Koronavirüs salgını Avrupa’da her gün yüzlerce insanın ölümüne sebep oluyor. Bunu zaten hepimiz takip ediyoruz. Maalesef Türkiye’de de vaka sayısı bini aştı. Ölümlerde maalesef hızla artıyor. Tabi böyle olunca devletimiz hemen önlemleri devreye soktu. 65 yaşı üstü insanlara sokağa çıkma yasağı getirdi, diğer insanlara da mümkün olduğunca evde kalın çağrısı yapıldı. Buraya kadar zaten bilinen ayrıntılar. Şimdi söyleyeceklerim ise gerçekten akıl almaz türden.

Ne diyor uzmanlar, sokağa çıkıyorsanız, toplu alanlardan uzak durun. Sosyal mesafeyi koruyun ve çok fazla birbirinize yakın durmayın diyorlar. Peki bunlara uyuluyor mu? Kesinlikle uyulmuyor. Nedir sizin derdiniz anlamıyorum. Devletin gösterdiği çabanın 10’da 1’ini vatandaşları uygulamıyor maalesef. Asker uğurlayanlar mı dersiniz, balık avlamaya çıkanlar mı dersiniz, düğün organizasyonu yapanlar mı dersiniz. Bunların hepsi son iki gündür güzel ülkemin dört bir yanından yansıyor.

Ama bugün ajanslara düşen görüntüler var ki, “PES” demek az kalıyor. İnsanlar banka kuyruğunda itiş-kakış sırada bekliyorlar. Ve yarısı da 65 yaş üzerindeki insanlardan oluşuyor. Bazı gençlerde maske takmış. Akıl tutulması mı demek lazım bilemiyorum. Nasıl anlatmak lazım. Benim aklıma bir şey gelmiyor. Aklıma gelen tek şey, devletinin gösterdiği özveriye aldırış etmeyen, hastalığın yayılması için vurdumduymazlıkta tavan yapan, hastalığa yakalanınca da ‘devlet nerede, perişan olduk’ gibi saçma sapan laflarla ortalıkta yaygara koparanlara karşı, gerekirse zor kullanılmalıdır. Ve evlerinde durmaları sağlanamıyorsa, devletin gözetiminde karantinada tutulmaları gerekmektir. Zira bu kişiler, benim ve benim gibi mümkün olduğunca devletin önerdiği kurallara uymaya çalışanların yeterince bozuk olan psikolojisini daha fazla bozmamalıdır.

Kalın sağlıcakla…