Olay, 6 Ağustos’ta Altıparmak Mahallesi Anadolu Sokak’taki bir apartmanda meydana geldi.

Muhammet Ballı, bir süredir görüşmediği, hemşire olan ablası Zübeyde Gülbakan’ın evine geldi. Ballı, kapıyı açan ablasından iddiaya göre, daha önce borç olarak verdiği parasını istedi.

Gülbakan’ın kardeşine borcu olmadığını söylemesi üzerine sinirlenen Ballı, ablasına yanında getirdiği çakıyla saldırdı. Çığlıkları duyan komşular, Muhammet Ballı’yı binadan zorla çıkarttı. 9 yerinden bıçaklanan 2 çocuk annesi Zübeyde Gülbakan, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede tedaviye alındı. Polis tarafından yakalanan Muhammet Ballı, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu.

Bursa 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, hakkında ’yakın akrabayı öldürmeye teşebbüs’ suçundan müebbet hapis cezası talebiyle dava açılan tutuklu sanık Muhammet Ballı’nın yargılanmasına başlandı.

Ballı, SEGBİS ile duruşmaya katılırken, taraf avukatları ve Zübeyde Gülbakan salonda hazır bulundu. Muhammet Ballı mahkemede yaptığı savunmada, "Bayram sonunda ablamın evine ziyarete geldim. Antalya’da iş makinesi ile çalışırken kaza geçirdim. Çevreme çok borcum vardı. 2012 yılında ablama 2 bin 500 lira vermiştim. Enişteme de bir keresinde 4 bin 500 lira verdim. Evde, kapıda ablam ile konuşmaya başladık. Ablama önceden verdiğim borç paraları iade etmesini istedim. Ablam bana, ’Benim kimseye borcum yok, sana da yok, yürü git’ dedi. Bu konuşmalar sırasında bankaya gidelim, şu hesapları görelim dedim. Bana yine ‘yürü git’ deyince, sinirlendim. Üzerimdeki bıçağı çıkarıp, ablamı bacağından yaraladım. Bir bıçak darbesi vurdum. O an sinirli idim. Ablam yere düştü. Yere düşünce üzerine hamle yapmadım, bıçakla vurmadım. Ablam Fatma geldi, elimdeki bıçağı aldı. Beni ittirdi. Bu sırada dışarıdan tanımadığım esnaflar geldi. Hep birlikte aşağı indik. Zübeyde ablam evde kaldı. Fatma ablam da elimdeki bıçağı alırken yaralanmış olabilir. İş makinesi operatörü olduğum için daha çok şehir dışında çalışıyorum. Çalıştığımız yerlerde yabani hayvanlar olduğu için üzerimde taşıyorum" dedi.



Mahkemede konuşan, bıçaklanan hemşire abla Zübeyde Gülbakan ise, "Kardeşimle 6 aydır görüşmüyorduk. Olaydan 1,5 yıl önce evime gelmiş, kızım kapıyı açmış, ölen eşimle ilgili olumsuz, iftira niteliğinde bir şeyler söylemiş. Olay günü, evde, İstanbul’dan misafir gelen kız kardeşim bulunuyordu. Kapının zili çaldı. Kapıyı açtığımda kardeşim asansörden inip geldi. ‘Hayırdır’ diye sordum. Kardeşim bana, ‘Direkt kimliğini al, gel, gidiyoruz’ dedi. Ben de ‘nereye gidiyoruz’ diye sorduğumda açıklama yapmadı. Ayağı kapının aralığında idi. Elini sağ cebine atarak, ‘Beni işimden ettin, al bu da senin için’ diyerek, sol göğsümün üstüne ve altına peş peşe iki darbe vurdu. Elindeki bıçağı almaya çalıştım. Bana yine iki defa bıçakla vurunca, ben yere oturdum. Kızımla ablam yanımıza geldi. Kardeşim eğilip, bana vurmaya devam etti. Kızım bana müdahale etti. Bu sırada komşumuz Uğur geldi. Kardeşimi alıp, götürdü. Benim kimseye hiçbir borcum yoktur. Benim kayınvalidem ve kayınbiraderim ile görüşmemi istemiyordu, tek derdi buydu. Kardeşimin hiçbir sağlık problemi yoktur. Şikayetçiyim" dedi.

Zübeyde Gülbakan’ın kızı E.G. (14) ise, "Odamda kitap okuyordum. Bağrışmalar üzerine odamdan çıktım. Annem ile dayımı boğuşurken gördüm. Sanığın elinde bıçak vardı. Etrafta kan görünce onları ayırmaya çalıştım. Annemim karnına bıçağı saplarken gördüm. Teyzem de geldi, onları ayırmaya çalıştı. Sanık, kulağıma vurunca yere doğru savruldum. Kapının zili çalınca, otomatiğe bastım. Balkona çıkıp, çığlık attım. Alt kattan komşumuz gelince sanığı annemin üzerinden aldı. Sanığı duvara vurunca elindeki bıçak düştü. Anneme yardım ettim. Daha sonra polisler ve ambulans geldi" dedi.

Mahkeme heyeti, son sözünde pişman olduğunu ve tahliyesini talep eden sanık Muhammet Ballı’nın tutukluluk halinin devamına ve eksik evrakların toplanmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.