TBMM’de 10 Kasım 2009 günü benimde genel kurulda tanık olduğum, CHP’li Onur Öymen konuşmasında; Ak Parti’nin “analar ağlamasın” mottosu ile duyurduğu  “açılım politikasına” eleştiri getirirken, “Dersim de analar ağlamadı mı?” demişti. Bu söz siyaset arenasında ciddi tartışma yaratmıştı. Kılıçdaroğlu o zaman CHP Grup Başkan Vekili idi. Bir hafta sonra Tunceli’de annesinin cenaze törenine katılmış sorulan sorular üzerine yaptığı açıklamada:

“Bölgede yaşayan insanlar acıyı bal eylemiş, bağırlarına taş basmışlardır. Elbette o dönemde yanlışlar, hatalar yapılmıştır. Ama bunu günümüze taşıyıp, o olayları kaşımak doğru değildir. Yara kanamıştır. Bu süreçte yapılması gereken tepkileri dikkate almaktır. Tepkileri dikkate alması gereken Onur Öymen'dir ve gereğini yapmak zorundadır. Gereğini yaptığı zaman hem CHP'yi, hem CHP'deki parlamenterleri ve CHP'lileri rahatlatmış olacaktır'' diye konuşmuştu''

Bir Dersimli olan Kılıçdaroğlu, Dersim isyanına ciddi kafa yormuş birisidir İhsan Sabri Çağlayangil’le röportaj yapmış, Celal Bayar’la tarihçi Cemal Kutay aracılığı ile görüşmek istemiş, Bayar’ın rahatsızlığı sonucu görüşme olamadan Bayar vefat etmiş. Daha sonra oluşan arşivini gazeteci Soner Yalçın’a devretmiş biridir. Eşi Selvi Hanım, Amberin Zaman’la röportajında, Kılıçdaroğlu’nun ailesinin “Kürt sorununun” mağdurlarından biri olduğunu anlatmıştı. Selvi Kılıçtaroğlu şunları anlatmış “Dersim’in çok acı bir tarihi var. Öyle. Büyüklerimiz hep anlatırdı Kemal Bey’in babası, 1938’den sonra sürgün edilmiş. Evet. Halası, aileden 40 kişiyle birlikte götürülmüş. Derin izler bırakıyor tabii. Öfkeleniyorsunuz. Öldürüldüler mi? Evet. (Gözleri doluyor).” (Abdülkadir Selvi 21 Eylül 2021 Hürriyet)

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün “Dersim Katliamı’nın sorumlusu devlet ve CHP’dir. Atatürk de bu olaylardan haberdardır” demiştir. “Dersim için bir Meclis özrü gerektiğini” de belirtmiştir. Dersimde yaşananlarla ilgili Erdoğan ve Davutoğlu’nun başbakan olarak yaptıkları özür açıklamaları vardı. Bunları siyaseten sıkıştırma olarak görenler, Göstermelik özür diyenler oldu CHP Grup Başkan vekil Engin Altay “Dersim için özrü devlet diler CHP için özür dilemek söz konusu değildir” demiştir. Sezgin Tanrıkulu katıldığı TV programında, Dersim için “CHP Genel Başkan yardımcısıyım. Bu programa Genel Başkan'ın bilgisi dahilinde katılıyorum. Ben bin kere özür diliyorum” dedi. (Dikkat edin Kılıçdaroğlu açıklamayı yardımcısına yaptırarak maşa kullanıyor) ”Bu özrü parti adına mı diliyorsunuz” sorusuna  ”Evet” yanıtını verip, "Acı duyan her insandan, ölen her insandan, sürgün edilen her insandan ve bunu yaşayan insanlardan özür diliyorum, CHP adına da özür diliyorum." dedi. 

Eski CHP Milletvekili Şahin Mengü "Sezgin Tanrıkulu! sen hangi hakla CHP adına özür diliyorsun? Sen kimsin şerefsiz" şeklinde tepki gösterirdi. Onur Öymen, "Ben ümit ediyorum ki partinin genel başkanı Kılıçdaroğlu bu konuşmayı kınayacaktır, bu sözlerin CHP'yi bağlamadığını söyleyecektir. Eğer bunu yapamazsa Kılıçdaroğlu'nun Atatürk'ün koltuğunda oturmayı sürdürmesi mümkün değildir" dedi. (Tabii ki sallayan olmadı) Ahmet Altan ise “Atatürk sadece “haberdar” değildi, bu katliam için bizzat emir veren, planları yapan adamdı. Trabzon’daki müzeye giderlerse Atatürk’ün üstünde çalıştığı harekât planını da orada görürüler, Atatürk harita üstünde birliklerin gideceği yerleri belirlemişti. Bunun neresine itiraz ediyorlar? Diyerek Ulusalcı karşıtı gruba destek verir. Görüldüğü gibi Erzurum ve Sivas kongrelerinde mandacılığı ret eden kadronun kurduğu CHP gitmiş, Amerikancı bir CHP gelmiş  Zaten Onur Öymen; KK’nın bir kamera şakasıyla CHP’nin başına getirilişine, kanıtlarını da sunarak “bir ABD projesidir” demişti. Bugün ödevini yapıyor. CHP ve HDP kucak kucağa siyaset belirliyor. HDP oylarına muhtaç olduklarından; yüzlerine tükürse “yarabbi şükür” demekten başka çareleri yok.

Tezkereye hayır demeleri de; “HDP höt dediği içindir.” PKK elebaşlarından Mustafa Karasu, CHP'nin tezkereye "evet" demesi halinde iktidar olma iddiasını sürdüremeyeceğini anladığını belirterek "Böyle düşünüyorsa doğrudur. Hayırlı bir iş yapmıştır" diyerek CHP, PKK’dan AFERİN aldı. Milletten ne alır (!) göreceğiz!. Artık KK yönetimindeki CHP’de “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” sloganı kuru sıkı hale gelmiştir. Çünkü “ Mustafa Kemal'in askeri değil generali olsanız ne yazar.  İt sürüleri.” diyen Sırrı Sakık’la siyaseten kucaklaşmış, kenetlenmiş vaziyetteler. Aklımdan geçeni söyleyeyim. Kılıçdaroğlu’nun eline fırsat geçse (Hafazanallah) Güneyimizde ABD istediği gibi devlet kurar, bu ülke bölünür. mavi vatan diye bir hak ve iddia kalmaz, milli savunma sanayimiz durdurulur. Dikkat edin kendinin veya yardımcılarının verdiği beyanatlar hep bu istikameti destekliyor. Biri çıkıp “Devletten Dersimin intikamını almaya çalışır” dese; sizce çok mu ağır bir itham olur? Bu kirli yapıya monte edilen Meral Akşener’e ne demeli? Bir sürü milliyetçiyi peşine takıp, ucuz mu ucuz, kem küm, gerekçeler üretip Türkiye’yi uçuruma götüreceklerle siyaset yapmalarının ağır vebalini nasıl öderler bilemem. Ülkemizde yaşananlar, ülke tecrübesi göstermiştir ki HDP ile ortak siyaset PKK ile ortaklıktır ve vatana ihanettir!. Ben Akşener’i şarkıcı Candan Erçetin’e çok benzetirim. Bu son haline de  Erçetin’nin  “Ben kimim” şarkısının sözleri nasılda yakışıyor. Az mıyım, çok muyum? Var mıyım, yok muyum? Ben neyim?  Kaç mıyım, göç müyüm? Hiç miyim, suç muyum? Ben kimim? Ses miyim, sus muyum? Sis miyim, pus muyum? Ben neyim? Ak mıyım, pak mıyım? Al mıyım, sat mıyım? Ben kimim?