarla dolup taşıyor.

Kulis adı altında dedikodu yazan mı ararsınız, her türlü iftirayı atan mı arasınız, hepsi var.

Kendine bir sosyal medya hesabı açan her alanda uzman kesiliyor.

Oturduğu yerden; ülkeyi, kenti yönetenlere her türlü ayarı verebiliyor, her türlü iftirayı atıyor.

Hiçbir şey de olmuyor.

***

Sosyal medya çıkınca; medyada yer bulamayan kimileri, kendilerine gazeteci demeye de başladılar.

Açtıkları sosyal medya hesaplarından yalan iftiraları paylaşıp kendilerince siyasete şekil vermeye, siyasetçilere ayar vermeye başladılar.

Bu tiplerden haliyle Bursa’da var.

Sosyal medya hesaplarından önüne gelene hakaretler yağdırıyor iftiralar atıyorlar.

Görevdeki Eski ve yeni bakanlara, bakan yardımcılarına, kentin valisine, belediye başkanlarına, il başkanlarına, kurum müdürlerine emirler veriyor ve/veya hakaretler ediyorlar.

Mesela bir bakacak çaycısı vardı.

Bu arkadaş dönemin yöneticilerini bir şekilde ikna edip çay satmak için izin almış.

En kısa sürede gerekli yasal izinleri almaya, vergi dairesine kayıt yaptırmaya da söz vermiş.

Lakin aradan 8 yıl geçmiş bu sözünü tutmamış.

Haliyle tahliyesine karar verilmiş.

Lakin vergisiz hayat güzel geldiği için medya karşısında şov yapmayı uygun bulmuş.

Önce, sosyal medyadan kentin valisine hakaretler yağdırdı.

Sonrada, Valilik önünde güya kendini yakmaya kalktı.

Yaptığını kendini yakıştıramayan bir takipçisine de, “Ben kendimi yakar mıyım hiç, Şaban filmi oynadım” dedi.

Üstelik bu zat, sünnete uygun giyinen ve sakal bırakan biri.

Yahu, sakal bırakmakla, şalvar giymekle olmaz bu iş.

Önce git devlete vergini öde.

Şaban filmi oynadığını söyleyen bu zata, kendine gazeteci diyen kimileri de destek verdiler.

***

Söz, sosyal medya gazetecilerinden açılmışken birazda onlardan söz edelim.

Her biri ayrı âlem.

Alın birini vurun ötekine.

Susmak için zarfla para alamadıkları her siyasetçiye, her başkana saldırıyorlar.

Bunlar; ne Bakan, ne Bakan Yardımcısı, ne Belediye Başkanı, ne Milletvekili, ne de kurum müdürü beğenmiyorlar.

Oturdukları yerden;  Bakanlara, yardımcılarına Vali’ye, Milletvekillerine, Belediye başkanlarına ve kurum müdürlerine ayar verip, emirler yağdırıyorlar!

Yetmiyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da talimat veriyorlar!

“Bu Vali’yi görevden almazsanız, bu il Başkanı’nı, Bu belediye başkanını, bu Milletvekili bir daha aday gösterirseniz Bursa’dan zırnık oy alamazsınız” demeye gelecek paylaşımlar yapıyorlar.

Yahu bu nasıl bir zihniyettir böyle?

Bu ne büyük rahatlıktır.

Mesela ben şu sütunlardan bunların yazdıkların onda birini yazmaya yeltensem kendimi basın savcısının önünde bulurum.

Bunlar ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dâhil herkese ayar verip duruyor.

Anladığımız kadarı ile mevcut kanunlar; Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, eski Bakanlara, mevcutlarına ve yardımcılarına, Vali’ye Milletvekillerine, Belediye Başkanlarına her türlü emri ve ayarı verenlere bir şey yapamıyor.

O zaman bu tipler, sıradan vatandaşlara salça olurlarsa, o vatandaşların hakkını kim koruyacak?

Bu basın kanunu ve ceza kanunu sadece bu işi gazetelerden ve resmi internet sitelerinden yapanlara mı işliyor?

Mesela bakacak çaycısına her şey serbest mi?

Doğru ya zatı muhterem vergi bile ödemiyor.

Sosyal medyadan yazıp çizen ve kendine gazeteci diyen Bursa’daki birkaç kendini bilmeze kanunlar işlemez mi?

Bu densizlere kimse haddini bildiremeyecek mi?

Bakın tekrar edeyim.

Eleştiri değil, düpedüz hakaretten söz ediyorum.

Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, herkese sosyal medyadan emir verilmesinden söz ediyorum.

Bu böyle devam ederse, topluma hizmet için iyi niyetle çalışacak kimseyi bulamayız.

Bu yazımızın son sözü de şu olsun.

Devleti, devletin yöneticileri üzerinden yıpratarak hafif göstermek isteyen üç beş kendini bilmeze hareket alanı tanıyanlar bir gün bunun altında ezilir.