Geçtiğimiz hafta ABD'de temaslarda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "New York temaslarımız çok verimli geçti, kalkınmanın finansmanı için yatırım bankalarıyla görüşmelerimiz" ifadesini kullandı.
BloombergHT ile HaberTürk'ün ortak yayınına katılan Bakan Şimşek, New York'ta yatırımcıların uygulanan ekonomik programının son yaşanan siyasi gelişmelere dayanıklı olup olmadığı sorulduğunu söyledi. En çok konuşulan konunun ise ticari tarifelerden ötürü küresel belirsizlik olduğunu söyledi.
Bakan Şimşek, programa siyasi desteğin oldukça yüksek olduğunu ve ne gerekiyorsa yapacaklarını söyledi. Bakan Şimşek, enflasyonu düşürmenin en önemli öncelikleri olduğunu söyledi.
Bakan Şimşek'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
"İçerdeki ve dışardaki gelişmeler rezervlere yansıdı. Türkiye büyümek için dış talebe az bağlı. Geçici olarak büyüme yavaşlasa da orta-uzun vade büyüme perspektifimiz güçlü.
Fon çıkışından bir miktar daha fazla etkilenmiş olabiliriz, ortaklık yatıştığında Türkiye'nin çok ciddi avantajları olduğu ortaya çıkacak. Enflasyon TCMB'nin hedef patikası içinde kalacak.
Enflasyon beklentilerinde sınırlı bir kötüleşme var, lirada sınırlı bir değer kaybı var. Ama petrol fiyatlarındaki düşüş dezenflasyonist. İçerde sıkılaşan finansal koşullar enflasyonu aşağı çekecek, talep zayıf olduğu için kur geçişkenliği de zayıf olacak.
Büyümede geçici yavaşlama riski var ama biz bunu seyretmeyeceğiz, ama esas önemlisi yapacaklarımızın dezenflasyonist olması."
Programda herhangi bir değişikliğe ihtiyaç yok, yatırım ayağını çok güçlü bir şekilde destekleyeceğiz. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak bizim için öncelik. Harcama disiplinini güçlü bir şekilde devam ettireceğiz. Harcamalarda frene basmış durumdayız, bunu daha üretken alanlara nasıl kaydırırız ona bakacağız.
Bu program yapısal dönüşüm üzerinden küresel yatırımı cezbedecek bir program, carry trade çekmek gibi bir çabamız yok."
Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı var. Türkiye, bu yıl dünya savunma sanayi ihracatında muhtemelen ilk 10'a girecek.
ABD'nin önde gelen teknoloji firmalarının yöneticileriyle verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Dijital dönüşümü gerçekleştirmemiz gerekiyor. ABD ile ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarmak istiyoruz, bunun altyapısını kuruyoruz.
Yeni ABD yönetimiyle her seviyede diyaloğumuz çok güçlü. Suriye, Ukrayna, Libya yeniden inşa edilecekse Türkiye başat rol oynayacak. Türk Telekom'un 20 yıllık süresi gelecek yıl sona erecek, bu süreyi uzatacağız, ancak sürenin uzatılmasında yatırım önemli şartlardan biri olacak.
REZERVLER
Program önceliklerimizden birisi rezerv birikimiydi, bunda da başarılı olduk. Türkiye rezervlerde çok mesafe aldı, bugünkü haliyle bile gayet iyiyiz. Türkiye rezervlerde çok mesafe aldı, bugünkü haliyle bile gayet iyiyiz. Elbette bir rezerv kaybı söz konusu, bu rezervleri biz cari fazla vererek biriktirmedik, bunları büyük oranda portföy tercihleriyle elde ettik. Rezervler tampon görevi görür, işleyen bir para politikanız varsa, dış dengede iyileşme söz konusuysa bu durumda rezerv noktasında zaten farklı yeterlilikler konuşulabilir.
Rezerv kayıplarının yüzde yüzde 58'i dış kaynaklı. Rezerv kayıplarındaki gidiş duruldu. Hanehalkı ilk defa programa güven kaynaklı rezerv çıkışına ilgi göstermedi. Kur hükümet olarak dahil olduğumuz bir alan değil, Merkez Bankası dahil ve çok iyi çalışıyorlar. Doğrudan yatırımların artacağına inanıyorum. Programa ilişkin soru işareti yok. Dezenflasyonda bir sorun görmüyoruz, koşullar TCMB'nin kuru önemli ölçüde yönettiği bir süreç gerektiyor.
200 TL'den büyük banknot Merkez Bankası'nın konusu, değerlendirme yapamam.
Kalkınma bankalarıyla görüştüm, önümüzdeki 3 yıl 40 milyar doların üzerinde, 10 yıl ve daha uzun vadeli düşük imkanlar sağlanacak.
473 bin mükellef ilk defa bu yıl beyanname verdi, beyanname sayısının 6 milyonun üzerine çıkması söz konusu. Gelir idaresi ile görüşeceğim, Kurumlar Vergisi'nde eğer gerekliyse beyanname süresini belki 1-2 gün uzatabiliriz."