Türkiye’nin uzun zamandır gündemi olan “paralel yapılar” NATO’nun (dolayısıyla ABD’nin) peydahladığı yapılardır.
Bu gün FETÖ dediğimiz yapı esasta NATO’dur. FETÖ ve bunun gibi öne çıkardığı yapılar; NATO’nun dolayısıyla ABD’nin parmak izini gizlemek için kullandığı birer eldivendir.
Üyesi olduğumuz NATO Norveç’teki tatbikat merkezinde “düşman tablosu” olarak bir tarafta Atatürk’ün diğer tarafta da Erdoğan’ın fotoğrafını koyarak bize olan gerçek bakışlarını yansıttılar. (sonrasında iki görevliye suçu yüklediler ama işin aslı budur)

Kirli yapılanmalarla faili meçhul cinayetlere imza attılar. Ülkemizde 17 bin faili meçhul cinayet iddiası var. Bu ne korkunç bir haydutluktur? 

İngiltere’de ve Amerika’da bizdeki gibi gizli yapılanmaları duydunuz mu? 
Ama Fransa’da Rüzgar Gülü, Almanya’da Antikomünist saldırı birliği, İsviçre’de Gizli Müdafa Örgütü, Hollanda’da Operasyon ve keşif örgütü, Yunanistan’da Şheepskin, Türkiye’de Ergenekon, İtalya’da ise Gladio NATO’nun gizli yapılanmalarının adıdır.

Erol Maraşlı NATO’yu analiz ederken “Üye ülkeler arasında taraflı davranan bir paktın üyesiyiz” der. 
Yunanlılar S-300 füzelerini aldılar Girit adasına yerleştirdiler. Kıbrıs Rum kesimine yerleştirmek için de anlaşma imzaladılar. Hani nerde ABD kongresi? Nerde ABD senatosu? NATO’dan itiraz var mı? 
Son dönemde savaş/silah sanayiinde yapılan yatırımlar ve elde edilen mesafe bizi namerde muhtaç etmeyen gelişmelerdir. Gerek pakt içindeki diğer devletler ve gerekse ABD, bağımsızlaşan güçlü Türkiye’den hiç mi hiç haz etmiyorlar.

NATO çelişkilerle dolu bir haldedir. Kimin üye olduğunun belirsizleştiği bir evredeyiz. Misal: İsrail bir NATO üyesi değil ama örgütün imkânlarından yararlanıyor. Mesela ABD, İsrail'in tüm güvenlik ihtiyaçlarını karşılıyor. İsrail, F-35 projesinin içinde yer almamasına rağmen bu uçağı, ABD'den sonra kullanan ilk ülke oldu. Hâlbuki İsrail'in F-35 projesi ile “alıcı” olmak dışında hiçbir alakası yok. F-35'in ortak ülkeleri Türkiye, ABD, İngiltere, İtalya, Hollanda, Kanada, Avustralya, Norveç ve Danimarka. 
Fakat buna rağmen, Türkiye'ye F-35 vermemek için bin dereden su getiren ABD son iki yılda İsrail'e 16 adet F-35 savaş uçağı teslim etti. Böylece İsrail bölgede bu uçağa sahip tek ülke oldu.

NATO, Türkiye için tehdit haline geldi
NATO içerisinde Türkiye ile ABD arasında ciddi bir ayrışma yaşanıyor. ABD’nin PKK/YPG’ ye desteği ve bu günlerde yapılan petrol anlaşması, Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler, Amerikan yapımı 15 Temmuz darbe girişimi, ekonomik yaptırım tehditleri ve Türk ekonomisine yönelik kur operasyonu, S-400 krizi, Ermeni tasarısının kabul edilmesi, F-35 savaş uçağı, gündemdeki sorunların başında geliyor. Genel bir ifade ile; NATO artık Türkiye açısından tehdidin kaynağı haline gelmiştir.
 
NATO’dan ayrılma konusu
Batı medeniyeti derken biz batının teknik üstünlüğüne bakıp kültürü ıskalıyoruz. Bizde medeniyet deyince peşi sıra kültür (hars) deriz. Hatta İrfan deriz. 18.asrın son çeyreğinde kurulmuş bir ABD’mi Türkiye’ye medeniyet öğretecek. ABD eli kanlı kısa tarihi vukuatlarla dolu bir ülkedir. Türkiye’nin her ilinde tarihi eserlere bakın; ABD’nin kuruluşunu boş verin 1492 yılında keşfedilen Amerika kıtasının keşfinden önce eserler görürsünüz.
Mahatma Gandhi’ye “batı medeniyeti hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna “olsaydı iyi olurdu” diye ironik bir cevap vermiştir.                                                                                                                           

Ne zaman eski gücümüze doğru yol alırsak, kendi savunmamızı başkalarına ihtiyaç duymayacak noktaya taşırsak; içinde bulunduğumuz paktlarda bu tip sıkıntıları yaşamayız.
Ayrıca ölçüsüz hamaset yapıp masayı devirmek şu an fayda getirmez ama kararlı ve dengeli olmak zorundayız.                                                                                            
Fransa Cumhurbaşkanı Macron “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti”diyerek Avrupa ordusu kurmaya çalışmaktadır. Avrupa Birliği bunu başarırsa; ABD hasta adam demektir. 
Beyrut limanı sabotajı sonrası sütü bozuk genleri harekete geçip Lübnan üzerinde akbaba turları atan Playboy Macron; kendisi siyaseten entübe durumdadır. Soğuk savaş sonrası NATO’nun hem içindeyiz, hem de hedefindeyiz.
Birinci Özal hükümetinin Dışişleri bakanı Vahit Halefoğlu’nun kullandığı diplomaside duruşumuzu özetleyen Latince bir deyimi hatırlatarak yazımızı noktalayalım. “*Suaviter in modo, fortiter in re " “davranışta kibar, eylemde sert/kararlı" *