Antalya Ticaret Borsası(ATB), Manavgat yangınından bölge insanı ve tarımının nasıl etkilendiği, tarımın ayakta kalması, kayıpların telafisi için neler yapılması gerektiğinin konuşulduğu “Manavgat Yangını Değerlendirme Toplantısı” gerçekleştirdi. ATB Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Doğan başkanlığında çevrimiçi yapılan toplantıya, tarım, hayvancılık, ormancılık sektörü ile kurum ve kuruluşlar ile yerel yönetimlerden temsilciler katıldı.



“Tarımı kırsalı yaşatalım”
ATB Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Doğan, yangından zarar gören vatandaşların yaşam alanlarının kazandırılması, koşullarının iyileştirilmesi, ormancılık, tarım ve hayvancılığın bölgede devam ettirilmesi, kırsaldan kente göçün engellenmesi için neler yapılması gerektiğini konuşmak üzere tüm paydaşları bir araya getirdiklerini kaydetti. Toplantıda dile getirilen tespit, talep ve önerilerin rapor haline getirileceğini söyleyen Doğan, Borsa olarak tarımın ve kırsalın yaşaması için çalıştıklarını, bu konuda da ortak akılla hareket ettiklerini vurguladı.



“Yangının tarıma faturası büyük”
Manavgat Ziraat Odası Başkanı Rasim Metin, Manavgat’ın ülkenin en büyük yangınında ciğerinin yanı sıra tarımsal varlığını da kaybettiğini söyledi. Metin, Manavgat yangınında toplam 750 bin dönüm alanın zarar gördüğünü, 28 bin dekar tarım alanının yok olduğunu kaydetti. Metin, 500 bin civarında zeytin ağacının yandığını, sadece zeytin ve zeytinyağından ilçenin zararının 100 milyon TL civarında olduğunu söyledi. Yangında 3 bine yakın küçükbaş, 235 büyükbaş, 30 bin kanatlı, 2 bin 261 dolu kovan, bin 990 boş kovan, 5 de deve at gibi tek tırnaklı hayvanını kaybettiğini kaydeden Metin, 4-5 dönüm defne alanının yandığını, bunun yanında keçiboynuzu ve tıbbi aromatik bitkilerde de büyük kayıp yaşadıkları söyledi.

“Köylü, keçi ormandan uzaklaştı yangınlar arttı”
ATB Meclis Başkan Yardımcısı Abdullah İnan, orman köylüsü ve keçi popülasyonunun ormanlardan uzaklaştıktan sonra orman yangınlarının arttığına işaret etti. Ormanda yayılan keçinin yangın riskini yüzde 80 azalttığını söyleyen İnan, “Keçiye, köylüye karşı ‘ormanları bunlar yok ediyor’ gibi bir önyargı vardı. Şimdi bu yanlıştan dönüldü. Ormandaki yaşam alanlarını geliştirmemiz gerekiyor. Köylüyü kırsalda tutmak için eğitimden sağlığa altyapı hizmetlerini güçlendirmemiz gerekiyor, yoksa göçü önleyemeyiz” diye konuştu. Yangında tıbbi aromatik bitkilerde büyük kayıp yaşandığını kaydeden İnan, yangının yayılımını önlemek için köyle orman alanı arasına defne, keçiboynuzu, zeytin gibi ağaçların dikilerek bariyer oluşturulmasını önerdi.

“Kurtaramayacağımız zeytinlerde yerel çeşitlere dönmeliyiz”
ATB Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Mustafa Fettahoğlu, bölgede zeytin ağaçlarının önemli bölümünün yandığını belirtirken, rehabilite edilecek ağaçların zaman kaybetmeden kurtarılması gerektiğini söyledi. Fettahoğlu, “Kurtarılabileceğimiz zeytinleri kesmeden bakımı yapıp kurtarmalıyız. Kurtaramayacağımız zeytinlerde yerel çeşitlere dönmeliyiz. Ucuz, Antalya’ya uygun olmayan zeytin çeşitlerinden vazgeçmeliyiz. Tavşan Yüreği, Beylik gibi bölgeye has, kadim çeşitlerin dikimi yapılmalı. Envanter çalışmamızı bu vesileyle yapmalıyız. Yani felaketi fırsata çevirmeliyiz” diye konuştu.

“Keçi orman dostudur”
Antalya Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk, yangında keçinin orman için öneminin bir kere daha anlaşıldığını belirtirken, “Artık yanlış keçi politikasından vazgeçilmeye başlandı. Keçi ormanı temizleyerek yangına karşı koruma sağlar. Ormanda keçiyi konuşlandırmalıyız. Orman sahalarında keçi sürülerinin varlığını sağlamak stratejiktir. Keçi canımızdır, ormanların da dostudur. Kışın bu hayvanlar nerede barınacak. Önümüzdeki en büyük sıkıntı bu. Ormanın içinde hayvanların yaşam alanlarının tesisi ile ilgili düzenlemelere ihtiyaç var” dedi. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç Dr. Taki Karslı de ormanlarda keçi varlığının korunması gerektiğini vurgularken, “Keçinin ormanın düşmanı değil ciddi anlamda dostu olduğunu biliyoruz” dedi.
Antalya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Müdürü Musa Toros, yangından sonra yem ve saman dağıtımında yaşanan sıkıntılara dikkat çekerken, Eylül, Ekim’den itibaren yem dağıtımıyla ilgili iyi bir koordinasyon sağlanması gerektiğini söyledi. Toros, bölgedeki hayvancılığın mera, yem, barınak gibi sorunları olacağını bu konuda ilgili makamların gerekli önlemleri alması gerektiğini kaydetti. Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Gökhan Özhasenekler, hayvancılığın geleceğinin bölge için sorun olduğunu söylerken, “Yangın bundan sonra başlıyor. Hayvan besiciliği bölgede büyük sorun olacak” dedi.

“Su depolarının yanına jeneratör konulmalı”
MATSO Başkan Yardımcısı Şükrü Arslan, cumhuriyet tarihinin en büyük yangınında 30 yılda yanan toplam alandan daha büyük alanın yandığını söyledi. Yangında elektrik olmayınca su depolarından su çekilemediğini ve müdahale edilemediğini kaydeden Arslan, su depolarının yanına jeneratör konulmasını istedi. Toplantıya, Manavgat Belediyesi, Tarım ve Orman Müdürlüğü, Orman Bölge Müdürlüğü, DSİ, ASAT, BATEM, BAKA’dan katılan temsilciler, bölgede yaptıkları çalışmaları, verilen destekleri anlatırken, tarımsal üretimin sürdürülmesi için yapılan ve yapılması planlananlarla ilgili bilgi verdi. Kurum temsilcileri, bölgedeki bitki ve hayvan varlığının güçlendirilerek tekrar kazandırılacağını vurgularken, kırsal yaşamın devam için çalıştıklarını kaydetti.