Dünyayı esir alan koronavirüs bildiğiniz gibi bizim ülkemizde de görüldü. Hatta bugün sabah Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ikinci vakayı da açıkladı. Ancak dünyanın 130’a yakın ülkesinde koronavirüs ölümlerle konuşulurken, Türkiye’de ikinci kişide çıkması konuşuluyor. Bir başka deyişle 5 bin insan dünya genelinde öldü. Ancak ülkemizdeki önlemler, geçen gün yazdığım yazıda dile getirdiğim gibi takdire şayandır. Süreç inanılmaz iyi bir şekilde yönetiliyor. Devletin tek bir vatandaşının bile ölmemesi adına aldığı önlemleri görmezden gelmek bana göre çok büyük haksızlıktır.

Bizim devletimiz böylesine hassas davranarak, süreci mükemmele yakın bir şekilde yönetirken, fırsatçıları Allah kahreylesin.

50 kuruşa satılan maskeyi 10 TL’ye, 10 TL’ye satılan kolonyayı 30 TL’ye 50 TL’ye satılan dezenfektanı 200-300 TL’ye satmaya kalkışmak ne tür bir ahlaksızlıktır? Devlet vatandaşını koronavirüs salgınından korumaya çalışırken, bir de zabıtalar kanalıyla denetim mi yapsın? Neden insani bir yaklaşım gösterilmez anlamıyorum.

Neden her şeyi devletten bekliyoruz? Belki ilerleyen günlerde gelişmelere göre tüm evlere ücretsiz olarak gerekli malzemeler dağıtılacaktır. Bunun örnekleri geçmiş yıllarda olmuştu. Ancak şu an fırsatı yakalamışken, insanların endişelerinden faydalanmak ve onları deyim yerindeyse 'dolandırmak' alçaklıktan başka bir şey değildir.

Ben bu fırsatçılara ahlaksız, alçak diyorum. Ama yazımın başlığını ‘bunun adını siz koyun’ şeklinde belirledim. Çünkü istediğinizi söyleyin istedim.

Bu arada dipnot olarak Ticaret Bakanlığı'nın fahiş fiyatlara yönelik 175 nolu ‘Tüketici Danışma Hattı’nı da devreye aldığını ve duyarlı vatandaşlar olarak bu hatlara şikayetlerimizi iletmemiz gerektiğini de hatırlatayım.

Saygılar efendim…

Kalın sağlıcakla…