Geçen haftanın verilerine göre,  salgın vakalardaki tırmanış, Bursa’da da devam ediyor. Güya haftasonları, temel ihtiyaçların dışında, ‘sokağa çıkılmayacak’, ama alakası yok.

Bursa’da salgınla ilgili vaka sayısı, haftalık 15 bin 500’ü aştı ve yeni bir rekora da ulaşıldı.
Yüzbin nüfus başına vaka sayısı, önceki haftada 418,37 olarak gerçekleşirken, geçen hafta 500,57 oldu.
Ülke geneliyle…

‘Çok Yüksek Riskli’ kategorisinde illerin toplam nüfusu, geçen hafta 2 milyon yükselişle 78 milyonu gördü.
Bursa’daki yoğun bakımların yükü artarken, yatak kapasitesi artışları ve yatışlı tedaviye geçiş alan rezerv alan uygulamaları yürütülüyor.
Milyonları ekran başına toplayan ulusal TV’lerde, her gün uzmanlar konuşuyor, konuşuyor ama dışarısı tezat hayat döngüsü yansıtıyor.

Sokağa çıkma yasağı;

Tatil nedenli hareket ve toplulaşmaya karşı, Cumartesi ve Pazar’ları tam günlü öngörülüyor, ama genelgede yazıldığıyla kalmaya devam ediyor.

Bursa’da yaşandığı üzere…

Kent merkezinden uzaklaşıldıkça, hafta içi günleri andıran görüntülerin devam ettiği görülüyor.
Yasak, ciddiyetini kaybetti!

Geçen hafta sonu da, aynısı oldu!

Sokaklardaki duruma, “Salgın, umurumda değil” ve “Bana, bir şey olmaz” diye, tercüme ortaya çıkıyor.
Devletin hoşgörüsü, toplumsal rehaveti artırıyor.
Temel gıda temini için ve ancak yürüme mesafesine izin verilen hafta sonları, market ve hipermarketlerde alışveriş festivalini andıran görüntüler yaşanıyor, gezintilere çıkılıyor.
Çocuklarıyla dolaşan çiftler, maskesiz güya sağlık için yürüyüşe çıkanlar, arabayı kenara çekip müzik dinleyenler ve nice başka örnekler var.
Küresel bir markaya ait dev hipermarkete ailece gelerek, beyaz eşyalar ve bahçe mobilyaları bakmaya gelenler bile bulunuyor.
Böyle hipermarketlerin, gıda dışı reyonlarını yasaklı günlerde gezimeye ve satışa kapatmaları gerekiyor.
Salgınla;
Böyle mücadele olmaz!

Dün;
Twitter’da…
Devletin yönetiminde, en yükseğinden yerel kademelere kadar, dikkati çekmek isteyen bir düşüncemizi ayrıca kaleme aldık.
İfade ettiğimiz;
“Cumartesi ve Pazar, sokağa çıkma yasağında, ticaret tam durdurulmadığı sürece, salgın da tam durdurulamaz.”
Yasaklı günlerde yaşananlar…
Türkiye’de, ailelerinden uzak ve meslektaşlarını salgınla kaybeden sağlıkçıları üzüyor ve moralini bozuyor.
Milli meseleye dönüşen salgında canlarını feda eden sağlıkçılarımız, yorgun ama mesleki şuurla görevlerini yapmaya çalışıyorlar.
İktidarı, kongreleriyle eleştiren muhalefetin de, sağduyulu görüntüler vermesi gerektiğini ifade edelim.
‘Kamusal denetim’
 görevi bulunan muhalefetin, maskesiz ve sosyal mesafesiz; kalabalık fotoğrafları, sosyal medya mecrasında dikkati çekiyor.
Tüm bunları yazarken…
Kamu kurumları sendikacılığı da, salgınla mücadelede üye camiası için sesli ve etkili olmalılar.
Son söz…
Her şehidimizle milletçe üzülüyoruz, her gün ve yüzlerle  ifade edilen insanımız da, salgınla hayattan kopuyor.