Vatandaşlarımız, geçim şartları nedeniyle yazları tatile gitmek için ucuza tatil ve tanıdık ararken, İngiltere’nin vüris kısıtlamasında Türkiye’ye güvensiz görmekten çıkarması, İngilizler kadar, bizim turizmciyi de çok sevindirdi.

Türkiye’de yaşamak, hayat mücadelesi gerektiriyor ve kafa dinlemek, ailece tatil yapabilmek, imkansızlık veya zorluk oluşturuyor.

Geride kalan yaz...

Orta halli bir vatandaşın, ailenin; Ege ve Akdeniz’e gidebilmesi, genellikle ya denk gelen bir erken rezervasyon avantajı ya da krediyle gerçekleşiyor.

Güneşin yakıcı, denizin ve kumsalın güzel olduğu yerlerde, yabancı turistleri çok görüyoruz.
Milli kavram ve duyguların hararetle önemsendiği ve konuşulduğu bir Türkiye’de, mesele; turizm olunca, gelen Rus’lar, Ukrayna’lılar ve Almanlar’da sevinmek de, çok tuhaf oluyor.

Yeni gelişmeyle…

İngiltere; koronavirüs önlemleri açısından, vatandaşlarınıngitmeleri için sakıncalı gördüğü ülkeler arasından, Türkiye’yi çıkardı.
Ulusal medyaya baktığımızda…

Bir büyük sevinç!

Yaz sezonu bitse de…

İngilizler’in, bu aylarla da da gelebildikleri ve nihayet gelecek olmalarıyla turizm canlılığı vurgulanıyor.

Üstelik…
Erken rezervasyonda, daha erken rezervasyon alışkanlığından da söz edilen bu ülkenin vatandaşlarından, talepler oluşacağı da belirtiliyor.
Haliyle…

İngiltere’nin bir vatandaşının, Euro bazında asgari ücreti, Türkiye’nin milli para biriminin karşısında, 9-10 kat değerli değerlilik taşıyor.
…Ve!
Türkiye, yabancılara cennet!

Vaktiyle…

Winston Churchill’in terk etmek zorunda kaldığı, elde edemediği bu coğrafya da, torunlarına bugünün cenneti durumuna geliyor.
Türkiye’nin ihracata karşı, ithalatın neden olduğu dövüz açığı için turizm önemli araç görülüyor.

Ama…
Türkiye’de vatandaşların, kendi ülkesinde; vatanında ‘tatil’ yapabilmeleri için farklı çözümler, pozitif ayrımcılık gerekiyor.
Açıkçası…
Çocuklarıya tatile gidemeyen anne ve babaların, akın akın gelen yabancı turistleri, çocuklarını havalimanlarında görmek, ‘yüreğe dokunuyor’.