“Saldırıya müdahale etmek kolluk güçlerinin görevi”

Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir, konuyla ilgili İHA ekibine açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin kamu hizmeti yaptığını vurgulayan Esendemir, “Doğru haber elde etmek istiyorsak gazetecilerin doğru ortamlarda çalışmasını sağlamak devletimizin görevi. Sadece gazetecilerin değil halkın da güvenliğini sağlamak polisin görevi. Gazeteci görevini yaparken saldırıya uğramasını gördüğü halde müdahale etmemek, dikkate almadan saldırıya seyirci kalmak yanlış bir şey. Bu suça ortam hazırlamak gibi bir şey. Gazeteciyi dövün, ondan sonra ben müdahale edeyim veya etmeyim yok öyle bir şey. Gazeteciye saldırıyı gördüğünde müdahale etmek orada güvenlik görevlisi olarak kim varsa onun görevidir” diye konuştu.

“Gazetecinin en büyük silahı fotoğraf makinesi ve kalemi”

Polisin görevinin güvenliği sağlamak olduğunu aktaran Cafer Esendemir, daha sonra şunları kaydetti:

“Ben Türkiye’nin neresinde olursa olsun devletin gücünü göstermesini beklerim. Hem gazetecinin, hem de vatandaşın can güvenliğini koruyalım. Sahipsiz bırakmayalım. Gazeteciye saldırı sırasında saldıran kişinin üzerinde ne olduğunu bilemiyorsun. Gazeteci polis değil ki ona saldıran kişiyi arasın. Tabanca da, silah da olabilir. Son günlerde pandemi sürecindeyiz. Virüslü de olabilir o kişi. Her türlü sorunla karşı karşıyasınız. Görevini yapan kim varsa orada güvenliği sağlamak güvenlik görevlilerimizin asli görevidir. Orada polislerin seyirci kalması bence çok yanlış olmuş. Ben inanıyorum ki ilgili kişiler gazetecilere saldıranlar hakkında gerekli işlemleri yaparlar. Burada hem saldırı hem de fotoğraf makinelerini kırıyorlar. Polisin elinden silahı alabilir misiniz. Gazetecinin de en büyük silahı fotoğraf makinesi ve kalemi. Hem saldırganlar hem de polisler hakkında inceleme yapılabilir.”

"Böyle giderse herkes saldırmaya başlar"

Gazetecilere sahip çıkılması gerektiğini söyleyen Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir, “Eğer sahip çıkılmazsa yakında herkes gazetecilere saldırmaya başlar. Bu da çok yanlış bir şey olur. Türkiye’de haberi kaynağından alan gazeteciler artık haberin kaynağına gitmeye korkacaklar. Gazetecilerin özgür bir ortam içerisinde görevlerini dürüstçe yapmasını istiyorum. Onun için de devletin kolluk güçlerinin, kamu görevi yapan gazetecileri olay yerinde koruması gerekir” ifadelerini kullandı.

“Yargıda emsal bir karar çıkabilir”

Çukurova Gazeteciler Cemiyeti olarak adli süreci takip edeceklerini aktaran Esendemir, “Bugün sizlere olan bir saldırı yarın başkasına olacaktır. Yargıda emsal bir karar çıkabilir. Böyle bir emsal karar bundan sonraki süreçte müdahale imkanını arttıracaktır. Ben yetkililerimizin gerekeni yapacağını düşünüyorum” dedi.

Olayın geçmişi

12 Haziran Cuma günü 17.30 sıralarında yaşanan olayda, ailesi tarafından bir çocuğun darp edildiği ihbarı üzerine İhlas Haber Ajansı Adana Bürosu’nda görevli Umutcan İşledici ve Elif Ayşenur Bay, olayı haber yapmak üzere Seyhan ilçesine bağlı Sucuzade Mahallesi 60039 sokağa gitti. Muhabirler sokağa varıp araçlarından ekipmanları aldıkları sırada darp edilen küçük kızın ablası Menife S., bölgede görev alan yunus ekibinden 3 polis memurunun önünde gazetecilere önce ‘Ne çekiyorsunuz adiler. Sizi gebertirim’ diyerek hakaret etti, ardından cep telefonu ve terlik fırlattı.

Olayın daha da büyümesiyle birlikte Menife S. muhabire tekrar terlik fırlatıp sırtına defalarca yumruk attı ve elindeki fotoğraf makinesini zorla alarak kırdı. Menife S.’yi sakinleştirmeye çalışan kadın gazeteci de darp edilerek elinden yaralandı.

Bölgedeki yunus polislerinin önünde darp edilen ve makineleri kırılan gazeteciler aile hakkında şikayetçi olurken, darp edilen küçük kızın ise ailesi tarafından ikna edilerek şikayetçi olmadığı, aile üyelerinin polise "Ablası ile tartışıyordu" şeklinde bilgi verdiği için herhangi bir işlem yapılmadığı ortaya çıktı.